Güncelleme Tarihi:
Tarihinin en ağır ekonomik bunalımını yaşayan Rusya'nın devlet bonolarının ana para ödemelerini durdurma kararı üzerine 25 batılı banka, Rusya Başbakanı Yevgeni Primakov'a bir mektup göndererek, ‘‘Paramızı bir ay içinde ödemezseniz, yurtdışındaki Rus mal varlıklarına el koydururuz’’ tehdidinde bulundu.
Rusya'nın 17 Ağustos tarihinde ‘‘acil önlemler paketi’’ çerçevesinde yabancı bankalara sattığı iç borçlanma senetlerinin ana para ödemelerini durdurma kararı batılı bankaları harekete geçirdi. Batılı 25 banka, dün Londra'da biraraya gelerek, Rusya'nın yeni Başbakanı Yevgeni Primakov'a bir mektup göndererek, ‘‘Paramızı geri ödemezseniz yurtdışındaki Rus mal varlıklarına mahkeme kararıyla el koydururuz’’ tehdidinde bulundular. 25 banka, Rusya hükümetine bu konuda bir ay süre tanıdı.
Aralarında Alman Deucthe Bank'ın da bulunduğu 25 bankanın mektubunda Rusya'nı davranışları sonucunda uğranan 10 milyar dolarlık zararı kapatılması için tüm yasal yollara başvurulacağı uyarısı yer aldı. Londr toplantısı kararları ve Primakov adına yazılan ultimatom mektubunun bugü Moskova'ya resmen iletileceği bildirildi.
YELTSİN ALIŞVERİŞTE
Rusya iç piyasasında devlet bonosu alarak büyük zarara giren Batılı bankala Kremlin kapılarına dayanırken, Yeltsin 1991 yılından beri yapmadığı bir davranışta bulundu. Boris Yeltsin'in makam aracı dün halkın alışveriş yaptığı mağazalardan birinin önünde durdu. Araçtan çıkan Yeltsin, halka nasıl geçindiğini sordu ve bundan sonra maaşların zamanında ödeneceği sözünü verdi.
KRİZ BÜYÜYOR
Bu arada Rusya'da ruble, dolar karşısında önemli ölçüde değer kaybederken, borsada işlemler donduruldu. Uluslararası kredi derecelendirme (rating) kuruluşu Standart And Poor's (SP), Rusya'nın kredi notunu yeniden düşürdü ve gelecek için umutsuzluk işareti verdi. Rusya'da bankalararası döviz borsasında ruble, dolar karşısında dün 17'ye kadar gerilerken, krizin en şiddetli dönemlerinin yaşandığı önceki hafta değerlerine geri dönmüş oldu. Dolar karşısında geçen hafta 7.5'e kadar güçlenen Ruble, böylece yeniden iniş trendine girdi. Moskova Menkul Kıymetler Borsası'nda da, açılışı takibeden ilk yarım saatlik bölümde hisse senetleri aşırı değer kaybedince, işlemler donduruldu ve hiçbir işlem yapılmadı. Bu sürede hisse senetlerindeki değer kaybı yüzde 10'u buldu. Standart And Poor's, Rusya'nın uzun dönemli borçlanma notunu bir kez daha düşürdü ve CCC'den, CCC(-)'ye çekti. Rusya'nın, Yevgeni Primakov liderliğindeki yeni hükümetinin, ekonomiyi istikrara kavuşturma yönündeki olanaklarının çok sınırlı olduğu vurgulanan SP değerlendirmesinde, ‘‘hükümetin acilen bütçe açıkları ve özellikle aylardır ödenemeyen maaşları ödeme işlerini gerçekleştirmesi gerekiyor’’ denildi.
Bir darbe de tarımdan
Yaklaşan kış mevsimi, kriz dolayısıyla alım gücü giderek azalan Rus halkını düşündürürken, ülkeyi bir de buğday hasatı vurdu. Rusya İstatistik Komitesi'nden yapılan açıklamaya göre 14 Eylül itibariyle, 14 dev çiftlikteki toplam hububat hasatı, 41.8 milyon tonda kaldı. Geçen yılın aynı döneminin yaklaşık yarısında kalan hasat rakamı, ülkede bu sezon, son 40 yılın en kötü hububat hasatının yaşanacağının göstergesi olduğu belirtiliyor. Patates ve diğer ürünlerde de, rekoltede, geçen yıla göre yüzde 3 ile 15 arasında değişen gerilemeler olduğu kaydedildi.
1999 daha kötü geçecek
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Baş Ekonomisti Yılmaz Akyüz, ‘‘1999'un, ekonomik açıdan 1998'den daha kötü olacağını’’ söyledi. Akyüz, uluslararası toplumun ekonomik krize gösterdiği tepkiyi de eleştirdi. Akyüz, ‘‘kurtarma paketleri, ülkeleri ve ulusal paraları kurtarmak yerine, alacaklıların paralarını ödemek amacıyla kullanıldı’’ şeklinde konuştu. Akyüz'e göre bugün yaşanan krizin tekrarlanmaması için 300-400 milyar dolar paraya ihtiyaç bulunuyor. Ancak Akyüz, ne Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), ne de ekonomileri güçlü ülkelerin elinde, bu amaçla kullanılacak bu miktarda para bulunmadığını ifade etti. ‘‘Çok sayıda ülkenin ekonomik durgunluğun pençesinde bulunduğuna ve bu gidişin tersine çevrilmesinin kolay olmadığına’’ dikkat çeken Akyüz, ‘‘faiz hadlerinin zorunlu olarak artırılmasının ekonomik çöküşü hızlandırdığını’’ sözlerine ekledi. Akyüz olayı, ‘‘hasta ile doktor, ameliyatın ortasında birbirleriyle kavga etmeye başladılar’’ şeklinde özetledi.