Güncelleme Tarihi:
SON 20 yılın en büyük enerji krizine girmemiz, Enerji Bakanlığı'nı alarma geçirdi. Enerji Bakanlığı, konuyu yarınki Bakanlar Kurulu'na da getirecek. Bakanlık, Keban Barajı'ndaki su seviyesinin kritik noktada bulunduğuna dikkat çekip, tasarrufa ciddi uyum çağrısı yapacak.
TÜRKİYE, son 20 yıldan bu yana en büyük enerji krizini yaşıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yarınki Bakanlar Kurulu toplantısında, Hükümete elektrik enerjisi konusunda Türkiye'nin ‘çok nazik bir noktaya geldiğini’ anlatan bir brifing verecek.
Brifingde, Başbakan Bülent Ecevit imzasıyla 8 Ağustos 2000 tarihinde yayımlanan Tasarruf Genelgesi'nden beklenen sonuçların alınamadığı açıklanacak ve ‘‘Bu genelgeye titizlikle uyulmaması halinde, Kasım sonundan itibaren düzenli elektrik kesintilerinin başlayabileceğine’’ dikkat çekilecek.
Enerji sıkıntısının ‘kırılma noktası’nı Keban Barajı'nın su seviyesi oluşturuyor. Enerji üretiminde çok önemli bir paya sahip olan Fırat Havzası'ndaki barajlar, bu yıl yeterli yağış gelmemesi, nedeniyle su seviyesi bakımından uzun bir süredir tehlike sınırında üretim yapıyor.
Fırat Havzası'ndaki barajlar arasında ‘‘kilit' nitelik taşıyan ve ‘minimum kotu' 820 metre olan Keban Barajı'ndaki su düzeyi uzun bir süredir 825 metre civarında. Yağış sıkıntısının sürmesi halinde, Keban Barajı'nın Kasım sonunda ‘elektrik üretemez' hale gelebileceği uyarısını yapılacak. Keban Barajı'nın devreden çıkması, aynı havzadaki Atatürk ve Karakaya Barajları'nda da üretimin olumsuz etkilenmesi anlamına geliyor.
TASARRUF YAPTIRIMI
Brifingde Hükümet'e; Tasarruf Genelgesi'nin denetim ve yaptırıma bağlanmamasının sıkıntıyı arttırdığı vurgulanarak, Genelge'nin gerekirse yaptırıma bağlanması önerisi getirilecek. ‘‘Genelge'nin etkin uygulanması halinde Keban Barajı'nın devreden çıkması önlenebilir’’ mesajı verilecek.
Bakanlık, Enerji Tasarruf Genelgesi'nin bütün kamu kurumlarına gönderilmesine karşın, yeterli özenin gösterilmediğinden yakınıyor. Hükümete verilecek brifingde şu konuların altı çizilecek:
Genelgeye göre bütün sokak aydınlatmaları, belediyelerin dekoratif amaçlı aydınlatmaları, sanayi ve ticaret abonelerinin reklam amaçlı dış aydınlatmalar, vitrin aydınlatmaları en düşük düzeye indirilecekti. Bütün resmi kurumlarda gündüz en az seviyede, gece ise sadece güvenlik gerekçesiyle aydınlatma yapılacaktı.
Ancak genelgeden bugüne dek geçen 42 günde bu kurallara uyulmadığı görüldü. Kamu binaları, hiç gereği olmadığı halde geceleri ışıl ışıl aydınlatılıyor. Belediyeler kavşak noktalarındaki dekoratif amaçlı aydınlatmalar ve dekoratif havuzlardaki tüketiminde azalma olmadı. Belediyelerin bu tutumunda aydınlatmaların bedelsiz olmasının etkisi büyük.
Yetkililer, Türkiye genelindeki toplam elektrik tüketiminin yüzde 6'sının ‘bedelsiz aydınlatma' olduğunu belirterek, ‘‘Geçen yıl 3 milyar 150 milyon kilovatsaat bedelsiz aydınlatma için elektrik verilmiş. Bunun yarısı tasarruf edilse bile, 1.5 milyar kilovatsaat eder. Bu rakam, şu sıra bizim için o kadar önemli ki’’ değerlendirmesini yaptılar.
Bakanlık ayrıca, elektrik tüketiminde yüzde 50 civarında tasarruf sağlayan ‘kompakt floresan' kullanımının teşvik edilmesini istiyor. TEDAŞ'ın 20 milyon abonesinin olduğunu hatırlatan yetkililer, ‘‘5 milyon abonenin yarısı bu lambalardan kullansa bize 1600 megavat gücünde bir termik santral kazandırmış olunur’’ dediler.
Karanlık günlere dönüş yolunda kimler görev aldı?
SON
10 yılda Enerji Bakanlığı görevinde bulunanlarşöyle sıralanıyor:
Fahrettin Kurt (9.11.1989-1.5.1991) (ANAP-Akbulut Hükümeti)
Togay Gemalmaz (1.5.1991-23.6.1991) (ANAP-Akbulut Hükümeti)
Muzaffer Arıcı (23.6.1991-20.11.1991) (ANAP-Yılmaz Hükümeti)
Ersin Faralyalı (20.11.1991-25.6.1993) (DYP-Demirel Hükümeti)
Veysel Atasoy (25.6.1993-6.10.1995) (DYP-Çiller Hükümeti)
Şinasi Altıner (6.10.1995-7.3.1996) (DYP-Çiller Hükümeti)
Hüsnü Doğan (7.3.1996-28.6.1996) (ANAP-Yılmaz Hükümeti)
Recai Kutan (28.6.1996-30.6.1997) (RP-Erbakan Hükümeti)
Cumhur Ersümer (30.6.1997-11.1.1999) (ANAP-Yılmaz Hükümeti)
Ziya Aktaş (11.1.1999-28.5.1999) (DSP-Ecevit Hükümeti)
Cumhur Ersümer (28.5.1999- ) (ANAP-Ecevit Hükümeti)
Yatırım yapılmadı adım adım kriz geldi
TÜRKİYE, bugünkü krize, artan enerji tüketim talebini karşılayacak enerji yatırımlarının zamanında yapılamaması nedeniyle geldi. Türkiye'de son 10 yılda, ikisi ikişer dönem olmak üzere 12 kişi enerji bakanlığı yaptı. Temel görevi, kesintisiz ve güvenli enerji akışını sağlamak olan enerji bakanları, bütün bu göstergeler ortada olmasına karşın, çeşitli gerekçeler ileri sürerek yatırımları hayata geçirmedi.
Son on yıldır, elektrik enerjisi tüketimi, her yıl, bir önceki yıla göre ortalama yüzde 8.5 oranında artıyor. Elektrik üretim kapasitesi ise çarpıcı bir biçimde tüketim talebinin sürekli gerisinde kalıyor.
Buna gerekçe olarak da kamu kaynaklarının yetersizliği gösterildi. Ancak çözüm olarak sunulan özel sektörün devreye girmesi ise sürekli olarak hukuki ve fiili engellere takıldı. Tamamlanan özel sektör yatırımlarının bir bölümününün bedeli ise çok ağır oldu. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde büyük umutlar bağlanarak geliştirilen Yap-İşlet-Devret modeli, TEAŞ'ı yatırım yapamaz noktaya getiren finansman darboğazının temel sebebi oldu. Kendi işlettiği santrallara elektriği 4 cente maleden TEAŞ, yüksek fiyatlara bağıtlanan YİD sözleşmeleri nedeniyle, beş santralden 8-9 cent'e elektrik satın almak zorunda kaldı.TEAŞ, Unimar, Trakya, Ova, Esenyurt ve Çamlıca santrallarına, ürettikleri elektrik karşılığı, bu yıl 1 milyar dolara yakın para ödüyor. TEAŞ, bu santrallarda kilovatsaat başına 4 cent zarar ediyor. Ülkeyi elektrik kesintisi yapma noktasına getiren, enerji sıkıntısının bir diğer nedenini de iletim hatlarındaki kayıplar ile dağıtım hatlarındaki kaçaklar oluşturuyor. TEAŞ'ın içine düştüğü finansman sıkıntısı, iletimdeki kayıplarını giderecek bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını yapmasını engelledi.
Demirel hep uyardı
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, görev yaptığı yedi yıl boyunca enerji sıkıntısını değişik platformlarda gündeme getirdi. Demirel'in uyarılarından bazıları şöyle:
Elektrik kesintisi yapmak kolaycılık ve halka zulümdür. İki saat kesinti yapacağına, git Kargı Barajı'nı, Boyabat Barajı'nı yap, elektrik çıkar. Bu daha iyi değil mi?
Alınan bazı önlemler ve sanayideki duraklamanın da etkisiyle 1998'de enerji darboğazı yaşanmadı. Ama 2000 ve 2001 yıllarında kriz kaçınılmazdır.
Son üç-dört yıldaki hükümetler tavsiyelerimi dinlemedi. Türkiye elektrik sıkıntısına girdi. Şimdi enerji bulmak için çırpınıyoruz. Türkiye, frenleri bağlı vasıta gibi.
Kasım-mart en kritik dönem
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Bakanlar Kurulu'nun bu haftaki toplantısına sunacakları önlemlerin yaşama geçirilmesi durumunda ‘‘hassas dönem’’ olarak nitelediği Kasım-Mart döneminin elektrik kesintisi yapılmadan atlatılabileceğini söyledi.
Ersümer, Etopya Su Kaynakları Bakanı Shiferaw Jarso ve beraberindeki heyete öğle yemeği verdikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. BOTAŞ, TEAŞ, TEDAŞ, TKİ, DSİ yetkilileriyle toplanarak Bakanlar Kurulu'na sunulacak önlemleri görüştüklerini söyleyen Ersümer, şu bilgileri verdi:
Mesai saatlarının 08.00-17.00 arası ya da öğle yemeği arası verilmeden 08.00-16.00 arası biçiminde değiştirilmesi durumunda aylık 30 milyon kilovatsaata yakın enerji tasarrufu yapılabilir.
Hassas bölgeler dışındaki aydınlatmalarda yapılacak kısıtlamayla günde 2.5 milyon kilovatsaatlık tasarruf sağlanabilir. Reklam aydınlatmalarından ise ayda 50 milyon kilovatsaatlık tasarruf sağlanması hedefleniyor. Ersümer, Keban Barajı'nda su düzeyinin düşmesi nedeniyle Fırat Havzası'na su verilemeyeceği yönündeki iddiaların reddederek, ‘‘Geçmiş yıllardaki gibi su imkanlarını vermek için elimizden gelen her türlü fedakarlığı yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz’’ dedi.
En büyük maliyet enerjisizlik
ENERJİ krizi, TÜSİAD'ın dün düzenlediği AB toplantısında da gündeme geldi. TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, Türkiye'nin sanayi üretiminin, ihracatının, dengesiz bir politika ile aksamaması gerektiğini söyledi. Yücaoğlu, şöyle konuştu: ‘‘Programlı kesinti yapılacaksa ona da varız. Herkes bilsin ki, 1 saat elektrik olmayacaksa, bunu da kabul edebiliriz. Tasarruf konusunda getirilecek bütçe önlemlerini destekliyoruz. Ama enerji projelerini yürütmeleri için hükümete ricada bulunuyoruz. Bunları sıraya dizsinler. Enerji projelerinde dört-beş yıldır uğraşıp, bürokratik engeller içinde kilitlenmiş birçok yatırımcı var. Bunu özel sektöre açmalarını istiyoruz. Enerjinin olmaması en büyük maliyet. Enerji olsun da maliyeti neyse buna katlanırız.’’