Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2009 00:00
Merkez Bankası diğer ülkelerde de kart faizlerinin daha yüksek olduğunu belirtince, araştırdık. Çıkan sonuca göre, Türkiye’de kart faizleri tüketici kredilerinin 2, enflasyonun ise 5 katı. Bu oranlar ABD’de 1.7 ile 6.2 olurken, Brezilya’da ise 2.93 ile 34 katı.
MERKEZ Bankası’nın 1 Nisan itibariyle
kredi kartlarında uygulanacak faiz oranlarını düşürmesi kart kullanıcıları açısından maliyeti bir miktar aşağı çekti, Ancak özellikle tüketici kredisi faiz oranlarıyla karşılaştırıldığında dengesizliği tam olarak gidermedi. Gerçi
Merkez Bankası, "bu iş diğer ülkelerde de böyle" anlamında bir açıklama daha yaptı. Ancak bu tüketicinin kafasındaki "Ama neden" sorusuna tam olarak da yanıt olmadı. Biz de bu durumda öncelikle Merkez Bankası’nın sözünü ettiği ’diğer ülkeleri’ inceleyerek, oradaki durumu tespit ettik ve Türkiye ile karşılaştırdık. Ardından da "neden’ sorusuna yanıt aradık.
Yıllık bileşiği yüzde 60
Türkiye’de halen kredi kartına aylık en yüksek yüzde 4.39 faiz uygulanıyor. 1 Nisan’dan sonra ise 3.96 olacak. Her iki oran da Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu azami oran. Yüzde 4.39’luk faizin yıllık bileşiği 67.46 iken, yüzde 3.96’lık faizin yıllık bileşiği yüzde 59.37’ye geliyor. İhtiyaç kredilerinde ise aylık faiz 1.88 ile 2.20 arasında. Her iki uygulamada da faiz, maaş ödemelerini aynı bankadan alıyor olmak, bazı meslek gruplarında bulunmak gibi kriterlere göre daha düşük uygulanabiliyor.
Enflasyonun 5 katıMerkez Bankası’nın gecelik faiz oranı ise geçtiğimiz cuma gününden bu yana yüzde 10.5 ile tarihinin en düşük seviyesinde. Enflasyon ise şubat ayı itibariyle yıllık yüzde 7.7, aylık olarak da eksi 0.34 düzeyinde. Bu durumda yüzde 3.96’luk oran, ihtiyaç kredilerinin 2 katından biraz fazla. Ancak enflasyon konusunda bankacılar sadece orana değil, genel bir ortalamaya bakıyor. Şu anda Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) hesaplarında baz alınan aylık enflasyon oranı yüzde 0.80 . Bu durumda Türkiye’de kredi kartı faizleri, enflasyonun 4.95 katı oluyor.
ABD’de 6, Brezilya’da 34 katıBu fark, Merkez Bankası’nın dediği gibi diğer ülkelerde de kendini gösteriyor. Dünyada aylık kredi kartı faiz oranlarının, aylık bireysel ihtiyaç kredisi faiz oranlarının 1.2 ile 2.9 katı kadar olduğu görülüyor. Bu ülkelerde kart faizi aylık enflasyonun ise 4.2 ile 8.8 katı arasında seyrediyor. Fransa’da enflasyonun 8.8 katı, ABD ve İngiltere’de ise 6 katından biraz fazla. Brezilya’da ise kredi kartı faizleri tüketici kredilerinin 2.93 katı iken, enflasyonun 34 katı oluşuyla dikkat çekiyor. Bu durumda Türkiye’deki faizler gelir ile değerlendirildiğinde yüksek kabul edilmekle birlikte, dünyadaki genel eğilime uygun olduğuna dikkat çekiliyor.
Kredi değil ödeme aracı
Bankacıların üzerinde durduğu temel nokta, ’kredi kartlarının bir ödeme aracı’ olduğu. Kredi kartı kullanıcılarına verilen tavsiye, şöyle: "İhtiyaçlarınızı karşılarken tüketici kredisi gibi daha düşük faizli bir alternatifiniz olduğunu hatırlayın."
Bütün yükü borcunu kapatmak yerine kredilendiren çekiyorÖdemelerini zamanında yapanlar faizden ne kadar etkileniyor?
Borcunuzun tamamını ödediğiniz sürece faiz oranları sizi ilgilendirmiyor. Aslında yüksek faiz ödeyen kesim, zamanında ödeyenlerin yükünü de üstleniyor. Şöyle ki; kredi kartı kullanıcıları iki gruba ayrılıyor. Birinci grup, borcunu son ödeme tarihinden önce öderken, ikinci grup kartının kredi özelliğini kullanıyor. Yani borcunu son ödeme tarihinden önce ödemiyor. Hatta nakit avans çekiyor. İşte bu iki grubun kredi kartı pazarındaki dağılımı faiz oranlarında önemli bir etkeni oluşturuyor.
Borcunu zamanında ödeyenlerin getirdiği yük ne demek?
Bu tip kullanıcılar bankalar için riski düşük müşteriler. Ama kárlı müşteriler olarak görülmüyor. Bu kişiler, ödemelerinde her hangi bir gecikme yapmadığı için faiz de ödemiyor. Bu tutumlarıyla, bu kişiler bir anlamda bankalardan faizsiz kredi sağlıyor. Bu kullanıcıların ödedikleri tek maliyet, ceplerinde taşıdıkları kartın yıllık bedeli.
Bu risksiz müşteri grubu, faizleri nasıl etkileyebilir ki?
İkinci gruptaki kullanıcılar bankalara asıl kárı getiren müşteriler. Ancak bankalar iki grup arasındaki dengeyi sağlamak için, birinci grubun faizsiz kullandığı kredinin yükünü de ikinci gruba yüklüyor. Bir anlamda ikinci gruptaki kart kullanıcıları, dolaylı olarak birinci grubu finanse ediyor.
Risk ve maliyet faize yansıyor
UZMANLAR, kredi kartlarıyla ilgili kafalara takılan sorulara şu yanıtları verdiler:
Merkez Bankası faiz oranları 2 ayda 4.5 puan düştü. Bu neden kredi kartlarına da yansımıyor?
Bankaların konut, tüketici ya da taşıt gibi bireysel kredilerde, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını referans olarak aldıklarını söylemek mümkün. Ancak kredi kartlarında böyle bir tavır gözlenmiyor. Bankalar burada, Merkez Bankası’nın belirlediği azami üst sınıra uygun hareket etmeyi tercih ediyor. Faiz söz konusu olunca bankacılar, kredi kartlarının taşıdığı yüksek risk unsuruna vurgu yapıyor. Ardından bu hizmetin maliyetine dikkat çekiyor.
Kredi kartları neden daha riskli olsun ki?
Kredi kartları belirli bir dönem için kısa vadeli faizsiz (son ödeme tarihi geçilmediği sürece) borçlanma aracı olarak değerlendiriliyor. Ancak her kullanıcı kendi vadesini kendi belirleyebildiği için, diğer kredilere göre daha yüksek bir risk taşıyor.
Kredi kartı dediğiniz bir plastik kart. Maliyeti nasıl yüksek olabilir?
Kartın fiziki maliyetinden çok, bankaların bu kartların kullanımını kolaylaştırmak, yaygınlaştırmak için yaptığı harcamalar, kampanyalar, reklamlar, teknoloji yatırımları, işletim giderleri gibi bir sürü neden sayılıyor. Gerçi bankalar yıllık kart bedeli olarak bunu bir şekilde tüketiciye yansıtıyor ama faiz belirlenirken bu tip maliyetler de etkili. Fonlama maliyeti de burada önemli bir etken. Bankacıların bir savunması da, "Kullanılan para mevduat sahibinin parası. Mevduat sahibine yüzde 11-12 faiz verirken bunu riske atamayız" şeklinde.
Tüketici kredilerinde müşterisine güvenen banka, kart söz konusu olunca neden farklı davranıyor?
Çünkü kredi kartları ödeme amaçlı değil de, kredi amaçlı kullanıldığı zaman teminatı zayıf bir kredi olarak kabul ediliyor. Bu durum riski ve faiz yükünü artırıyor. Böylece kartların ödeme aracı dışında kullanımını caydırmasının amaçlandığı da söyleniyor.
Enflasyon düştükçe kart faizi de iner
Kart faizinin düşmesi için ne yapılmalı?
Bunun bir yolu yasal düzenlemeler (ki bu bir anlamda piyasalara müdahale olarak görülebilir, hatta Merkez Bankası’nın halen azami faiz oranını belirlemesi de bu çerçevede değerlendirilebilir), bir diğer yol ise rekabetin artması.
Bankalar arasında zaten büyük bir rekabet yok mu? Hemen her banka hatta bugüne kadar bu işi yapmayanlar bile büyük bir rekabet içinde değil mi?
Evet bir rekabetten söz etmek mümkün. Ancak bankalar halen rekabeti faiz oranlarıyla değil, daha fazla kullanıcıya ulaşma yönünde yapıyor. Çünkü kart kullanımını 45 milyona yaklaşsa da penetrasyon oranı pek çok ülkeye göre düşük. Bu kartların 11-12 milyon kişinin cebinde olduğu tahmin ediliyor.
Durum böyleyken kart faizleri nasıl düşecek?
Bunun en etkili yolu enflasyonun düşmesi. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon hedefi, yüzde 7.5. Hatta hedefin altında kalma ihtimali de söz konusu. Petrol ve
emtia fiyatlarındaki düşüş burada önemli bir etken. Bir diğer etken de talepteki daralma. Ancak tam da bu nedenden dolayı ’büyüme mi, enflasyon mu’ tartışması sürüyor.