Bankalarda kontrollü büyüme istedi, sıcak paraya ‘sıfır faiz’i gösterdi

Güncelleme Tarihi:

Bankalarda kontrollü büyüme istedi, sıcak paraya ‘sıfır faiz’i gösterdi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2010 00:00

Gecelik faiz oranlarında yaptıkları 4 puanlık indirimin, sıcak paraya karşı alınmış bin önlem olduğu mesajını veren Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, yüzde 1.75’e düşürülen oran için ise “Sıfıra kadar gidebilir” dedi.

Haberin Devamı

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gecelik faiz oranlarında yaptıkları yüzde 4 puanlık indirimin yurtdışından gelen sıcak paraya karşı da bir önlem olduğu mesajını verirken, “Burada finansal istikrarı ön plana çıkartıyoruz. Sermaye girişimleri var. Sermaye girişlerinin, finansal istikrarı tehlikeye atmaması için alınmış bir tedbir” dedi. Faiz oranlarında daha fazla indirim yapılıp yapılmayacağına konusunda ise Yılmaz, “Faiz oranları eksiye gidemeyeceğine göre sıfıra kadar gidebilir. Ama bugün itibariyle bizim böyle bir düşüncemiz yok” diye konuştu.
Gelen para rekabeti bozuyor
TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu’nun (EAF) dün düzenlediği, “Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen” konferansında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, gecelik borçlanmada faizin yüzde 5.75’den yüzde 1.75’e düşürülmesiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de şu anda makro ekonomik politikaların yürütüldüğü çerçevenin değiştirilmesi konusunda bir çalışma veya istek yok. Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından ortaya konulan genişlemeci para politikasının etkisiyle artan sermaye hareketleri üzerine getirilmesi düşünülen bir kambiyo kontrol (ülkeye giren ve ülkeden çıkan döviz miktarının devlet tarafından denetim altına alınması) düşünülmüyor. Ama bu şu sonucu ortaya çıkarmıyor da değil, bu gelen para akımları bizim paramızın değerlenmesine neden oluyor, ülkemizin rekabet gücü üzerinde olumsuz etki yapıyor.”
Finansal istikrar sorunu
Bu para akımlarının ayrıca finansal istikrar açısından sorun yaratabileceğine dikkat çeken Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “O nedenle bu sadece bizimle de ilgili değil, bütün dünyada kriz sonrasındaki finansal mimariyle ilgili olarak alınması gereken tedbirlerin de parçası. Finansal istikrarı ön plana çıkarıyoruz. Sermaye girişleri var. Bu sermaye girişlerinin bir bakıma finansal istikrarı tehdit etmemesi için alınmış bir tedbir. Ne yapıyor yabancı? Dövizini getiriyor, satıyor. Biz bunun karşılığında piyasaya TL veriyoruz. Bu TL’yi alan yabancı ya bono tahvil piyasasına gidiyor, ya borsaya gidiyor, ya da kısa vadeli para piyasasında kalıyor. Kısa vadeli para piyasasında kaldığı zaman bankalarımızla swap işlemleri yapıyorlar. Swap işlemleriyle bankalarımız içeride kredi veriyorlar.”
Bu tedbirle cari açık azalacak
Yılmaz, alınan bu kararın amacını ise şöyle açıkladı: “Aldığımız kararla yabancıların satarak elde ettikleri TL’yi kısa vadeli para piyasasında park etmek yerine daha uzun vadeye gitmelerini, daha uzun vadeli swap yapmalarını ve biraz daha kalıcı olmalarını amaçlıyoruz. Bu bizim aldığımız makro düzenleyici bir tedbir. Bu tabi cari açık üzerinde de olumlu etki yapacak, cari açığın azaltılmasına yönelik bir tedbir.”

Haberin Devamı

Zorunlu karşılık oranı düşürülebilir

Haberin Devamı

TÜRKİYE’de mevduatın vade yapısının oldukça kısa olmakla beraber, giderek daha da kısaldığının görüldüğünü belirten Durmuş Yılmaz, “Finansal istikrarı güçlendirici bir tedbir olarak yıl sonuna kadar bir yıl ve daha uzun vadeli mevduata uygulanan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar düşürülmesi gündeme gelebilecektir” dedi. Bir yıldan uzun mevduatta zorunlu karşılıkların düşürülmesinin bir “niyet bildirimi” olduğunu ve üzerinde çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, mevduatların zorunlu karşılık oranlarının düşürülmesinde vadeyi ne kadar uzatmak istediklerine ilişkin, şunları söyledi: “Bu bir niyet bildirimidir. Finansal istikrar açısından bunu önemsiyoruz. Vadenin uzatılmasını önemsiyoruz. Bunun çeşitli versiyonları olabilir. Üzerinde çalışıyoruz.”

Haberin Devamı

Mevduat yayılmalı

DURMUŞ Yılmaz, konuşmasında finansal istikrar hedefleriyle ilgili önemli bir konunun gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı borçlanma vadelerinin uzatılması ve mevduat yapısının daha uzun vadeye yayılması olduğunu belirtti. Yılmaz, “Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun yarısından fazlasının vadesinin 2013 yılından sonra gelecek olması Türk firmalarının kısa dönemli şoklara karşı direncini arttırıyor” dedi.

Ekonomide ısınma yok

DURMUŞ Yılmaz, bankacılık sisteminin ölçeğinin milli gelirin yüzde 90’ı seviyesinde olduğunu vurgulayarak, “Bankacılıkta ölçülü ve kontrol edilebilir bir büyümenin ülkemiz için uygun olduğunu düşünüyoruz. Bankacılık sisteminin büyümesinin engellenmesi gibi bir şey aklımızın ucundan da geçmiyor” dedi. Kredi genişlemelerinin yıllık olarak yüzde 25-30 seviyelerinde olduğunu kaydeden Yılmaz, “Biz şu anda ekonomimizin ısındığını düşünmüyoruz. Ancak ileriye yönelik özellikle cari açık tarafından bakılınca bazı finansal istikrara ilişkin risklerin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. O nedenle de bugünden tedbir alıyoruz” diye konuştu.

Haberin Devamı

Döviz geliri olmayan dövizle borçlanmasın

DURMUŞ Yılmaz, finansal istikrar kapsamında kur riskinin daha iyi yönetilmesi gerektiğini belirterek, bu kapsamda bir yıla kadar vadelerde kur riskinden piyasa temelli araçlarla korunabileceğini düşündüklerini, bu noktada VOB’un daha etkin bir şekilde kullanılmasına özel önem verdiklerini söyledi. Yılmaz, gerek kamu gerek özel sektörün döviz pozisyonunun güçlendirilmesi gerektiğini kaydederek, “Benzer bir şekilde özel sektörün döviz pozisyonunun dengeli bir seyir izlemesi ve döviz geliri olmayan kişi ve kurumların döviz cinsi borçlanmaması finansal istikrara katkıda bulunacaktır” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!