Güncelleme Tarihi:
Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan bir kitapçıkla, tarımsal destekler, saman, buğday ve tohum üretim ile patates ekim alanları gibi konularda gündeme gelen iddialar cevaplandı.
Bakanlık, faaliyet alanındaki sıkça tartışılan konulara ilişkin, "Kamuoyunda Gündeme Gelen Asılsız İddialar ve Gerçekler" adında bir kitapçık hazırlayarak, kamuoyuyla paylaştı.
Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, tarımda net ithalatçı olduğu görüşlerine karşın Türkiye, 51,8 milyar dolarlık tarımsal hasılasıyla Avrupa'da birinci sırada bulunurken, 2002'de 3,8 milyar dolar olan tarımsal ihracat, 2018'de 17,7 milyar dolara yükseldi.
Tarla bitkileri ile meyve ve sebze üretimine yönelik bitkisel üretim miktarı, aynı dönemde 98 milyon tondan, 117 milyon tona çıktı.
Tarımsal desteklerin kırsala ulaşmadığı iddialarına da yanıt verilen kitapçığa göre, kırsal kalkınma alanında gerçekleştirilen 25 bin proje ve 9 milyar liralık hibe ödemesiyle 200 bin kişiye istihdam sağlandı. Bu yıl başlayan Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi'yle de 45 ilçe ve 2 bin 162 köydeki çiftçilere 98 milyon avro destek sağlanacak.
Kitapçıkta tarımsal desteklerdeki artışa da işaret edildi. Bu kapsamda 2002'de 1,8 milyar lira olan destek miktarı, 8 katına çıkarak geçen yıl 14,5 milyar liraya ulaştı. Hayvancılık destekleri de bu dönemde 45 katına yükselerek 83 milyon liradan, 3,7 milyar liraya çıktı.
Tarımsal gayri safi yurtiçi hasıla da 2002-2017 döneminde 37 milyar liradan 213 milyar liraya yükseldi.
İTHAL SAMAN, ÜRETİMİN 10 BİNDE 4'Ü
Kitapçıkta, saman üretimine ilişkin veriler de paylaşıldı. Buna göre, Tükiye'nin yıllık saman üretimi ortalama 25 milyon ton civarında ikenithal edilen saman miktarı ise üretimin 10 binde 4'üne karşılık gelen 9 bin 525 ton oldu. İthalatın toplam değeri de 1 milyon doların altında bulunuyor.
Türkiye'nin tohumluk üretimi de 2002'de 145 bin ton iken geçen yıl 1 milyon 59 bin ton oldu. 2002'de 17 milyon dolar olan tohum ihracatı, geçen yıl 151 milyon dolara çıktı.
Kitapçıkta, Türkiye'nin yeşil alan varlığının azaldığı iddialarına da yanıt verildi. Bu çerçevede son 16 yılda dünyada orman varlığı azalırken, Türkiye, söz konusu varlığını artıran nadir ülkelerden oldu. Orman alanlarındaki ağaç sayısı 2002'de 16,1 milyar iken 2018'de 21,8 milyara ulaştı.
Şeker pancarı üretimi de 2002'de 16,5 milyon ton iken geçen yıl 19 milyon ton oldu. 15 yılda pancar üretiminde dekar başına verimde yüzde 41 artış sağlandı. Nişasta bazlı şeker kotası indirilirken, şeker pancarı üretimi artırıldı.
Öte yandan Türkiye'de tüketilen şekerin tamamı yurt içinde üretilirken, bu şekerin yüzde 95'i pancardan elde ediliyor, 2019-2020 pazarlama yılında bu oran yüzde 97,5'e çıkarılacak.
Türkiye, un ihracatında dünyada birinci sırada yer alıyor. Ancak buğdayda ihracat bazlı ithalat yapılıyor. Bu buğday, ihracat amacıyla makarna ve irmik üretiminde kullanılıyor. Son 16 yılda mamul maddenin (un, makarna, irmik) buğday karşılığı dahil toplam buğday dış ticaret rakamlarına göre, 53,4 milyon tonluk ithalata karşılık, 68,1 milyon tonluk ihracat yapıldı.
Kitapçığa göre, büyükbaş hayvan sayısı 2002'de 10 milyon iken, geçen yıl 17 milyon oldu. Bu dönemde küçükbaş hayvan sayısı 32 milyondan 46 milyona çıktı. Kanatlı sayısı da 251 milyondan 356 milyona ulaştı.
PATATES YERİNE DİĞER ÜRÜNLER EKİLEBİLİYOR
Kitapçıkta, son dönemde gündeme gelen patates ekim alanlarının yasaklandığı iddialarına da yer verildi.
Buna göre, patateste siğil hastalığının kimyasal mücadelesi bulunmadığı için toprakta uzun süre etkileri devam ediyor. Bu alanlarda ekim yapılmaya devam edilmesi nedeniyle, diğer üretim alanlarına da bulaşarak yayılma tehlikesi bulunurken, sadece bulaşık alanlarda karantina tedbirleri alınıyor. Hastalık bulgusu bulunmayan alanlarda ise söz konusu tedbirler kaldırılıyor. Bu alanlarda diğer ürünler ise ekilebiliyor. Karantinaya alınan alanlarda hububat, baklagil, yem bitkileri ekimi teşvik edilirken, çiftçinin gelir kaybını önlemek için de 3 yılda bir dekara 110 lira destekleme ödemesi yapılıyor.
Kitapçıkta yer alan bilgi ve değerlendirmeler dikkate alındığında Türkiye'de gıda amaçlı GDO'lu ürün ithalatına izin verilmezken, gıda amaçlı GDO'lu ürün ithalatı onaylanmıyor.
GDO'lu tohumlukların yurda girişine de müsaade edilmiyor. Geçen yıl ithalat aşamasında GDO'ya yönelik resmi kontrollerde yüzde 1 olumsuzluk tespit edilirken, GDO varlığı tespit edilen gıdaların yurda girişi engellendi.