Güncelleme Tarihi:
HEP BURAYDIM
Köydeki evine eşiyle giderken hemşehrileriyle selamlaşan Zeybekci, hayatının başladığı bu köyde emekliliğini de geçireceğini söyledi. “Askerlik ve hac olmak üzere sadece iki bayramı köy dışında geçirdim. Geri kalan tüm bayramlarda köyümdeydim” diyen Zeybekci, çocukluğundan da bahsetti. 5 çocuklu bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen Zeybekci, şöyle devam etti:
SON GÜN KAYDOLDUM
“Şu gördüğünüz dağlar var ya, oralarda adım atmadığım yer yoktur. Salyangoz toplardık. Onları satardık. Bütün dağları macera için dolaştık, sonra biraz da av için, ama onun için çok dolaşmadık. Çocukken iyi bir tütüncü olmak isterdim. Ortaokula bile son gün kaydoldum. Son gün öğretmenimle karşılaşmak için özellikle bekledim. Karşılaştığımızda ilk sorduğu ‘okula kaydoldun mu’ oldu. ‘Hayır’ deyince de, beraber babamın yanına gittik. Öğretmenim ‘Söz vermiştin, Nihat’ı ortaokula kaydettirecektin’ deyince, babam ‘Merak etme hocam, Bu kirli göyneğimi (gömleğimi) satar, yine de Nihat’ı okuturum’ dedi. Okula gittik ama yine kaydolamadım. En sonunda okul müdürünün evini bulduk. Müdür ‘Tamam pazartesi gel başla, kayıt işlemlerini yapalım’ dedi de, öyle ortaokula başlayabildim.”
Zeybekci’nin eşi Ayşen Zeybekci de, gazetecilerle sohbete katıldı. Eşinin siyasete atılmasını nasıl karşıladığını anlatan Ayşen Zeybekci, “Belediye başkanlığı gündeme geldiğinde ‘Nihat Bey’i Denizli’ye veriyorum, çocukları ben alıyorum’ dedim. Bu halen de böyle devam ediyor” dedi. Nihat Zeybekci ailece sık sık köye kaçtıklarını ve dağlara mantar toplamaya gittiklerini anlatırken, Ayşen Zeybekci de “Evde vakit geçirmeyi seviyoruz” ifadelerini kullandı. Nihat Zeybekci, “Çocuklarınızın siyasete girmesini ister misiniz” sorusuna ise net yanıt verdi. “İstemem” diyen Zeybekci, “’Ben siyasette geçmiş ve gelecek ailemin zekatlarını ödedim’ diye düşünüyorum” dedi.