Güncelleme Tarihi:
Gazi Üniversitesinde düzenlenen “Ekonomide Beklentiler ve Dış Ticarete Etkileri” konulu panelin açılışında konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, dünyada yaşanmakta olan küresel krize ilişkin görüşlerini dile getirdi.
Krizin etkilerinin nerede, ne şekilde yaşanacağının hala anlaşılamadığını ifade eden Çağlayan, bütün dünya ülkelerinin küresel ekonomiye entegre olma oranında bu krizi yaşayacaklarını söyledi.
Küresel krizin şişirilmiş, altı olmayan, ekonomik verilere dayanmayan finansal, sanal, saadet zinciri balonunun patlamasıyla ortaya çıktığını belirten Çağlayan, finansal krizde oynadıkları olumsuz rol nedeniyle “harika çocuklar” olarak lanse edilen CEO'ları da eleştirdi.
Krizle birlikte ortaya çıkan sanal, mutluluk zinciri balonunun patladığına da sık sık konuşmasında vurgu yapan Bakan Çağlayan, şunları kaydetti:
“Verimliliğe, rekabete dayalı hiçbir yön yoktu. Kriz bir şeyi daha ortaya çıkardı. Dünyada ahkam kesen, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının bu konudaki başarısızlıkları ve yetersizliklerinin çok net bir göstergesi olarak da ortaya çıktı. Diğer taraftan Dünyadaki bütün CEO'ların, o şirket yöneticilerinin birçoğunun geçmiş dönemde şirketi ne kadar çok zenginleştirirse, getiri elde ettirirse o kadar çok ücretlerinin artmış olduğu, ama hiçbir sorumluluğu olmayan CEO'ların artık davranış ve çalışma biçimlerinin de yeniden tanzim edildiği, yeniden gözden geçirildiği bir sistem ortaya çıktı. Aslında böyle bir dönem, finansal kapitalizmin sonu olarak ortaya çıkan bir dönem. Belki de kapitalizmin tarihi, tarifinin yeniden yapılması gereken bir dönemle karşı karşıyayız.”
Bir analiz yapılacak olursa aslında günümüz kapitalist insanının dört ayrı kimliğinin bulunduğunu, bunların “Girişimci, yatırımcı, tüketici ve birde vatandaş kimliği” olduğunu belirten Çağlayan, şöyle devam etti:
“Bu dört ayrı kimlikle girişimci olarak en fazla para kazanma peşinde koşarken, yatırımcı olarak da en fazla kar elde etmeyi, tüketici kimliğiyle en ucuza, en kaliteliyi almayı, vatandaş kimliğiyle günü geldiğinde bir sosyal anlayış içinde vatandaşlık görevini yerine getirecek şekilde bir kimlikle dünya karşı karşıya. Biz aslında gardrobumuzda bu 4 sanal kıyafetin yan yana kalmasından son derece mutluyduk. Ama genelde üç kıyafeti giydik. Girişimci, yatırımcı, tüketici olduk. Vatandaşlıkla ilgili o kıyafeti sadece seçim zamanlarında, demokrasiyle ilgili konularda yapmamız gerekeni yapmak için kullandık.”
“HEPİMİZ ÇIPLAK KALDIK”
Aslında hiç kimsenin bir gün çıplak kalabileceğimizi düşünmediğini belirten Bakan Çağlayan, bu konuda dünyanın gözünün kör, kulağının sağır olduğunu söyledi. Çağlayan, aşırı getiri ve hırs peşinde koşan, yatırımcı kimliğin, girişimci, vatandaş ve tüketici kimliklerinin önüne geçtiğini söyledi. Bu durumu da eleştiren Çağlayan, “Ve bir gün geldi gördük ki balon patladı ve hepimiz çıplak kaldık” dedi.
Türkiye'nin küresel krizden globalleşmeye katıldığı oranda etkileneceğine de işaret eden Çağlayan, bunun kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Türkiye'nin dünyanın büyük ekonomilerinden olduğun böyle bir ortamda ihracatçının ihracat yapmış olduğu pazarlardaki daralmanın ister istemez kendisini de olumsuz etkileyeceğini ifade eden Çağlayan, bundan kaçmanın mümkün olmadığını belirtti. Çağlayan, nitekim buna ilişkin daralmaların da başladığını söyledi.
Özellikle Türkiye'nin dış ticaretinde olumsuzluklar yaşanacağını vurgulayan Çağlayan, hem iç, hem dış piyasada problemler ortaya çıkacağını bunun da zaman zaman sosyal boyutlarının olacağını bildirdi.
"BANKACILIK SEKTÖRÜNDE, PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA"
Krizi vatandaşların da hissedeceklerini belirten Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye bu krizden etkilenmeye başlamıştır ve etkilenecektir. Özellikle 2009 yılında bunun etkilerini biraz daha fazla hissedeceğiz çünkü özellikle finansal piyasalarda başlayan bu kriz artık reel sektöre sirayet etmeye başlamıştır. Reel sektörde üretim kaybına dış pazar kaybına, istihdam kaybına yol açacak bir yapıya dönüşecektir.
Bugün Türkiye özellikle son dönemde gerek mali disiplin, gerek bütçe disiplininde elde etmiş olduğu başarılarla geçmişten bir kere çok daha farklı bir konumdadır. Kamu maliyesi, mali disiplin ve bütçe disiplini açısından ülkemiz dayanıklı bir durumdadır. Bankacılık sektörünün reel sektörle davranış biçimlerini ben de tenkit ediyorum. Bankacılık sektörünün çok önemli problemleri ortada yokken bir anda paniklemesini doğru bulmuyorum. Maalesef Türkiye'de bazı bankalarımızın tikleri vardır. Hafif puslu ortamda hemen o tikler, davranışlar ortaya çıkar ve reel sektör üzerinde daraltıcı etkileri ortaya çıkar. Ama şunu ifade etmek gerekiyor ki mali sektör varsa reel sektör vardır. reel sektör varsa mali sektör vardır. İkisi bir birinin rakibi değildir. İkisi birbirinin tamamlayıcısıdır.”
Bankacılık sektörünün, reel sektörünün varlık sebebi, reel sektör de bankacılık sektörünün varlık sebebi olduğunu kaydeden Çağlayan, bankacılık kesiminin de elinde bulundurduğu likiditenin “üzerinde oturmanın” kendisine fayda getirmeyeceğini bilmek zorunda olduğunu söyledi.
Çağlayan, “Bankacılık sektörü topladığı fonları, reel sektöre, vatandaşlara kullandırmak zorunda. Bunu yapmadığı zaman elindeki fonlarının bir gün kendisi de pimi çekilmiş bomba gibi patlayacağının da bilinci içinde olması lazım” dedi.
Bakan Çağlayan, önümüzdeki dönemde reel sektörde bazı problemlerin ortaya çıkacağının da aşikar olduğunu belirtirken, bakanlığı tarafından hazırlanan Girişimçi Bilgi Sistemi konusunda bilgiler verdi.
Toplantıda konuşan Gazi Üniversitesi Rektörü Prf. Dr. Rıza Ayhan, üniversitelerin içinde yaşanılan fildişi kuleler olmaması gerektiğine işaret ederken, Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Kadir Arıcı da krizlerde istihdam yaratmanın yollarının aranması gerektiğini kaydetti.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından G.Ü Rektörü Prof. Dr. Ayhan, Bakan Çağlayan'a bir plaket verdi.