Güncelleme Tarihi:
Zonguldak Kozlu'da maden arama ruhsatı başvurusu yapan kişi, başvurusunun reddine ilişkin Başbakanlık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşler Başkanlığının işlemi ve bu işlemin dayanağı, 16 Haziran 2012'de Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi'nin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştayda dava açtı.
Davaya bakan Danıştay 8. Dairesi, davacının maden arama ruhsat talebinin reddine ilişkin işlemle dava konusu Başbakanlık Genelgesi'nin yürütmesini maden ruhsatları yönünden durdurdu. Dairenin kararında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile maden haklarıyla ilgili ruhsatları düzenlemek ve bu ruhsat sahalarındaki madencilik faaliyetlerini takip etme görevinin Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verildiği belirtildi.
Maden Kanunu'nda da "madencilik faaliyetleri ve ruhsatlandırma işlemlerine Bakanlık tarafından kısıtlama getirilebileceği, maden arama faaliyetlerinin, bu kanunda sayılanlar dışında herhangi bir izne tabi olmadığı, işletme faaliyetlerinin ise bu kanuna göre Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe göre yürütüleceği" hükümlerine yer verildiği anımsatıldı.
Aynı Kanun'da ayrıca madenlerle ilgili arama ruhsatının Maden İşleri Genel Müdürlüğünce düzenleneceğinin de belirtildiği aktarılan kararda, 6 Kasım 2010'da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nde de madenlere arama ruhsatı almak için Maden İşleri Genel Müdürlüğüne başvuru yapılacağının kurala bağlandığı hatırlatıldı.
Kararda, davacının, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne başvurduğu, genel müdürlüğün de bu başvuru ile 174 ruhsat talebini, izin verilmesi istemiyle söz konusu Başbakanlık Genelgesi uyarınca Başbakanlığa gönderdiği kaydedildi.Kamu hukukunda yetkinin hiyerarşiden üstün olduğu vurgulanan kararda, "Yani bir yetki yasa ile hangi makama verilmişse o makam tarafından kullanılmalıdır.
Dar anlamda 'yetki unsuru' denilen karar alma yeteneği, konu, yer ve zaman itibarıyla Anayasa ve yasalarla belli bir organ, makam ve kamu görevlilerine tanınmış bir güçtür. Yetkinin kimin tarafından kullanılacağını belirleyen kuralların varlığı halinde bu yetkinin devri ile paylaşımı konusunda da açık bir düzenlemenin bulunması gerekmektedir" tespitleri yapıldı. İlgili mevzuat hükümleri uyarınca, maden ruhsatı verme yetki ve görevinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne ait olduğu, madencilik faaliyetleriyle ilgili her türlü kısıtlamanın ancak kanunla yapılabileceği belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından maden ruhsatı düzenlenebilmesi için gerekli bilgi, belge ve izinlerin Maden Kanunu ile ilgili yönetmeliklerde açıkça belirtildiği ve bunların arasında Başbakanlık izninin gerekli olduğu yolunda bir hükmün yer almadığı görülmektedir.
Dava konusu genelgeyle maden mevzuatında öngörülmeyen ayrı izin müessesesi getirildiği, bu haliyle dava konusu genelgenin, maden ruhsatları bakımından kısıtlayıcı hükümler içeren ve üst hukuk normu olan Maden Kanunu ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'ne aykırı bir düzenleme olduğu sonucuna varılmıştır."
Dairenin 5 üyesinin oy çokluğuyla aldığı karara 4 üye katılmadı. Karşı oy yazısında, Anayasa'ya göre, başbakanın, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü olduğu hükmüne yer verildiği belirtildi.
Davalı Başbakanlık ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.