Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2003 01:09
Yıllık 480 bin küvet kapasitesine ulaşıp dünyanın önde gelen üreticileri arasına giren Sanica'nın lüks sınıftaki jakuzi, compact ve saunalı compact banyo küvetlerinde Türkiye'nin ünlüleri yıkanıyor, rahatlıyor. Liste Başbakan Erdoğan'dan Seda Sayan'a kadar uzanıyor.
Gürpınar ve Silivri'deki tesislerinde ürettikleri lüks küvet sistemleriyle bir başarı öyküsüne imza atan Ali ve Nesimi Fatinoğlu kardeşlerin Sanica'sı, 250 kişilik personelle yılda 480 bin adet küvet üretim kapasitesine ulaştı. Jakuzi, compact sistemler ve şimdi de her banyoya montajı yapılabilen saunalı compact sistem üreten Sanica'nın referans listesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, başta ABD olmak üzere büyükelçilikler, Levent Kırca, Seda Sayan, Fatih Terim, çok sayıda ünlü futbolcu ve işadamı var.
Jakuzi ve compact banyo sistemlerini üreterek büyük bir ithalat kalemini bitirdiklerini ve ürettiklerinin lüks ürün olması nedeniyle zengin ve ünlülerden oluşan bir müşteri listesine sahip olduklarını belirten Ali Fatinoğlu, şimdi de Fransa'da satın aldıkları radyatör fabrikasını söküp Gürpınar'a taşıdı. Makine montajını sürdüren iki kardeş, ‘‘Küvetlerin yüzde 80'ini ihraç ediyoruz. Gömme rezervuarda da 6 ülkeye ihracat başlattık. Şimdi radyatörde de öyle olacak. Yeni hedefimiz ise inşaat sektörünün kullandığı ne kadar yabancı marka varsa hepsini yerli üretmek’’ dedi.
TESADÜFEN BULUŞ
Fatinoğlu Holding Başkan Yardımcısı Ali Fatinoğlu Sanica'da ulaştıkları başarının tesadüflere çok bağlı olduğunu belirterek ilginç hikayesini şöyle anlatıyor: ‘‘Şu anda 2 bin 100 bayi ve 6 bölge showroom'uyla malımızı pazarlıyoruz. 200'e yakın banyo küveti ve duş teknesi modelimiz var. Bu kadar model ve üretim kapasitesiyle Türkiye'deki en yakın rakibimizden 20 misli daha büyüğüz. Pazarın yüzde 70'i bizde ama başarı hikayemiz tesadüflerle dolu. Çünkü biz iki kardeş maaşla bir yerlerde çalışırken şirket kurduk. Bakırköy'de açtığımız, Pano Seramik dükkanı sayesinde sonradan küçük bir atölyede küvet üretmeye başladık. Birgün kahverengi küvet siparişi aldık ve hazırda elyafımız olmadığı için bu siparişi ‘formülü değiştirerek' üretmeyi denedik. İyi ki denemişiz. Çünkü elyafsız küvet ürettik. Hem maliyeti yüzde 30 indirmiş hem de aynı atölyede üç misli daha fazla küvet üretmeyi başarmıştık. 2-3 yıl kendi formülümüzü saklayıp çok para kazandık. Kısa sürede de çok yer kiralayıp üretimi patlattık.’’
SÖZEN’E DUACIYIZ
Ali Fatinoğlu, kendisinin Bedrettin Dalan döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalıştığını ve belediye şirketlerinin kuruluşu ile rehabilitasyonunda görev aldığını belirterek, girişimcilikte çok para kazanmalarına neden olan ikinci tesadüfü de şöyle özetledi: ‘‘Biz küvet üretip satarken su deposu işi başladı. Piyasada su deposu yapanlar kendisinden küvet almayana depo vermiyordu. Biz de bulunsun diye depo üretmeye başladık. Tam bu sıralarda Nurettin Sözen İstanbul'a Belediye Başkanı oldu. Ben de belediyeden ayrılmak zorunda kaldım. Aynı dönemde İstanbul'da su kıtlığı başladı. Su deposu işinde de bir anlamda Sözen sayesinde inanılmaz cirolara ulaştık. İşimizi daha da büyüttük.’’
Rusya'ya küvet satınca 4 katlı fabrika kurduk
1994 krizinde ihracattan başka çare kalmadığını gördüklerini anlatan Ali Fatinoğlu ihracata başlama öykülerini de şöyle anlattı: ‘‘Ağabeyimi ABD'ye gönderdik. Ürünlerimizi pazarlamaya çalıştı. Ancak, bizim ürettiğimiz elyafa dayalı küvetlerin 40 yıl geçmişte kaldığını öğrendi ve geri döndü. Artık akrilik küvet üretmemiz gerekiyormuş, onu öğrendik. Bu dönemde jakuzi üretiyorduk ve ABD, İngiltere, İtalya, İspanya'yı dolaşıp akrilik için nasıl bir yatırım gerekir diye araştırdık. Önümüze çok büyük yatırım bütçeleri kondu. Biz de makinaları Türkiye'de yaptırmaya karar verdik. 1 makina bandı için 5 milyon
dolar istiyorlardı, biz 5 makina bandını aynı fiyata kurmayı başardık ve ihracata başladık. O sırada bir Hollanda firması bizden jakuzi istedi.
Rusya'da kullanacakmış. Bizim fiber küveti gördüler ve alım kararı verdiler. Çok iyi fiyata çok büyük bağlantı yaptık. Jakuzi yolluyoruz ve bütün yatırımız için gerekli parayı kazanmaya başlıyoruz. Fabrikayı 1 kat yapacakken bu sayede 4 katlı fabrika binası yaptık.’’
Kürşad Tüzmen olmasaydı yeni fabrika yatıyordu
ALİ Fatinoğlu, yeni yatırım için Fransa'da satın aldıkları Finnmetal Fabrikası'nın makine parkını Türkiye'ye getirmekte bürokratik sorunlar yaşadıklarını anlattı. Fatinoğlu şöyle konuştu: ‘‘Finnmetal'in makina parkını aldığımız duyulunca Romanya'dan, Almanya'ya birçok ülkeden çok uygun desteklerle ‘gelin fabrikayı buraya kurun' teklifleri aldık. Hiçbirini dinlemedik ve Gürpınar'da fabrikayı kurmak istedik. Ancak öğrendik ki eğer yabancı firmaysak herhangi bir fabrikayı Türkiye'ye taşıyabiliyormuşuz ama Türk firmaysak bu yasakmış. Durumu bir toplantıda Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'e anlatınca ilgilendi. Bulgaristan'daki bayimizi ortak ettik ve bürokrasiyi aştık. Şimdi ikinci el olmasına rağmen Türkiye'nin en modern radyatör fabrikasını bitirmek üzereyiz. Bu fabrikaya 600 işçi alacağız. ’’
Hangi ünlülerde Sanica küvet var
Cumhurbaşkanlığı Köşkü
Recep Tayyip Erdoğan (Ankara'daki evi)
Fatih Terim
Mustafa Denizli
Hakan Uzan-Yeşim Salkım Villası
Seda Sayan
Hakan Ünsal
Hakan Şükür
Arif Erdem
Süleyman Çelebi-DİSK Genel Başkanı
Levent Kırca
* Tansu-Özer Çiller- (Pelister çiftliği Kuşadası)
Cem Davran
Cüneyt Arkın
Nejat Uygur
Murat Polat
Arif Sağ
Aysel Gürel
Müjde Ar
Atilla Saral
Burhan Çaçan
Nazım Hikmet’in arkadaşı olan babam telefonumuza bakardı
FATİNOĞLU Ailesi'nin Girit'ten göç etmiş bir aile olduğunu belirten Ali Fatinoğlu, ‘‘Dedem Hüseyin Nesimi
Galatasaray Lisesi'ni ve Mülkiye'yi bitirip kaymakam olmuş. Doğu'da kaymakamlık yaparken de öldürülmüş. Babam Abidin Fatinoğlu 6 yaşında annesiyle İstanbul'a gelmiş ve İstanbul Lisesi'yle Teknik Üniversite'yi bitirmiş. 13 tane yayınlanmış eseri var ve yazarlık adı da Abidin Nesimi. Kendisi Nazım Hikmet'in arkadaş grubundaki isimlerden biriydi. Ali Fatinoğlu; tarih, felsefe, din, mühendislik alanlarında büyük bilgi birikimi olan, aynı zamanda TDK kurucuları arasında yer alan babasının, Bakırköy'de açtıkları küçük dükkanda telefonlara baktığını ve pano-seramik siparişleri alarak kendilerine destek verdiğini anlattı.