Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2008 00:00
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in deyimiyle ’krize yığınakla giren’ bankacılık sektörü, yılın son çeyreğinde eleştiri oklarının hedefi oldu.
Kredilerdeki tutumuyla reel sektörün, hatta Başbakan’ın tepkisini çeken sektör, bu yılın ortasına kadar yürütülen ’agresif büyüme planlarını’ rafa kaldırdı. Sektör savunmaya geçerek, maliyetlerin artacağı, kárların azalacağı bir yıla hazırlandı.
KRİZ 2007 yılından itibaren kendini göstermeye başlarken, Türkiye’nin elinde en büyük koz ’2001 krizinden sonra yeniden yapılanmış bankacılık sektörüne’ sahip olmaktı. Amerika’nın krizi adım adım küresel krize dönüşürken, Türkiye’de hálá en büyük silah, bankalarının gücüydü. Amerika’da 150 yıllık finans devleri tarihe gömülürken, Avrupa’da bankalar devletleştirilirken, Türkiye’de hep aynı söylem vardı: "2001 krizinden sonra dersimizi aldık, ödevlerimizi yaptık, bankacılık sektörümüz gayet sağlam, krizi güçlü karşıladık."
Reel sektör şikayetçi2008 sonbaharında birden hava değişti. Ancak Türkiye’de finans sektörü yerine sesler reel sektörde yükselmeye başladı, şikayet konusu ise bankalardı. Bankalar
kredi vermiyor, eskiden verdikleri kredileri geri çağırıyor, özel sektörden desteğini esirgiyordu. Bankacılar bu söylenenleri pek doğrulamadı, ’münferit olaylar" demekle yetindi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı uyarıları da kimse üstüne almadı, ancak sektörün en azından kendini korumaya aldığı ortadaydı. Bankalar artık eskisi gibi kredi vermeye hevesli görünmüyor, şube açma hedeflerini yeniden gözden geçiriyordu. İşten çıkarmaların gündeme gelmesi, sektörün büyüme hırsında yavaşlama olduğunu ortaya koydu.
Ekim daralmayı gösterdiAslında sektörün 9 aylık performansı gayet iyiydi. Gerçi sektörün büyüme hızı birinci ve ikinci çeyreğe göre ivme kaybetmiş, sorunlu kredilerin bir kısmı satılmış olsa bile takipteki kredilerde artış yaşanmıştı. Yine de başta ABD olmak üzere Avrupa ve Asya bankaları rekor zararlar açıklarken, Türk bankacılık sektörünün toplam kárı, ikinci çeyrekte 8.2 milyar YTL, üçüncü çeyrekte de 11.1 milyar YTL oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin’in yorumuyla "Türk bankacılık sektörü ilk 9 ayda oldukça olgun davrandı ve krize yığınakla girdi." Ancak ekim ayı, tablonun değişmeye başladığını gösterdi. Kár ve özkaynaklarda bir gerileme gözlendi. Toplam 11.9 milyar YTL olan kár, bir önceki aya göre artsa da, 2007 Ekim’ine göre yüzde 10.5 azaldı. BDDK raporunda vurgulanan nokta ise "küresel krizin oluşturduğu belirsiz ortamında faiz riskinin kredi riski ile birlikte önemli bir risk faktörü" olduğuydu.
Umutlar ikinci yarıya kaldı
Bankalar 2009 büyüme planlarını küçültürken, maliyetlerin artacağı, kárların azalmaya devam edeceği, takibe düşen kredilerin artacağı bir yıla hazırlanmış görünüyor. Agresif büyüme hedeflerinin rafa kaldırılacağı 2009’da, bankaların tavrının defansif olacağı ortada. Şu aşamada umut veren tek gelişme Merkez Bankası’nın beklentilerin üzerinde faiz indirimine gitmiş olması. Bu indirimin zaman içinde kredi faizlerini aşağı çekmesi, reel sektöre de olumlu yansıması da bir umut. Merkez Bankası’nın "gerekirse bankalara acil likidite kredisi verebilirim" açıklaması ise 2001 sonrası yaşananların bir daha yaşanmayacağına ilişkin en büyük güvence.
Sendikasyonlar 16 milyar dolarlık ’stres’ yarattıBDDK verilerine göre 50 bankalı sektörde (4 katılım bankasıyla birlikte) ekim sonu itibariyle toplam 9 bin 43 şube var. Bu rakam bir ay öncesine göre 59 şube, 2007 sonuna göre de yeni şube açıldığını gösteriyor. Çalışan sayısı ise 2007 sonuna göre 14 bin 912, bir önceki aya göre de 1159 kişi artarak, 182 bin 124 kişiye ulaştı. Sektör "mevcutu koruyacağız" diyerek küçülmemeye yeminli olduğunu gösterirken, eleman konusunda ise tutucu politika izleneceğinin sinyalini verdi. Toplu işten çıkarmaları kabul etmeyen sektör, yeni şubelere genel müdürlük ve diğer şubelerden kadro kaydırmayı tercih ederken, açılacak şube sayısında da en azından 2009’un ilk yarısında azalma olacağı kesinleşti.
Katılım bankaları payını artırdıTÜRKİYE Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, şu değerlendirmeyi yaptı: "2001’de yüzde 1’in biraz üzerinde olan sektör içerisindeki payını 2008 Eylül sonu itibariyle, kredilerde yüzde 5.47, toplanan fonlarda yüzde 4.25 aktifte ise yüzde 3.56 düzeyine yükseldi. Ülkemizdeki gelişmelere bağlı olarak toplanan fon, kullandırılan fon ve aktif toplamında 2009 yılında yüzde 15-20 arasında bir artış tahmin ediliyor. Diğer taraftan, halen yüzde 4 dolayında bulunan brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranının 2009’da yüzde 5-6’lara yükselebileceği, buna ve kaynak girişine bağlı olarak net kárda bu yıl beklenen yüzde 30’luk artışın altında ve yüzde 10-15 arasında bir artış sağlanabileceği tahmin ediliyor. Şube ve personel sayısında ise yüzde 10 civarında bir artış bekleniyor."
Kriz son çeyrekten sonra algılandı FİNANSBANK Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, "Uluslararası piyasalardaki olumsuzlukların yılın son çeyreğinden itibaren daha yoğun olarak hissedilmeye ve algılanmaya başlandı" derken, 2009 yılından beklentilerini şöyle dile getirdi: "Ekonomik büyümeyi yüzde 1, enflasyonu da yüzde 8.6 bekliyoruz. Petrol fiyatlarının 50
dolar civarında seyretmesi durumunda cari açığın 28 milyar dolarlara gerileyeceğini düşünüyoruz. 2009 sonu itibariyle ise döviz kurlarının iniş çıkışlara rağmen bugünkü seviyelerde kalacağını öngörüyoruz. Türkiye’nin 2009’da orta ve kısa vadeli 104 milyar dolar kredi borcu ödemesi var. Cari açığı da eklersek bu rakam 132 milyar dolar.. Türkiye’nin 2009’da yabancı yatırımcı çekeceğine inanıyoruz. Doğrudan yabancı yatırım olarak 10 milyar dolar giriş bekliyoruz. IMF ile anlaşmanın ardından bankaların eli güçlenecek, reel sektör de daha fazla kredi bulma imkanına kavuşacak."
Kart kullanımı yüzde 20 artarBANKALARARASI Kart Merkezi (BKM) verilerine göre ilk 9 ayda kredi kartlarıyla toplam 137 milyar YTL, ekimde de 16 milyar YTL harcama yapıldı. Bu konuda Türk insanının performansını uluslararası bir ödeme sistemi olan Visa Europe Bölge Genel Müdürü Berna Ülman’a sorduk. Krize karşın Türkiye’de büyümelerini sürdürdüklerini söyleyen Ülman, elde ettikleri sonuçlardan oldukça memnun. Ülman, şunları söyledi: "Tüketiciler, daha az harcama yapacakları bir döneme girebilirler. Nakit para kullanımından pay alarak ve banka kartlarını aktive ederek 2009’da kart kullanımlarında yüzde 20’lik artış yaratmayı bekliyoruz."
Temel hizmetlere odaklanacağız FORTİS Perakende Bankacılık Grubu Başkanı Gökhan Mendi, Türkiye’de bankacılık sektörünün iyi ve güçlü konumda olmasının, bankaların etkilenmeyeceği anlamına gelmediğini dile getirirken, şöyle dile getirdi: "Ekonomi yavaşladıkça, bankacılık da krizin etkilerini daha fazla hissediyor. Sektörümüzün büyüme stratejilerini temel bankacılık hizmetleri üzerine odaklayacağını düşünüyorum."
Riskler yeniden fiyatlanacakHALKBANK Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Süleyman
Aslan, şöyle dedi: "2009 ve sonrasında bankalar risklerini yeniden fiyatlamak, ürün çeşitliliği ve hizmet kalitesinin artırılmasına, verimliliğin korunmasına yönelik çalışmalara ağırlık verecek. Kriz havasının kalkmasının ardından bankacılık sektörü büyümesine kaldığı yerden devam edecektir."