Başbakan: Kriz en çok dış ticareti etkiledi

Güncelleme Tarihi:

Başbakan: Kriz en çok dış ticareti etkiledi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2008 13:15

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, krizin etkilerinin bugün en çok da dış ticarette görülmeye başlandığını ifade ederek, “Krizin ihracat üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için gereken önlemleri aldık, alıyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 20 yıldır Türkiye'nin dış ticaret atılımına büyük katkılar sağlayan, Türkiye'nin dünya ile ekonomik bütünleşmesini ilerletme yolunda büyük sorumluluklar üstlenen kurul üyelerine ülkesi ve milleti adına teşekkür ettiğini dile getirdi.

Son 6 yılda Türkiye adına çok sayıda gurur verici olay yaşandığını ve ekonomide, iç ve dış politikada bir çok alanda gerçekten hem kendilerini hem de milleti sevindiren, gururlandıran, onurlandıran gelişmeler olduğunu kaydeden Erdoğan, hiç çözülmeyecek gibi görünen sorunların çözüldüğüne, hiç değişmeyecek gibi görünen meselelerin değiştiğine herkesin şahit olduğunu söyledi.

Erdoğan, kendisini en çok gururlandıran gelişmeler arasında işverenlerin, sanayicilerin, girişimcilerin ve yatırımcıların yurt dışındaki çabaları ve başarılarının geldiğini ifade ederek, gittiği her ülkede mutlaka en az bir kaç Türk iş adamıyla karşılaştığını, tanıştığını ve sohbet ettiğini anlattı. Bir çok ülkede Türk iş adamları ve müteahhitlerinin yaptığı eserleri gördüğünü, bir çoğunun açılışını yaptığını belirten Erdoğan, görüştüğü hemen her devlet adamının Türk yatırımcıların başarısı, dürüstlüğü ve dinamizminden bahsettiğini ve teşekkürlerini ilettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye bu gururu yaşattıkları için iş adamlarına teşekkür ederek, “Ben yatırımcımızla, üreticimizle, girişimcimizle gurur duyuyorum. İnanıyorum ki milletimiz de bizimle birlikte bu gururu paylaşıyor” dedi.

Başbakan Erdoğan, küresel ölçekte doğal bir süreçten geçildiğini, bütün dünyayı etkisi altına alan küresel finans veya finansal krizin faturasının yavaş yavaş netleştiğini belirterek, krizin etkilerinin daha net ortaya çıktığını ve bu etkilerin bir süre daha hissedileceğini kaydetti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle ABD, Japonya ve Avrupa'nın bir çok ülkesinde durgunluk belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Bir çok ülke negatif büyüme sürecine girdi. Türkiye'nin bu krizden az ya da çok etkileneceğini krizin sinyallerinin alınmaya başladığı ilk andan itibaren ifade etmiştim. Bugün en çok da dış ticaretimizde bu etkiyi görmeye başladık. Son 2 ayda ihracatımızda geçen yılın aynı aylarına göre belirli oranlarda düşüşler oldu. Kasım ayında bu gerileme yüzde 22 oranındaydı. Aralık ayında da yine bir miktar gerileme olacağını görüyoruz. Ancak tüm bu gerilemeye rağmen belirlediğimiz ihracat hedefi olan 125 milyar doları yılbaşında aşıyoruz. Şu anda geriye dönük 12 ayda 129 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşmış durumdayız ki, ne kadar gerileme olursa olsun yine rekor düzeyde bir rakamı yakalamış olacağız. Tabii bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Bunun üzerinde dikkatle ve hassasiyetle durmamız gerekiyor. Krizin ihracat üzerindeki bu olumsuz etkisini azaltmak için gereken önlemleri aldık, alıyoruz.”

“TRT PAYINI YENİDEN BELİRLEYECEĞİZ”

Başbakan Erdoğan, TBMM Genel Kurul görüşmelerinde de ifade ettikleri gibi ihracat ve reel sektör desteğini artırdıklarını, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesini sağlayacak adımları attıklarını anlatarak, Eximbank kaynaklarının artırılmasına ve KOBİ'lerin (küçük ve orta boy işletmeler) desteklenmesine öncelik verdiklerini söyledi.
Bu çerçevede ilk olarak Merkez Bankası ihracat reeskont kredisi limitini 500 milyon dolardan 1 milyar dolara yükselttiklerini ifade eden Erdoğan, “Yani ihracatımıza yıllık 3 milyar dolarlık ek destek sağlamış olduk” dedi. İkinci olarak Hazinenin 2009 yılında sağlayabileceği toplam garanti ve ikraz limitini 1 milyar dolar artırarak 4 milyar dolara çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, bu imkanının önemli bir bölümünün ihracatın ve KOBİ'lerin finansmanına yönelik olarak kullanılacağını belirtti.

Başbakan Erdoğan, Eximbank'ın sermayesini, bütçe imkanlarını da göz önüne alarak ihracatın daha fazla desteklenmesini sağlayacak şekilde artırdıklarını anlatarak, ayrıca imalatçı KOBİ'ler ile esnaf ve sanatkarlara yönelik 700 milyon YTL sıfır faizli kredi desteği paketinin KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) tarafından uygulamaya konulduğunu bildirdi.

Vergi borçlarının 18 ay süreyle yıllık yüzde 3 faizle taksitlendirilmesi imkanı getirdiklerini de anımsatan Erdoğan, “Girdi maliyetlerini azaltmak üzere elektrik enerjisi satış fiyatları içinde yer alan TRT payını da yeniden belirleyeceğiz. Özetle gelişmeleri çok yakından takip ettik, ediyoruz ve gerekli önlemleri de yeri ve zamanı geldikçe alıyoruz” dedi.

TÜRKİYE KRİZLERİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRECEK SAĞLIKLI YAPIYA KAVUŞMUŞTUR 

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, ne ölçekte olursa olsun tüm krizleri aşacak hatta bu krizleri fırsata dönüştürecek çok sağlıklı bir yapıya kavuşmuştur" dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) 2008 yılı olağan genel kurulunda yaptığı konuşmada, yaşanan krizin Türkiye'nin krizi olmadığını belirterek, bu krizin 1929'dan bu yana bu ölçekte görülen ilk kriz olduğunu söyledi.

Krizin, gelişmiş ekonomiler kaynaklı, etkisinin de küresel olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Buna samimi olarak yaklaşanlar bu gerçeği rahatlıkla ifade ederler. Ama başka tür bazı beklentiler içinde olanlar krize ne der, onu bilemiyorum” diye konuştu.

Hükümetlerinin "önlem almadığı" yönünde eleştiriler de bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bunların son derece mesnetsiz, gerçekle bağdaşmayan iddialar olduğunu kaydetti.

Bir gazetede dün okuduğu habere değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

“(Kriz vatandaşı evine hapsetmiş, bu sayede son 3 ayda LCD televizyon satışları yüzde 25 oranında artmış)... Bizim eleştirdiğimiz nokta işte budur. Biz krize karşı duyarsız olmadık, seyirci kalmadık, tepkisiz hiç olmadık. Krizin çıktığı andan itibaren morallerin yüksek tutulması gerektiğini, böyle ortamlarda moral atmosferinin hayati derecede önemli olduğunu vurguladık. Buna rağmen bazı sivil toplum kuruluşlarının, medya gruplarının, siyasi partilerin ısrarla ve inatla moral bozma gayreti içinde olduğunu gördük. Öyle bir noktaya geldiler ki... İç tüketim canlı, içerde otomobil satışları artıyor. İhracatta eyvallah... Geçen yılın Ocak-Ekim dönemine göre artış var, bu devam ediyor. Yani bunu dahi krize bağlamak gibi zorlama gerekçeler içine giriyor, 'Millet ekmek bulamıyor', bu tür ifadeler kullanıyorlar. 'Öyleyse pastaya hücum edin' diyorlar. 'Pasta satışları arttı' diyorlar. Böyle garip garip yaklaşım tarzı. Bunlar zorlama yorumlardır. Bunlar toplum psikolojisine zarar verecek yorumlardır.”

Haberin Devamı

Erdoğan, bu tür yorumların krizin etkilerini artıracağına işaret ederek, bunların siyasi ya da maddi çıkara yönelik girişimler olduğunu söyledi.

KURBANLIK HAYVANLAR GERİ DÖNMEDİ

Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı'nda İstanbul'a ve Ankara'ya gelen kurbanlık hayvanların bir tanesinin bile geriye dönmediğini belirterek, bunun, çok ciddi bir ölçü olduğunu, herkesin kurbanını rahatlıkla kestiği için kurbanların geriye götürülmediğini söyledi.

Ancak geçen yıl ve önceki yıl kurbanların bir kısmının geri götürüldüğünü ifade eden Erdoğan, “Bunların üzerinde ısrarla durmak, incelemekte fayda var” dedi.

İş adamlarının, sanayicilerin, girişimcilerin, hatta bizzat milletin bu yorumlara itibar etmediğini söyleyen Erdoğan, bu karamsar senaryolara prim verilmediğini kaydetti.

Haberin Devamı

ABD ve Avrupa ekonomilerinde durgunluk hakim olduğunu, ancak IMF raporlarına göre komşu ve çevre ülkelerde yüzde 5-9 arasında büyüme beklendiğini anımsatan Erdoğan, bu ülkelerin küresel krizden etkilenmesinin daha az olacağının tahmin edildiğini ifade etti.

Erdoğan, “Eğer stratejimizi bu yönde belirlersek, komşu ve çevre ülkelere ihracatımız krizin etkilerinini karşılayan bir işlev yüklenebilir" dedi.

Bu strateji değişikliğini başlattıklarını, sonuçlarını da alacaklarına inandıklarını vurgulayan Erdoğan, “Bunlar işte krizin doğurduğu fırsatlardır. Bu fırsatları görüyoruz. Diyorum ki, gelin bu krizi hep birlikte fırsata dönüştürelim” diye konuştu.

Türkiye'nin bugün dinamik bir ekonomik yapıya, manevra kabiliyeti çok yüksek bir ekonomik esnekliğe kavuştuğunu söyleyen Erdoğan, iş adamlarının, oluşan sinerji ortamında, hükümetin açtığı yolda yollarına devam ettiklerini belirtti.

Erdoğan, “Sinerji ortamının, istikrar ve güven ortamının bozulmasına asla izin vermeyeceğiz. Türkiye ne ölçekte olursa olsun tüm krizleri aşacak, hatta bu krizleri fırsata dönüştürecek çok sağlıklı bir yapıya kavuşmuştur ve yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bundan hiç kimsenin endişesi, en ufak bir şüphesi olmasın" dedi.

"TOPLUMU OLUŞTURAN HER GRUP SORUMLULUK DUYGUSUYLA HAREKET EDECEK"

Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiklerinde, "Bu ülke kalkınacaksa, ilerleyecekse bu iş Ankara'da oturarak olmaz" dediklerini hatırlatarak, bu işin sadece merkezi yönetim tarafından gerçekleştirilemeyeceğinin altını çizdi.

Bütün gezilere iş adamlarınını da götürdüklerini, gittikleri yerlerde anlaşmalar yapılmasına bizzat öncülük ettiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Öyle adımlar attık ki bütün o ülkelerin başbakanları ile birlikte biz girişimcilerimizin ortak imzasına zaman zaman şahit olduk. Gittiğimiz ülkelerle aramızda yaşanan her sorunun çözümü ile bizzat ilgilendik. Bürokrasiden teminat mektuplarına, gümrük sorunlarından TIR şoförlerin meselelerine kadar her işle küçük-büyük demeden ilgilendik. Bunlardan yüzde 100 netice alamadık ama yüzde 90, 80, 70 netice aldık. Hiç ilgilenmesek hiçbir netice alınamayacak. TIR şoförlerinin vize sorunlarını çözmek için dahi özel çaba gösterdik. Bütün bunları sizlerin daha huzurlu, daha rahat, daha çok ihracat yapabilmeniz için yaptık. İhracat artsın, istihdam, büyüme, yatırımlar artsın diye yaptık. Siyaset kurumu, yerel yönetimleri, iş adamları, sivil toplum kuruluşları işbirliği içinde hareket etmiyorsa, bir ülkenin ilerlemesinden söz edilemez. Toplumu oluşturan her grup sorumluluk duygusuyla hareket edecek."

Hükümetin kendi üzerine düşenleri yerine getirdiğini, mali disipline harfiyen uyulduğunu, makro ekonomik istikrarı oluşturduklarını, gerekli yasal düzenlemeleri başarı ile gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, "Sizler de sivil toplum kuruluşları, özel sektör, üzerinize düşeni fazlasıyla gerçekleştirme gayreti içinde oldunuz" dedi.

Türkiye'nin GSYİH'inin 3 kat arttığını, bu yıl sonunda ise 750 milyar dolara ulaşacağını hatırlatan Erdoğan, 2002 yılında 58,6 milyar YTL seviyesinde olan yatırımların geçen yıl sonu itibariyle 184,1 milyar YTL'ye çıktığını, burada özel sektör payının da arttığını söyledi.

Merkez Bankası rezervlerinin 27 milyar dolardan 71 milyar dolara yükseldiğini anımsatan Erdoğan, "Arkadaşlar, bu rezerv 26-27 milyar dolarda kalmış olsaydı, şimdi bu dönemde Türkiye nasıl ayakta durabilecekti?" sorusunu yöneltti.

Erdoğan, daha önceki yıllarda bunun yaşandığını belirterek, "Ne hale geldiğimiz ortada. Akşam sabah para basılıyordu. Bunlar halkımızın tamamını komaya sokan çözüm yollarıydı. Ama dönemimizde biz 1 kuruş bile karşılıksız para basmadık. Kamuya asla yük getirmedik, getirmeyeceğiz" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!