Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan-Kılıçdaroğlu buluşması / Foto Galeri
Başbakan Erdoğan'ın TİM Genel Kurul'daki konuşmasından satır başları;
Tüm ihracatçılarımıza teşekkür ediyorum. Hükümet olarak bize düşen neyse biz onu yaptık yapmaya da devam edeceğiz. Biz yol açtık kapıları araladık, yoldaki engelleri temizledik, teşvik ettik. Sizler de o yoldan yürüdünüz.
Hükümet olarak 2023 olarak dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyoruz. Bunun içinde ihracat artışının çok büyük bir payı var. 2023 hedefimiz 500 milyar dolar ihracat yapabilmek. Bu asla hayal değil. 7 yılda ihracat yaklaşık 4 kat arttı. Önümüzdeki 10 yılda biz 5 kat daha artırabileceğimize inanıyorum.
Geçtiğimiz hafta içinde kalabalık bir iş adamıyla birlikte Latin Amerika ülkelerine ziyaret gerçekleştirdik. Dünyanın en büyük 8. ekonomisi Brezilya’da iş imkanları araştırıldı. Türkiye nere brezilya nere, ama bakın nerelerle bağlantı kuruyoruz. Artık her yer birbirine yakın, yeter ki sizin azminiz olsun.
Yaklaşık 200 yıldır diplomatik ilişkimiz boyunca ilk kez bir Türkiye Başbakan’ı ziyaret etti. Düşünebiliyor musunuz? Maziye bakıyorsunuz 200 yıl. Ama ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı Brezilya’yı ziyaret ediyor.
Arjantin’de otonom yerel irade, Atatürk anıtının açılışıyla ilgili nezaketsiz bir tavır sergiledi. Biz de o zaman ziyareti iptal ediyoruz dedik ve üçüncü durağımız olan Şili’ye geçtik.
Şili’deyken de İskender’undaki saldırı ve Akdeniz’deki devlet terörünü duyunca temaslarımızı kesmek zorunda kaldık, ülkemize döndük.
Bölgede çocuklar fosfor bombalarıyla öldürüldükçe, çocuk parkları bombalandıkça, hastaneler okullar bombalandıkça, çocuklara ilaç götüren, gıda götüren, oyunca götüren gönüllüler katledilince bölgeye barış gelmez. Bu saldırgan tavırlardan bölgenin hiçbir ülkesi kazanç sağlayamayacağı gibi, İsrail halkı da kazanç sağlayamaz.
Akdeniz de bir haydut yaklaşımıyla, hukuksuz şekilde yürütülen şiddet politikalarıyla dünyayı karşısına alan, hiçbir şey elde edemez. Zoraki kınamalarla, gönülsüz açıklamalarla birileri bu zorbalığı teşvik edebilir. Ama biz artık bu saldırılara göz yummayız, boyun eğmeyiz.
Askeri ve sivil ambulans uçaklarımız yaralılarımızı ülkemize getirdiler. Hayatını kaybedenler ve gönüllüler Türkiye’ye getirildi. Haklı tepkimizi ortaya koymamız tüm dünyanın ilgisini çekti ve Gazze’de 35 aydır süren ablukanın kaldırılması, bugün düne göre daha önemli bir karşılık buluyor. Mısır refah kapısını açtığını duyurdu.
İsrail hükümeti kendi ülkesinin güvenliğini tehdit eder derecede etrafına düşmanlık yaymaktadır. Bu politikaların kimseye bir faydası yoktur. Bölge içinde dünya barışı için de faydası yoktur. İsrail yaklaşımını ivedilikle gözden geçirmelidir. Bizim İsrail halkıyla bir sorunumuz yok. Bizim ve insanlığın İsrail yönetimiyle sorunu var.
Defalarca söyledim, antisemitizm bir insanlık suçudur. Ben ülkemde, ne Musevilerin, ne diplomatların, ne turistlerin farklı bir muameleyle karşılaşmasına ben izin vermem. Tamamının güvenliği bizim teminatımız altındadır. Bu noktadaki anlayışımız budur. Bizim tarihimizin bize yüklediği sorumlulukta budur.
Şu anda aldığımız bazı ihbarlar üzerine de çalışıyoruz. En tepesinden bu olaylara karışmış olaylar için suç duyurumuzu yaptık. İsrail’in güvenlik kaygıları, akıl sağlığını aşan bir travmaya dönüşmüştür. Tekrar ediyorum, biz bölgemizde barış, huzur, istikrar istiyoruz. Bunu keyfi şekilde bozanlara karşı da sağ duyulu onurlu gerektiğinde de en sert tepkimizi koymaktan kaçınmayacağız, kaçınmıyoruz.
Bizim dünya üzerindeki hiçbir ülkeye husumetimiz yok, olamaz. Biz her zaman yurtta sulh cihanda sulh görüşüyle hareket ettik.
2002 yılında 22 arap ülkesine yaptığımız ihracat 3.2 milyar dolar cinvarındayken, 2008’de bunu 25 milyar dolara çıkardık. Halep oradaysa, arşın Ankara’da. Tam yüzde 660’lık bir artış. 2009’da krize rağmen ihracatı 21 milyarın üzerinde tutmayı başardık.
Bakın ABD’de kriz oluyor, tüm dünya etkileniyor. Yanı başınızda kriz savaş kan ve gözyaşı varsa, isteseniz de istemeseniz de bundan etkilenirsiniz. Bizim yanımızda savaş yok muydu? Irak ne hale geldi görüyorsunuz. Türkiye sürekli tırmanışa devam etti.
Orta doğu yanarken, siz burada kendinize yalıtılmış bir dünya inşa edemezsiniz. Hukuksuzluklara katliamlara tepkisiz kalamazsınız.
Eğer Gazze için sesimizi yükseltiyorsak, Kudüs için çabalıyorsak bu eksen kayması asla değildir. bu bölgeye barışın gelmesi, akan kanın dindirilmesi içindir. Ne şöhret peşindeyiz, ne rol kapmanın mücadelesi içindeyiz. Biz sadece insanlık diyoruz, hukuk diyoruz, hak diyoruz, adalet diyoruz.
Sizin İran’da ne işiniz var diyorlar. Biz BM Güvenlik Konseyi’nin üyesiyiz. Biz kabile devlet değiliz arkadaşlar. Gücümüzün farkında olalım, kendi kendimize yetmesini bilelim.
Biz bu adımı nükleer programla ilgili atarken, sayın Obama’yla yaptığımız görüşmeler, bana yazdığı mektup, Lula’ya yazdığı mektup, ma onlar sandılar ki bunlar bunu başaramaz. Dostlar alışverişte görsün. Gerçekleştikten sonra şöyle mi böyle mi demeye başladılar. Hayır. Biz bu yola çıktık. O 10 maddeyi
İran sözünde durdukça, biz de o imzalarımızın arkasındayız. Şu anda dünya basınında da bunlar yazıldı çizildi. İsrail Filistin görüşmelerine ara buluculuk yaparken, bölge halkları için bunu yaptık. İsrail şu bölgede en önemli dostunu kaybetmek üzere, bu anlayışla giderse. İsrail düzeninin kendini çek etmesi lazım. Bugün bizim yaptığımız bu dostluğu koruyabilme gayretiydi ama İsrail devleti bunun farkın varamadı ve tarihi bir yanlış yaptı.