Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN en zengin ‘flora’larından birine sahip Anadolu toprakları, bal üretimi için büyük potansiyele sahip. Adana Kozan’daki yıllık 4 bin ton kapasiteli fabrikasında Erzurum’dan Edirne’ye kadar arıcıların ürettiği balları Anavarza ve Balçiçek markalarıyla işleyen Sezen Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. (Sezen Gıda) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sezen, “2010’da 12 milyon lira ciro yaptık. 140 kişilik istihdamımız var. Üniversite sanayi işbirliği ile krem bal üretmiştik. Şimdi de hedefimiz gıda sanayiinin ihtiyacı olan ve tamamı ithal edilen ‘bal tozu’nu Türkiye’de üretmek” diyor. Süleyman Sezen, şöyle başlıyor öyküsünü anlatmaya:
Önce yumurta, sonra bal
“Kozanlıyım. 6 yaşımdan beri ticaretteyim. Babam toptancıydı, İstanbul’u, Yeşildirek’i, Mahmutpaşa’yı 1960’larda keşfetmiş bir tüccardı. Toptan giyim alıp Adana’da, Kozan’da satarmış. Ben de ticarete hep hevesliydim. İlk işimi 1979’da 22 yaşımda kurdum. Tavuk çiftliği açıp yumurta ticaretine başladım. Sonra da Kozan’da ve Adana’da market zinciri kurdum. 1993’te Adana’da 3 Kozan’da bir marketim vardı. Marketçiliğin içinde ‘bir ürünün üretimini kendimiz yapalım’ dedik ve balda karar kıldık. 400 metrekarelik bir yer tutup başladık. Bayilikler verdik. Makro, Tansaş, Migros, BİM derken işlerimiz büyüdü. Şu anda 3 bin metrekare kapalı alana sahip tesisimiz var. Oğlum Can, işletme okudu pazarlama ve satışa bakıyor. Kızım Burcu, gıda mühendisi, üretime ve laboratuarımıza bakıyor.”
Sanayi için yatırım
Süleyman Sezen, yine üniversite ile (Çukurova Üniversitesi) işbirliği içinde ‘bal tozu’ üretimi için çalıştıklarını belirtiyor ve “Laboratuar için 1.5, üretim için ek yatırım olarak 1.5 olmak üzere 3 milyon liralık yatırım yapıyoruz. Geçen yıl 12 milyon lira olan ciromuzu bu yıl 20-25 milyon lira arasında hedefliyoruz. Bal tozunu gıda sanayiciliremizin talebi üzerine üreteceğiz. Bazı sanayicilerimiz ürünlerinde (dondurma, bisküvi, pasta, şekerleme v.b.) şeker yerine bal tozu kullanıyorlar ama tamamı ithal ediliyor. Tamamen doğal bir ürün olacak. Hem sanayimiz ve ekonomimiz için hem de vatandaşımızın sağlığı için bu üretime start verdik. Anavarza olarak 2010’da toplam 1900 ton bal işlemişiz, bu yıl 2 bin 500 ton olacak” diyor.
Arıları yönetmek zorundayız
Süleyman Sezen, Türkiye’nin genel bal üretim yapısında da bazı değişiklikler gerektiğini düşünüyor ve şu bilgileri veriyor: “Türk arıcısı kovandan sadece bal alıyor. Oysa gerekli eğitim desteğini verbilirsek polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri üretimini de yaygınlaştırabiliriz. Böylece hem arıcılarımız çok kazanır, hem bal ucuzlar, hem de bir çok alanda ithalata son verebiliriz. Düşünün, dünyanın arı sütü ihtiyacını Çin karşılıyor. Polen İspanya’dan geliyor. İspanya’da, Arjantin’de arıyı, arıcılar idare eder yani çalıştırır. ‘Şunu üreteceksin’ der, arı üretir. Bizde arılar arıcıyı idare ediyor. Biz kovandan yılda 16 kilo alıyoruz, 40 kilo alan ülke var. Hindistan kovan sayısında birinci, üretimde yok. Arjantin kovan sayısında dünyada 7’inci ama üretimde 2’inci sırada.”
Kraliçe, arı sütüyle beslenir 3 yıl yaşar
SEZEN Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sezen, polen, propolis, arı sütü gibi yan ürünlerin Türkiye’de üretilmesinin önemini anlatırken, arı sütüyle ilgili şu bilgiyi aktarıyor: “Kraliçe arı sürekli arı sütüyle beslenir ve 3 yıl yaşar. İşçi arılar ise yavruyken sadece 2-3 gün arı sütüyle beslenirler ve onların ömrü 60-70 gündür. Bu da arı sütünün tek başına ne kadar değerli bir ürün olduğunu gösteriyor.”
Krem bal üretimini çocuklar için büyütüyoruz
SÜLEYMAN Sezen, Çukurova Üniversitesi Zootekni Fakültesi Bölümü Başkanı Prof. Osman Kaftanoğlu’nun bilimsel desteği ile ürettikleri krem balın yurt dışında İngilizler tarafından çok beğenildiğini, ihracata da başladıklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Krem bal üretimimizi bu yıl 300-400 tona çıkaracağız. Çocuklar bal yemek istemiyor. Krem bal, balın ta kendisi. Balın kontrollü kristalleşmesiyle elde ediliyor ve tereyağı gibi sürülebiliyor. Muz yağı katarak çocuklar için daha sevimli hale getireceğiz.”