’Bankalarımız yabancılaştı’ diye üzülmeyin, kimin yönettiğine bakın

Güncelleme Tarihi:

’Bankalarımız yabancılaştı’ diye üzülmeyin, kimin yönettiğine bakın
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2007 00:00

Yunan NBG’nin gelişiyle Finansbank’ta Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Grup CEO’luğunu üstlenen Ömer Aras, "Herkes partnerini buldu, yarış şimdi başlıyor. Her banka aynı ölçüde başarılı olmaz, hisse değiştirmeler devam edebilir" dedi.

Aras, "Bankacılık sektöründe yabancı payından çok, kimlerin yönettiğine bakmak gerek. Bizim yönetimde sadece iki Yunanlı var" diye konuştu.

FİNANSBANK hisselerinin yüzde 46’sını ve kurucu hisselerin tamamını Yunanistan’ın en büyük bankası National Bank of Greece’in (NBG) almasının ardından Fiba Holding’teki görevlerinden ayrılarak, bankanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını ve Grup CEO’luğunu üstlenen Dr. Ömer Aras, 2007 yılının da 2006 gibi bankacılık sektörü açısından ilginç bir yıl olacağını söyledi. Sektör açısından 2007’nin de 2006 gibi ilginç bir yıl olacağını, hisseleri el değiştiren bankalarda performansların bu yıl görüleceğini kaydeden Aras, "Herkes partnerini buldu, yarış şimdi başlıyor" diye konuştu.

BDDK İYİ DENETLİYOR: Aras, "BDDK, sektörü son derece iyi denetliyor, sektör son derece sağlıklı bir yapıya kavuştu. Bu nedenle bu kuruma teşekkür etmek lazım. Şimdi yabancıların da gelişiyle sektör daha sağlıklı bir mali yapıya kavuşacak" derken, yabancı hissedarların Türk bankalarına reytinglerin yükselmesi, sermayelerin güçlenmesi, uzun vadeli kaynaklara daha kolay ulaşılması, daha ucuz fonlama imkanı gibi pekçok yararları olacağını belirtti. Ancak her yabancı ortaklı bankanın aynı ölçüde başarılı olamayacağını da dile getiren Aras, bu nedenle hisse değişimlerinin devam edebileceği, bazı yabancıların ellerindeki hisseleri başka yabancılara satabilecekleri gibi öngörülerde bulundu.

NE KADAR GLOBALLEŞTİ: Türkiye’deki makro ekonomik gelişmeler ve Avrupa Birliği’nin (AB) etkisiyle yabancı bankaların Türk bankalarına olan ilgisinin arttığını söyleyen Aras, "2006 o nedenle ilginç ve iyi değerlendirilmesi gereken bir yıl oldu. Hemen hemen tüm özel bankaların bir yabancı hissedarı oldu. Konsolidasyon olmadı ama yabancılar Türkiye’deki potansiyeli gördüğü için hisse değişiklikleri yaşandı" dedi. Yabancı hissedardaki artışın yarattığı tartışmalara ilişkin "Ne kadar yabancılaştı diye değil, bankalarımız ne kadar globalleşti diye bakmak lazım" diyen Aras, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bu konudaki hassasiyetleri de gözeterek bir takım düzenlemeler yapabileceğini kaydetti.

ORANA KİTLENMEMEK LAZIM: Ancak bu konuda "Belli bir orana kitlenmek doğru değil" diyen Aras, orandan daha çok yönetimde kimin olduğu, halka açıklık gibi önemli konular bulunduğuna dikkat çekti. Yönetimin önemini vurgulayan Aras, Finansbank’ta yabancı hissedarın gelmesinden bu yana geçen 5 aylık sürede 7 kişilik yönetim kuruluna sadece iki yabancı üye (Yiannis Pehlivanidis ve Anthimos Thomopoulos) girdiğini, Genel Müdürlüğü Sinan Şahinbaş’ın yürüttüğünü hatırlattı. İsviçre’de yabancı banka da olsa yönetim kurullarında çoğunluğun İsviçreli olması zorunluluğu bulunduğunu belirten Aras, benzer düzenlemelerin Türkiye’de yapılabileceğini kaydetti. Yabancı şirket konusunda sektör dışından Coca-Cola’yı da örnek gösteren ve Türk yöneticilerin bu şirketteki uluslararası başarılarına da dikkat çeken Aras, "Zaman içinde pek çok Türk bankacının yurtdışındaki bankalarda, özellikle orta kademedeki başarılarına tanık olacağız" dedi.

NBG hedefe ulaşmak için Türkiye’ye gelmeliydi

YUNAN bankalarının Türkiye’de etkinliğini artırmasından endişe edenlere de bu konuya "milliyetçilik" ile bakmamalarını öneren Ömer Aras, bu tür ortaklıkların iki ülke arasındaki işbirliği olanaklarını da artıracağı görüşünde. Finansbank’ın gelen pekçok ilgilenen arasından "en uygun ortak" olarak NBG’yi seçtiğini belirten Aras, "NBG, Güney Avrupa’nın en büyük bankası, 125 milyon nüfuslu bir bölgede 1200 şubeyle 14 milyon müşteriye hizmet veriyor. NBG 40 milyar Euro’nun üzerindeki konsolide kredi büyüklüğüne sahip. Halen Avrupa’nın 27’inci bankası ve hedef ilk birkaç yıl içinde ilk 20 arasında yer almak. O bakımdan Türkiye’de mutlaka yatırım yapmaları gerekiyordu. Böyle bir yapı içinde yer almak Finansbank’a çok katkı sağlayacak. Daha ucuz fonlama imkanı, Basel II’ye uyum süreci, yeni ürünler geliştirilmesi konusunda bunları göreceğiz" diye konuştu.

34 yaşında genel müdür oldu bankada geleneği başlattı

FİNANSBANK’ın kuruluşunun ardından 2 yıl genel müdür yardımcılığı yapan, Hüsnü Özyeğin’in ardından 34 yaşında genel müdür olan ve bu görevi 6 yıl sürdüren Ömer Aras, ardından bankanın yönetim kuruluna, daha sonra da Fiba Holding’in yönetimine girerek, bankada bir geleneği de başlatmış oldu. Aras’ın ardından genel müdür olan Fevzi Bozer ve Onur Umut da Finansbank’ta yetişip banka ve holdingin yönetiminde yer aldı. Halen genel müdür olan Sinan Şahinbaş da bankada yetişme geleneğini sürdürürken Aras, bu durumu şöyle değerlerdi: "Bankacılıkta yönetimin omurgasının oturmuş olması son derece önemli. Geçmişteki sorunlu bankalara bakınca, yönetimlerinde çok fazla değişiklik olduğu görülür. Finansbank’ın başarısında ise Hüsnü Bey’in liderliğinde oluşmuş kadro çok etkilidir. Bugün birçok bankanın üst yönetiminde de Finanbanklı görürsünüz. O bakımdan Finansbank lider bir bankadır."

Matematik ve istatistik okuyana bankacılıkta iş var

BANKACILIK sektörünün giderek analitik (çözümlemeli) bir yapıya geçtiğini belirten Ömer Aras, bu işin giderek daha matematiksel ve istatiksel olduğunu kaydetti. Önümüzdeki dönemde bankaların bu alanlarda uzman kişilere ihtiyaç duyacaklarını belirten Aras, matematik ve istitastik eğitimi alan gençlere bankacılığı tavsiye etti.

Hüsnü Bey ve Esin Hanım’la birlikte 19 yıldır bankada

BANKACILIĞA 1984 yılında Citibank’ta Kredi Pazarlama Müdürü ve Kredi Komitesi Üyesi olarak başlayan Ömer Aras, bugün Başkan Yardımcısı olduğu Finansbank’ın aynı zamanda ilk çalışanı. Hüsnü Özyeğin’in genel müdür olduğu Yapı Kredi Bankası’nda 1987 yılında Menkul Kıymetler Merkezi Bölüm Başkanı olan Aras, aynı yıl Finansbank projesine dahil oldu. Ömer Aras, Hüsnü Özyeğin ve asistanı Esin Hadımlı ile birlikte 3 kişi olarak çıktıkları yolu şöyle anlattı: "1987 yılının 26 Ekim’inde banka ilk müşterisini kabul etti. İlk kredimizi rahmetli Vehbi Koç’a verdik. Türkiye’de kredibilitesi en yüksek kişiye ilk kredimizi vermek bizim için büyük bir şeref oldu, hayırlı ve uğurlu bir şekilde işe başlamış olduk. 8 milyon dolar sermaye ile kurulan Finansbank, geçen yıl hisselerini 5 milyar doların üzerinden bir piyasa değeri ile sattı. Aradan geçen 19 yılda hem sektörümüz, hem Türkiye ekonomisi çok krizler yaşadı ama Finansbank gelişimini başarıyla sürdürdü."

Seçim türbülans nedeni olmamalı

CARİ açığın risk faktörü oluşturması, dalga sonrasında aşağı çekilemeyen yüksek reel faiz gibi sorunlara karşın 2006’nın iyi bir yıl olduğunu söyleyen Ömer Aras, 2007 yılı içinde öncelikle "uzlaşma" diledi. Genel seçimin "her demokratik ülkede olduğu gibi bütçe üzerinde bir baskı oluşturacağını" söyleyen Aras, cumhurbaşkanlığı seçiminin ise "türbülansın nedeni haline getirilmemesi" gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığı seçimin bu açıdan önemli olduğunu dile getiren Aras, uzlaşmacı, demokratik bir ortamda bunun gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Büyümeye devam edeceğiz

HÜSNÜ Özyeğin’in Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevini sürdürdüğü Finansbank’ın 19 yılda çok daha eski bankalarla rekabet edebilir noktaya geldiğini belirten Ömer Aras, bu yıl da büyümeyi sürdüreceklerini kaydetti. Aras, 2005 yılında 208 olan şube sayısının geçen yıl 300’ün üzerine çıktığına dikkat çekerken, "1290 elemanımızla bu yıl da büyümemizi sürdüreceğiz, şubeleşmemiz devam edecek" dedi. NBG’nin mortgage’de çok etkin bir banka olduğunu hatırlatan Aras, ortağın pek çok konudaki deneyiminden yararlanacaklarını belirtti. Aras, "KOBİ’lere yönelik mikro krediler, bireysel de özel ürünler olacak. Önümüzdeki dönemde müşterilerimize çok daha iyi hizmet vereceğiz" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!