Güncelleme Tarihi:
Televizyonlarda avaz avaz çığırtkanlık:
- 50 bin liraya gazete, 40 sayfa...
- 30 bin liraya gazete, 30 sayfa...
- 50 bin değil, 40 bin değil, 30 bin değil, 25 bin liraya gazete...
Ne oluyoruz?
Yalnız káğıdı yaklaşık 90 bin lira olan gazete 50 bin liraya nasıl satılır?
Niçin satılır?
*
Herkes biliyor...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel biliyor...
Başbakan Bülent Ecevit biliyor.
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli biliyor...
Bütün bakanlar biliyorlar.
Milletvekilleri biliyorlar...
Parti liderleri biliyorlar...
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay yargıçları biliyorlar.
Genelkurmay biliyor.
Káğıdının maliyeti 80 bin lirayı aşkın gazetenin 50 bin liraya neden sattığını biliyorlar.
Bilmeyen yok!..
*
Bir malı zararına satmak ‘‘damping’’ diye damgalanır. Serbest rekabete aykırıdır damping, haksız rekabettir, amacı nedir?
Rakibini batırmak!..
Serbest piyasanın kurallarına ters düşen bu yöntem, adına liberalizm denen ekonomik düzenin kurallarına ters düştüğü için yasaklanmıştır.
Ancak yalnız káğıdı 90 bin lira tutan gazetenin 50 bin liraya satmasının ardında ‘‘klasik damping’’ olgusunu aşan bir amaç var.
Nedir o amaç?
*
Herkes biliyor.
Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a, parti liderlerinden milletvekillerine kadar herkes, amacın ne olduğunu bal gibi biliyor. Damping yapan medya patronunun amacı, devleti söğüşlemektir.
Hedefi, hükümetten devletin ihalelerini koparabilmektir; gazeteleri ve televizyonları bu amaç için kullandığı birer etkili silahtır.
Medyada egemenliğini güçlendirmek, rakiplerini silmek uğruna gazetesini zararına satıyor.
Gazeteciliğin köküne kibrit suyu ekiyor.
Gazetecilik öldü ölecek...
*
Cumhuriyet dampingden şu güne dek etkilenmedi; elinizdeki gazete ortalama 50 bin satıyor, kimi gün satışı 60-70 binin üstüne çıkıyor, yapılan bir dizi araştırmaya göre, bir Cumhuriyet'i 5-6 kişi okuyor, bu yolla gazetemiz 250-300 bin kişiye ulaşıyor.
Cumhuriyet, ülkenin en pahalı gazetesi!..
250 bin lira...
Öteki gazetelerin fiyatları 25 binden başlıyor, 150 bine dek tırmanıyor.
Cumhuriyet'in okurları bilinçli, güvenilir ve sağlam bir temel oluşturuyorlar.
Tek dayanağımız okurlarımız.
Ancak medya böyle giderse, Türkiye'de gazeteciliğin ruhuna fatiha okunacak.
Haa... Bir de devletin ‘‘Rekabet Kurulu’’ var.
O ne yapıyor?