Güncelleme Tarihi:
İş âlemiyle bütünleşme süreci
Göreve geldikten sonra ilk röportajını Anadolu Ajansı’na veren Bali, biri yurtiçi, diğeri de yurtdışı kaynaklı olmak üzere iki strateji öngördüklerini açıklarken, şunları dile getirdi: “Yapacağımız şey; müşteriyle iç içe olmak, yanında, yakınında olmak. Buna ‘müşteriyle, firmalarla, iş alemiyle entegrasyon süreci, bütünleşme süreci’ diyorum. O bütünleşmede tabii olan, bu süreçleri samimi yürüten öne çıkacak.”
Kesinti moladır
Bali, yurtdışına ilişkin ise, Türkiye’nin aleyhine reyting farkının, iş hayatında borçlanma maliyetleri, vadeler, hacimler ve erişilebilen piyasalar gibi birçok faktörü etkilediğine dikkat çekerek, global kriz ile sürecin dışarda kesintiye uğradığını söyledi. Bali, bunun aslında çok ciddi bir mola olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye ekonomisine, Türk sermayeli kuruluşlara her alanda verilmiş bir fırsattır, moladır. Biz çıtayı daha üst bir noktaya
koyabilmek için ummadığımız, bizim dışımızda nedenlerle oluşan bir imkan yakaladık. Bunun farkında olmalıyız.”
Zarar görmemek yetmez
“Krizin bizi az etkilemiş olması ve bu defa krizden büyük zarar görmüş olmamamızla yetinmemeliyiz” diyen Bali, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun bir atak gerekçesi olması gerektiğini düşünüyorum. Kendi ödevimizi iyi yaparak, reytingimizi yükselterek bu farkı daraltacağımızı düşünürken, onların reytinginin de aşağıya gelmesi suretiyle dışımızda nedenlerle sürecin lehimize geliştiğini gördük. Bu, fonlama maliyetleri, vade, hacimler, erişebileceğiniz piyasalar ve yatırımcı tabanı açısından yeni imkanlar, yeni fırsatlar sunuyor. Bunun farkında olmamız lazım. Şimdi artık en azından bugünkü pazar paylarını korumak değil, şimdi pazardaki rollerimizi daha hakim kılacak, onu perçinleyecek ataklar yapmayı hedeflememiz lazım.”
Bankacılığımızı dünya biliyor
İş Bankası’nın Türkler’in bankacılık yapamayacağı iddia edilen bir ortamda kurulduğunu, daha sonra “Türkler yurtdışında bankacılık yapamaz” diye yumuşatıldığını söyleyen Adnan Bali, bu konuda şunları söyledi: “Yurtdışında nasıl bankacılık yaptığımızı artık dünya alem biliyor. Bizim bu konuda geçmişten gelen cesaretle, bu işleri farklı liglere, farklı seviyelere getireceğimize dair hiçbir kaygımız yok. Onun için gerek bölgesel bir güç oluşturmak, gerekse dünya ölçeğinde etkili bir oyuncu olma vizyonu bizim için baştan kabul görmeyecek bir iddia değildir.”
Bank Sofia’da kısa sürede sonuç alabiliriz, yakın coğrafyayı izliyoruz
BANK Sofia için Rusya’daki yetkili makamlardan bütün izinleri tamamladıklarını, şu anda hisse devir işlemlerinin sürdüğünü, dolayısıyla başka özel bir aksilik olmazsa bu konuda kısa süre içinde sonuç almayı düşündüklerini belirten Adnan Bali, yurtdışı alımlarında büyük ölçüde Türkiye’nin ciddi ticari işbirliği içinde bulunduğu ülkelere yöneldiklerini, yurtdışı ayağına ilişkin alt stratejileri doğrultusunda pozisyon alabilecekleri ülkelerde fiziki varlık olarak da bulunmak istediklerini söyledi. Bunun için ticari, siyasi ve kültürel ilişkilerin söz konusu olduğu bütün piyasaları yakından izlediklerinin altını çizen Bali, şöyle konuştu: “Balkanlar, Orta Doğu dahil yakın coğrafyamızda yer alan diğer ülkeleri de izliyoruz. Biz, kuruluşundan 8 yıl sonra 1932 yılında Hamburg ve İskenderiye’de şube açmış bir bankayız. İş GmbH’nın yüzde 100’üne sahip olduğumuz Almanya’daki bankamızın Fransa, Hollanda ve İsviçre’de toplam 15 şubesi var. Bankamız, Bulgaristan’da bir şube açmak üzere. Yine Londra, Bahreyn ve şubat ayında faaliyete geçen Erbil şubeleri var. KKTC’de en fazla şubesi olan özel banka biziz. Bir şube daha açmayı planlıyoruz, bununla birlikte 14’e çıkıyoruz. Suriye’de temsilcilik çalışmalarımız sürüyor. Azerbaycan’da şube için çalışıyoruz.”
Ticari kredilerde açık ara öndeyiz
İŞ Bankası’nın toplam kredilerdeki rakamlarının benzer ölçekli bankaların rakamlarına yakın gibi görünmesine karşın, ticari kredilere bakıldığında açık ara farklar görüldüğüne dikkat çeken Adnan Bali, “İş Bankası’na en yakın bankadan 1 milyar dolar civarında, izleyen iki bankadan ise 7 milyar dolar civarında önde. Biz işimizi yaptığımız zaman zaten onun alıcısı olur hissiyatı içindeyiz. Ama bunları sunmak da lazım. Zaman zaman pozisyonumuzun bu olmasına karşılık, öyle algılanmadığımızı maalesef gördüğümüz oluyor. Biz, bu konuda çok net bir şekilde pozisyon almış bir bankayız. Sadece olumlu işler açısından da değil. Özellikle kriz dönemlerinde bu özelliğimiz müşterilerimizde, firmalarımızda tek tek karşılığını bulmakta” diye konuştu.
12 bin müşterinin 1.2 milyar liralık kredisi yapılandırıldı
KRİZ sırasında işi bozulan, krizden etkilenen, ödeme niyeti olduğu halde probleme düşmüş olan müşterileri için her tür esnek çözümü yarattıklarını dile getiren Adnan Bali, şunları söyledi: “Biz 12 bin adedin üzerinde ticari müşterimizin 1.2 milyar TL’nin üzerinde ticari kredisini yapılandırdık. Bu yapılandırma, rutin belirli bir standart esaslarla değil... Her vaka hangi ihtiyacı gösteriyorsa ona göre yapılandırdık. Ödemesiz, düzenli, düzensiz ödemeler gibi. Yeter ki o değeri muhafaza edelim diye. Çünkü şuna inanıyoruz; bu ülkenin en kıt değerlerinden biri sermayedir. Zar zor bir yere getirilmiş, yaratılmış değerleri heba etmek bu kuruluşun asla yol açacağı bir durum olamaz. Biz, orada kendimize çok özel bir misyon biçiyoruz.”
Kendi ekibim yok, İş Bankası’nın ekibi var
İŞ Bankası Genel Müdürlüğü görevinin iş hayatında gelinebilecek belki de en anlamlı görevlerin başında olduğunu vurgulayan Adnan Bali, İş Bankası’nın kendi gelenekleri bulunduğunu ve dışarıdan yönetici transfer etmediğini hatırlattı. Bali, üst yönetimde gerçekleştirilen değişikliklere ilişkin olarak da “Kendi ekibim yok, İş Bankası’nın ekibi var. Hep böyle ola gelmiştir” dedi. Bali, 7 genel müdür yardımcısının en kıdemsizin 20 yıldır çalıştığına dikkat çekti.
İlgi alanları içinde bağ bahçe de var
ADNAN Bali, hobilerini şöyle paylaştı: “Kitap okumayı ve o kitaplarla ilgili sohbet etmeyi çok severim. Sinema, ilgilerim arasında. Doğa, bağ bahçe, Sayın Ersin Özince gibi benim de ilgi alanlarım içinde. 2001 krizinin ağır koşullarında Hazine Bölümünün başındayken kendimi, doğayla ilgilenmeye vermiştim. O yıllardan bu
yana aynı ilgim devam eder.”