Güncelleme Tarihi:
TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, uzlaşma ve yeni anayasa sürecinin Türkiye’nin en öncelikli konularından biri olduğunu söyledi. Ne refah için demokrasiden, ne de demokrasi için refahtan vazgeçemeyeceklerini belirten Yılmaz, “Demokrasisiz ‘refah başarı’ öykülerini benimsemiyoruz” dedi. Ekonomik başarı için en önemli unsurların başında demokrasi ve yüksek standartlarda hak ve özgürlüklerin geldiğini kaydeden Yılmaz, “Türkiye’nin gerçek bir sıçrama yapabilecek ekonomik gücü var. Dolayısıyla kendi işimizi yapabilmek için sosyal ve siyasi istikrar talep ediyoruz” diye konuştu.
BARIŞ VE HUZUR
Ocak ayındaki genel kurulda başkanlık koltuğuna oturduktan sonra dün ilk basın toplantısını düzenleyen Yılmaz, TÜSİAD’ın 2013-2014 Çalışma Programı’nı yönetim kurulu üyelerinin de tam kadro katılımıyla paylaştı. Her bir yönetim kurulu üyesinin sorumlu olduğu komisyonun planladığı çalışmaları anlatmasından önce bir konuşma yapan Yılmaz Türkiye’nin ekonomik performansından genel olarak memnuniyet duyduğunu ifade etti. Yılmaz, Kürt sorunuyla alakalı olarak başlatılan ‘İmralı süreci’ni destekleyip desteklemediği konusunda, “İmralı süreci, ülkede artan barış umudunu destekleyen bir süreç oldu. Hepimizin ülkede, huzurun tesis edilmesi bakımından artan bir beklentisi var. İmralı süreci diye adlandırdığımız sürecin, barışın ve huzurun tesisine yardımcı olacağı umudunu taşıyoruz. Bunu bu çerçevede değerlendiriyorum” açıklamasını yaptı.
ERDOĞAN’DAN RANDEVU
TÜSİAD’ın geçmiş dönemde Başbakan başta olmak üzere zaman zaman hükümet ile yaşadığı sert tartışmaların, fikir ayrılıkların yeni dönemde nasıl bir seyir izleyeceği yönündeki soruya ise Yılmaz şu yanıtı verdi: “Sayın Başbakan ile, hükümetle bir çatışma içerisinde olmak... Ben böyle bir algıyı değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkenin ihtiyacı olan çatışma değil. Her alanda barış, uzlaşma, işbirliği ve bunun yaratacağı toplumsal refahın gerçekleştirilmesi. Beklentimiz bu. Biz iş dünyası olarak bu refahın oluşmasında elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ancak bunun sağlam zeminlere oturmasını beklemek de hem hakkımız, hem görevimiz.” Yılmaz ayrıca Başbakan’dan randevu talep ettiklerini söyledi.
Anayasa’da uzlaşma önemli
YILMAZ , Yeni Anayasa ve Kürt meselesi konuları bağlamında Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin en önemli aşamalarından birine girdiğine işaret ederek, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun bir buçuk yıla yakın bir süredir çalışmalarını sürdürdüğünü hatırlattı. Yılmaz, “Biz, uzlaşmaya inanıyoruz. Yeter ki hiçbir parti tüm tezlerini aynen görmeyi beklemesin.”
AB, küreselleşme provasıdır
KÜRESELLEŞMENİN, barış ve demokrasi referansını Avrupa Birliği’nin (AB) sağlayacağını belirten Yılmaz, şunları kaydetti: “AB, kontrollü ve dengeli küreselleşmenin bir provasıdır ve başarıya ulaşması herkesin çıkarınadır. TÜSİAD AB sürecine hiçbir zaman salt bir ticaret ortaklığı olarak yaklaşmadı. Öncelikle barışın, insan haklarının ve demokrasinin referansı olarak değerlendirdik. ”
Başkanlık kabulümüz
BAŞKANLIK sistemiyle ilgili görüşünün sorulması üzerine, Muharrem Yılmaz şu yanıtı verdi: “Esasen üzerinde çalışılan anayasanın, bir toplumsal mutabakat anayasası olmasını ve bu mutabakatın üzerinde de Türkiye’nin çağdaş refah toplumunu gerçekleştirmesini diliyoruz. O yönde çalışıyoruz. Beklentilerimiz var. Bu uzlaşma, parlamento uzlaşma komisyonuda temin edildiğinde, uzlaşma komisyonun seçtiği, anayasada seçtiği yönetim biçimi tabii ki hepimizi için kabuldür.”
Barışı düğün gibi bekliyoruz
ÇÖZÜM sürecini desteklediklerini açıklayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Tarkan Kadoğlu ise, “Her kesimin bu sürece destek olması gerektiğine inanıyorum. Şu anda bu barış süreci, bir düğüne benzetiyoruz. Düğün, nişanları takılmış,sıra düğünü yapmaya kaldı diyoruz. Düğünün olduğu süreçte de biliyorsunuz takılar takılır. Bizler de işadamları olarak, takımızı takmaya, bu bölgeye yatırım yapmaya bir seferberlik yoluyla gideceğimize inanıyorum. Bu süreci önemsiyorum” açıklamasında bulundu.