Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE Bankaları Birliği (TBB), ekonomiyi soğutma çabaları kapsamında hükümetin bankacılık sektörüne yönelik getirdiği düzenlemelerin 2011 yılında bankalara maliyetinin 8 milyar 68 milyon lira olduğunu açıkladı. TBB’nin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile biraraya geldiği toplantıda yaptığı, “Ekonomide ve bankacılık sektöründe gelişmeler ve öneriler” başlıklı sunumda, ek düzenlemelerin bankalara maliyetini ‘yük’ olarak nitelemesi dikkat çekti. Babacan ise, ek düzenlemeler ve zorunlu karşılıkların bankalara maliyeti konusunda, “Biz bunu doğrusu bir yük olarak değerlendirmiyoruz. Tam tersine işlerin iyi gittiği dönemde olası zor dönemler için yapılmış bir hazırlık olarak görüyoruz. Bunlar bir yedek akçedir” dedi.
İleride yükümüzü hafifletecek
Babacan, zorunlu karşılıklara faiz verilmemesi dahil bankacılık sektörüne yönelik düzenlemelerle ilgili şunları söyledi: “Zorunlu karşılıkların bir yere gittiği yok. Merkez Bankamızda gayet emniyetli bir şekilde duruyor. Zaten şartlar gerektiği zaman Merkez Bankamız zorunlu karşılık oranlarını düşürerek, BDDK (Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu) genel karşılık oranını düşürerek bankalarımıza her türlü desteği verecektir. Şu anda böyle bir gereklilik yok. Şartlar onu gerektirirse bu da yapılabilir. Bunlar Türkiye’nin değerleridir. Hep söylüyoruz; ak akçe kara gün içindir. Buna böyle bakmak lazım. Zorunlu karşılıklar gibi, kısa vadeli maliyet gibi görünen önlemler, uzun vadede Türkiye’nin topyekün kazancı. Şu anda yük gibi görünenler ileride Türkiye’nin yükünü hafifletecek tedbirler aslında.”
2012’de kriz senaryosu yok
Toplantıya Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray’ın da katıldığını anımsatan Babacan, böylelikle hem hükümet olarak, hem de bağımsız kuruluşlar olarak bankacılık sektörü konularını genel olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Babacan, şöyle konuştu: “Krizin yeni bir safhasına girdik. ABD’de ve Avrupa Birliği’nde (AB) durum geçen yıla göre daha kötü. Türkiye’nin 2012 için herhangi bir kriz senaryosu yok. Ancak, Avrupa’daki kötü şartları da göz önüne alarak, Türkiye’nin bankacılık sistemini koruması için neler yapabileceğimizi konuştuk.”
Büyüme beklentisinde revizyon
2012’de Türkiye için pozitif bir büyüme beklentisi olduğunu kaydeden Babacan, şunları dile getirdi: “Avrupa’nın resesyona girmekte olduğu bir gerçek. Avrupa’da ve dünyada olup bitenin farkında olarak, ‘biz neler yapmalıyız, biz nasıl makul büyüme oranlarını Türkiye’de sürdürebiliriz? Bu önemli. Türkiye’de orta vadeli programdaki yüzde 4’lük büyüme rakamı, Avrupa’da işlerin orta halli gittiği bir senaryoya göre hazırlandı. Bu beklentiyi işlerin iyi gitmesi durumunda yukarı yönlü, kötü gitmesi durumunda aşağı yönlü revize edilebiliriz. Her halükarda Türkiye’nin AB’nin en hızlı büyüyen ekonomilerinden olacağı kesin.”
Kartta ‘tek limit’ için acele etmeyiz
ALİ Babacan, kredi kartlarında öngörülen ‘tek limit’ için şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu şu anda BDDK tarafından üzerinde çalışılan bir konu. Uygulaması kuşkusuz zaman alacak. Detayları üzerinde iyi çalışılması lazım. Uygulamada sorunların olmaması çok önemli. Dolayısıyla şu anda gündemimizde. Ama bu hemen yarın, ertesi gün uygulanacak bir konu değil. Ne zaman hayata geçeceği konusunda belirlenmiş bir takvimimiz yok. Böyle bir önlem.”
2012’de kredi sınırlaması yok, büyüme ve durgunluk kontrolü ustaca olmalı
2012 için kredilerde sınırlamaya gitmeyi planlamadıklarını kaydeden Ali Babacan, şöyle konuştu: “Şu anda bir sınırlamaya ihtiyaç olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü 2012 yılının büyüme oranı zaten 2011 yılına göre daha düşük olacak ve kredi hacmindeki genişleme de zaten işin tabii akışı gereği yüzde 25’den daha düşük olacak. Bizim beklentimiz bu. 2012 yılı için biz bir yandan kontrolsüz bir kredi hacmi genişlemesi ve buna bağlı bir cari açık artışı istemiyoruz. Ama bir yandan da 2012 yılında Türkiye’nin bir durgunluğa girmesini de istemiyoruz. Bu ikisi arasındaki dengeyi ustaca kurmak gerekiyor. Biz bu dengeyi bir yandan para politikaları bir yandan bankacılıkla ilgili makro ihtiyati tedbirlerle götüreceğiz.”
İMKB’de yeni yönetim haftaya açıklanıyor
ALİ Babacan, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) yeni yönetimi konusundaki kararı, önümüzdeki hafta sonuna kadar oluşturarak kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi. İstanbul Finans Merkezi (İFM) eylem planının gerektirdiği yasal düzenlemeleri şu anda hazırlamak üzere olduklarını kaydeden Babacan, “Önümüzdeki 1-2 ay içinde TBMM’ye sunmayı düşünüyoruz” dedi.
Hane halkının yüzde 45’i gelirinden çok harcıyor kredilere dikkat
TÜRKİYE’de tasarruf oranlarının oldukça düşük olduğunu belirten Ali Babacan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Şu anda tasarruf oranımız yüzde 12’ye düşmüş durumda. Bu, tarihi en düşük seviye. Milli gelirimizin yüzde 12’si kadar tasarrufumuz var ama milli gelirimizin 22’si kadar yatırım harcamamız var. Aradaki fark cari açık. Gelişmekte olan diğer ülkelere baktığımız zaman, yüzde 30’lar mertebesinde tasarruf ve yüzde 30’lar mertebesinde de yatırım görüyoruz. Tüketim ve israf ekonomisi olmamalıyız. Şu anda maalesef hane halkımızın yüzde 45’i aylık gelirinden daha fazla harcıyor.”