A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2006 11:48
Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, Manyas'tan sonra Iğdır'da görülen kuş gribinin önümüzdeki dönemlerde göç yolları üzerinde bulunan ve salma yetiştiricilik yapılan köylerde tekrarlanmasının olasılık dahilinde olduğunu belirterek, salma kanatlı yetiştiriciliğin muhakkak yetkililer tarafından durdurulması gerektiğini bildirdi.
Görener, yaptığı yazılı açıklamada, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de kuş gribi ile yaşamaya alışması gerektiğini kaydederek, bazı göçmen kuşların hasta olmadan virüs taşıdığını ve temasta bulundukları diğer kanatlılara yayabildiğini hatırlattı.
Görener, “Temasta olabilecekleri kanatlılar ise köylerimizde serbest olarak, salma dolaşan kaz, ördek, tavuk ve hindilerdir. Ülkemizde maalesef salma köy kanatlıları fazla orandadır. Dolayısıyla Türkiye Almanya'ya oranla daha fazla kuş gribi tehdidi altındadır” dedi.
Manyas'tan sonra Iğdır'da görülen bu kanatlı hastalığının önümüzdeki dönemlerde göç yolları üzerinde bulunan ve salma yetiştiricilik yapılan köylerde yine tekrarlanmasının olasılık dahilinde olduğunu vurgulayan Görener, şunları kaydetti: “Bu olasılığın ortadan kaldırılması içinse yasalar uygulanarak açık olarak kanatlı hayvan yetiştiriciliğinin engellenmesi gerekmektedir. Aksi halde köylerimizde yaygınlaşacak kuş gribi vakaları ile ticari kanatlı yetiştiriciliği, yani piliç ve yumurta üretimi risk altına girecektir. Dolayısıyla ülkemizde yaygın olarak yapılan salma kanatlı yetiştiriciliğin muhakkak yetkililer tarafından durdurulması gerekmektedir.”
“BİYOGÜVENLİK TEDBİRLERİNİN DELİNME OLASILIĞI VARDIR”
Yaşanan vakaların, büyük entegrasyonlar için kapalı kümes ortamında azami biyogüvenlik ve dezenfeksiyon tedbirleri uygulanarak ticari olarak yetiştirilen sürülerle bir alakasının olmadığını belirten Görener, “Yani gerek entegrasyonlar, gerekse halk sağlığı açısından herhangi bir tehlike söz konusu değildir. Fakat köylerimizde kuş gribi vakalarının çoğalması ile ticari işletmelerin biyogüvenlik tedbirlerinin delinme olasılığı vardır” dedi.
Sektörüde birçok firmanın ISO 9001 ve HACCP sertifikaları bulunduğunu bildiren Görener, HACCP ve ISO 9001 belgelerine tüm canlı üretim sisteminin dahil olduğunu, yem fabrikaları, kümesler ve kuluçkanın da sertifikalar kapsamına dahil edildiğini kaydetti.
Görener, “Çiftlikten markete kadar tüm üretim sürecini kapsayan kalite ve gıda güvenliği uygulamalarımız sayesinde marketten alınan bir piliç veya hindi ürününün, hangi sürüden gelmiş, hangi yemle beslenmiş olduğu veya üretildiği günün ortam sıcaklığı, hangi firmadan, hangi tarihte alınan baharatlarla hazırlandığı gibi detay bilgilere ulaşmamız mümkün” dedi.