OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 27, 2001 00:00
Bankaların yabancı para açık pozisyonlarını kapatmakta kullandıkları enstrümanları belirlemek için komite kurulacak. Komite aralıka kadar tespit ve düzenleme ihtiyacını belirleyecek. Bu arada BDDK hem yabancı para konusunda, hem de off-shore bankalara ilişkin yerinde denetimleri artıracak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BRRK) eylül sonu itibariyle bankacılık sektörü yeniden yapılandırma eylem planındaki gelişmeleri ve hedefleri açıkladı. BDDK'nın internetteki sitesinde yanınlanan ‘‘Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Eylem Planı’’na göre, yapılacak düzenlemeler şöyle:AÇIK POZİSYON KOMİTESİ: Plana göre, bankaların yabancı para açık pozisyonlarını kapatmak için kullandıkları ‘‘Structured Finance Product’’ denilen enstrümanların belirlenmesine yönelik olarak ekim ayında bir komite kurulacak. Bu komite aralık ayına kadar tespitleri ve düzenleme ihtiyacını belirleyecek. Konsolide yabancı para pozisyon limitlerine, raporlama tarihlere arasındaki dönemlerde uyulup uyulmadığının belirlenmesi amacıyla, gerektiğinde bankaların yurtdışı şube ve temsilcilikleri için yabancı denetim kurumları ile işbirliği yapılacak. Yerinde denetimlerin yapılması için Aralık 2001 hedefi konulurken, 25 Eylül itibariyle mevcut durum şöyle: ‘‘Bahreyn-Manama, Lüksemburg ve Malta'da 13 banka şubesi ve bir iştirak yerinde denetime tabi tutuldu. Hollanda'daki bir banka iştirakinin denetimi de halen devam ediyor. Bu incelemelerde, yabancı para pozisyonuna ilişkin rasyolar yasal sınırlar içinde kalması amacıyla yapılan işlemlerin uygunluğu denetleniyor.’’
REPO İŞLEMLERİ BİLANÇOYA: Repo işlemleri 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren bilanço içine alınacak. Bu arada repo işlemlerinin aşırı kullanımından kaynaklanan riskleri azaltmak amacıyla alınabilecek önlemler konusunda öneriler geliştirmek amacıyla kurulan komite, temmuz ayı sonunda çalışmalarını tamamladı ve raporunu ilgili bakana sundu. Bu öneriler çerçevesinde repo işlemleri üzerindeki stopaj oranı artırıldı. FİNANSAL HOLDİNGLER KURULACAK: Finansal holdingilerin oluşumu için yasal altyapının oluşturulması çerçevesinde vergi ve kurumsal düzenlemelerin gözden geçirilmesi Aralık 2001 tarihine kadar tamamlanacak. Gerekli yasal ve kurumsal değişikliklerin yapılması için belirlenen tarih Haziran 2002, finansal aktivitelerin ve sinai faaliyetlerin ayrımının tamamlanması için verilen tarih OFF-SHORE'LARA BİR YIL DAHA DENETİM: Kurum'un denetim ve faaliyetleri bölümünde verilen bilgilere göre, bankalar veya hakim ortakları tarafından kurulan off-shore bankaların denetim altına alınması çalışmaları Aralık 2002'de tamamlanacak. Bu konuda yapılan çalışmalar 25 Eylül itibariyle şöyle: ‘‘Bu işlemler için Hollanda, Malta, Lüksemburg, Bahreyn, Arnavutluk, Romanya, İsviçre ve İrlanda'ya Memorandum Of Understanding taslağı yollandı. 17 Eylül 2001'de BDDK ve KKTC
Merkez Bankası. MOU anlaşması imzaladı. Ekim 2001'den itibaren bankaların yerinde denetim çalışmalarına başlanacak.’’Derviş'in okulundan Türkbank raporuTürkbank'ın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından kapatılarak tasfiyesine ilişkin kararın iptali için açılan davaya, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in mezun olduğu üniversite olan London School of Economics'ten sürpriz bir rapor geldi. Davacı Türkbank Munzam Vakfı'nın isteği üzerine hazırlanan ve Danıştay'a sunulan bilirkişi raporunda raporda, Türkbank'ın kapatılması kararının haksız ve hukuka aykırı olduğu bildirildi. LSE'nin ekonomi ve hukuk hocalarından Dr. Christos Hajiemmanuil tarafından hazırlanan raporda, bankanın bilançosu ve diğer mali verileri üzerinden analiz yapıldı. Raporda, Hükümetin IMF'ye 8. Gözden Geçirme kapsamında verdiği Niyet Mektubu'ndaki bankacılık taahhütleri de değerlendirilerek şu görüşlere yer verildi:BDDK kararı, bankanın 3 bin 664 çalışanı 7 bin emeklisi ve bunların ailelerinin geçimini, hemen ve gereksiz biçimde tehlikeye atmakta, azınlık
hisse sahiplerinin meÅŸru haklarını gözardı etmektedir. 8. Gözden Geçirmenin tamamlanmasına iliÅŸkin bir koÅŸul olarak Fon bankalarının tasfiyesi ile hızlı çözüme kavuÅŸturulması vurgulanmıştır. Bu politika seçimi ÅŸaşırtıcıdır. Çünkü kriz ortamında bankaların satışa sunulması zor olacak ve israflı bir ‘yangın-satış’ doÄŸuracaktır. Niyet Mektubu'nda, Türkbank davasındaki yürütmeyi durdurma kararını hiç dikkate alınmaksızın, tasfiye konusunda kesin kararlı olduÄŸunun vurgulanması da çok ÅŸaşırtıcıdır.Bankanın kapatılmasına iliÅŸkin tüm hususlar, hızla kötüleÅŸtiÄŸi varsayılan mali durum etrafında dönmektedir. Ancak bu, Bankanın mali beyanlarından saptanamamaktadır.Bankanın aktifleri çoÄŸunlukla saÄŸlamdır ve en önemli risk açığı, kısa süre önceki yeniden sermayelendirme programıyla ortadan kaldırılmıştır. 2000 yılı sonunda ve 2001 başındaki mali krizin ek zararlara sebebiyet vermesine ragmin, karlılık oranındaki azalma, diÄŸer bankalarla karşılaÅŸtırılabilecek düzeyde olmuÅŸtur.Hukuk açısından, bankanın hileli biçimde yönetildiÄŸi veya yasadışı faaliyetlere karıştığına iliÅŸkin herhangi bir gösterge yoktur. Dolayısıyla bankanın feshi, kanuna aykırılık gerekçesiyle haklı kılınamaz. TMSF hem Türkbank'ın hissedarı, hem de tasfiyesinden sorumlu olarak görevlendirilmiÅŸ bir kamu kurumudur. TMSF'nin kamu yetkisi dikkate alındığında, hissedarların çıkarlarını koruması konusunda güvenilemez.Â
button