Bankacılık dışında kâr eden olmasa hiçbir kredi kararına imza atmam

Güncelleme Tarihi:

Bankacılık dışında kâr eden olmasa hiçbir kredi kararına imza atmam
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2009 00:00

Bankaların bu dönemde yüksek kâr etmesine ve bankaların reel sektöre kredi vermediği yolundaki iddialara “Rakamlarla konuşalım” yanıtını veren Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, “Bankacılığın dışında kâr eden olmasa, hiçbir kredi kararına imza atmam” diye konuştu.

Haberin Devamı

EKONOMİDEKİ daralmaya karşın bankaların yüksek kârlılık göstermesine yönelik eleştirilerin haksız olduğunu savunan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, “Meşhur, yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen bankacılığın büyümesi potansiyeli olan ülkede bankacılığın büyümesi birden bire çok azalacak, azaldı da” dedi. Özince, bankacılık sektörünün reel sektörü yeterince finanse edemediği ve kredi vermediği yönündeki iddialar da “Rakamlarla konuşalım” yanıtını verdi.
Verilerle konuşalım
Basınla sohbet toplantısı yaparak, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründe yaşanan güncel gelişmelerin değerlendirilen Ersin Özince, bankacılık sektörünün krizden etkilenmediği yönündeki söylemin doğru olmadığını savunurken, “Bankacılık dışında kar eden yok, söylemi asla doğru deği. Bankacılığın dışında kâr eden olmasa, hiçbir kredi kararına imza atmam. Kâr edilmediği doğru değil. Bu konuda verilerle konuşalım” dedi. Bankacılık sektörünün reel sektörü yeterince finanse edemediği ve kredi vermediği yönündeki eleştirilere de şunları söyledi: “Rakamlarla konuşmak gerekir. Bankacılık sektörünün kredi mevduat oranlarını bütün dönemlerin en yüksek seviyesine çıkardığı, milyonlarca vatandaşa ve yüz binlerce küçük işletmeye kredi veriyor. Türk reel sektörüne yapılan finansmandaki değişimi de görüyoruz. Türk reel sektörünün yurtdışı finans sektörüne borçları, yurtiçi finans sektörüne borçlarından daha fazla düşmüş. Yani dışarıya daha fazla para ödemiş. Türk özel sektörü, bu paraları nereden ödedi? Bizden ödemedi. Türk reel sektörü, bilançosundaki kaynaklarıyla         yerli bankalara değil, yabancı finansörlere borç ödediğine göre, bizim reel sektörü finanse edip etmediğimiz çok net ortada.”
Övünülecek birkaç iş
Ersin Özince, bu gibi konularda veriyle ve rakamlarla konuşmak gerektiğinin altını çizerek “Türk bankacılık sektörü dünya çapında böyle bir performans gösterdiği bir dönemde, biz hâlâ böyle söylemlerdeysek vah bize. Şu anda övünülecek birkaç işimizden biri bankacılık” dedi. Faiz oranlarının düşüşünden bankacılık sektörünün zahiri kazanç elde ettiğini ve bunu da kâr yazdı. Bankacılık otoritesi geçen yıl kâr dağıtımıyla ilgili bazı önlemler aldı ve bankalar uzun zamandır Türkiye’de ciddi temettüler dağıtmadığını,          bunun da ayrı bir vaka.”

Haberin Devamı

Reel sektör temsilcileri basını görünce değişiyor

Haberin Devamı

ERSİN Özince, bankaların imajında bir bozulma olduğu yönündeki görüşlere karşı çıkarken, “Sokakta göğsümü gere gere dolaşıyorum. Artık kalan ömrümde lüzumsuz safsatalarla kaybedecek vaktim yok” dedi. Özince, bu konuya ilişkin şu anılarını da aktardı: “Yeni başkan olduğum dönem, 1998 sonu, o zaman da kavga var. Bu arada reel sektör temsilcileri ile bankacılar buluşmak istiyor. Bir otelde karşı karşıya geldik. Saatlerce gayet güzel konuştuk. Bize ‘basın mensupları gelmiş, kapıda bekliyor, çıkışta beyanat istiyor’ dediler. Birden bire bir kıyamet koptu, herkes değişti. Bankacılara bağırıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da bir toplantıda da, işdünyasından biri kalktı bankalara yükleniyor, dedim ki ‘Sen ben benim müşterimsin, rakamlarını burada açıklamıyorum ama ağlanacak durumda değilsin.’ Toplantı sonrası, geldi özür diledi ve ‘Orada öyle konuşmam lazımdı’ dedi. Durum böyle.”

Haberin Devamı

Tefeciler bizim ekmeğimize düşman

BAZI işlerlerinde kredi kartları kullanılarak “fiktif satış, modern tefecilik” olarak değerlendirilebilecek işlemler yapıldığına yönelik bir soru üzerine, Ersin Özince, şöyle konuştu: “Eğer saptansın istiyorsanız suçunuzu kredi kartıyla işleyin. İster adi suç, ister mali suç olsun kredi kartıyla iz bulmak çok kolay. Ancak 35 yıla yakın bankacılık mesleğim sırasında ben, şu ülkedeki tefecilik konusunda ciddi inceleme yaptığına şahit olmadım. Tefecilik ülkemizde sadece finansal parametrelerle yapılmaz. Tefecilik malla, kıymetli madenle de, yabancı parayla da yapılır. Tefecilik yalnızca borç vererek yapılmaz. Tefeci, mevduat da topluyor. Ancak gönül isterdi ki, zaten kayıt içinin GSMH’ye oranı bu kadar küçük olan ülkede aydın insanlar öncelikle kayıt dışılıkla uğraşsın. Kayıt dışılık en büyük düşmanımız. Kayıt dışılık, kalp yetmezliği gibi bizi devamlı yoracak olan birşey. Kredi kartıyla yapılanların bir şekilde yakalanmasına vesile oluruz. Bizde bu konuda tolerans yok. Bunlar, bizim ekmeğimize, sektörümüzün büyümesine düşman. Aynı yasaya mükellefiz. Biz bunlara yataklık yapmaktan da iki defa rahatsız oluruz. Çünkü Bankalar Kanunu’nun muhatabı biziz.”

Haberin Devamı

Sendikasyon ve dış borçlanma piyasaları  kördüğüm gibi

ERSİN Özince, sendikasyon piyasalarına ilişkin bir soru üzerine de, sendikasyon ve dış borçlanma piyasalarının “kördüğüm şarkısı” gibi çözdükçe dolaştığını ifade ederek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bilhassa ana kreditörlerimiz olan Avrupa ülkelerinin bankalarında sermaye sorunları tekrar tekrar gündeme geliyor. Çoğu devlet yardımı almış Avrupa bankalarının ya yeni sermaye kaynağı bulmaları ya da aktifleri küçültmeleri ihtimali var. Bu da, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin finansman koşullarını olumsuz etkileyebilir.”

Bankalar kâr etti diye üzülen başka ülke var mı

DENİZBANK Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş,  “Bankacılık kar etti diye üzülen başka bir ülke var mıdır” diyerek, şöyle konuştu: “Bankacılık sistemi, hiçbir destek almayan üç ülkeden biri Türkiye, diğerleri Kanada ve Avustralya. Halka gidiyoruz, kredi kartında yapılandırma yapıyoruz, yetmiyor gönüllü olarak süreyi uzatıyoruz. Gelen giden yok, kapımızı çalan yok. Yaygaranın sebebi nedir bunu anlamak mümkün değil. Biz hep yaklaşımcı, uzlaşmacıyız.”

Haberin Devamı

Kârlar son çeyrekte düşecek

TÜRKİYE Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Ekrem keskin bankaların 2009’un şimdiye kadarki bölümünde güçlü öz kaynakların yanı sıra, faizlerdeki düşmenin de olumlu katkısı nedeniyle yüksek bir kârlılık performansı gerçekleştir-diklerini, ancak 2009’un son çeyreğinde hatta son çeyrekten önce bankaların kârlarında düşme başlayacağını söyledi. Keskin, bu azalışta bankaların faaliyet hacminin daralmasının, düşen marjların ve artan risklerin etkili olduğunu belirtirken, tahsili gecikmiş alacaklar cephesinde de gelişmelerin negatif olduğuna dikkat çekti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!