Güncelleme Tarihi:
Resmi olmayan sonuçlara göre dün yapılan seçimde Erdoğan oyların yüzde 51.8'ini alarak ilk turda seçimi kazanırken, başta CHP ve MHP olmak üzere 14 partinin ortak adayı olan Ekmelettin İhsanoğlu yüzde 38.5, HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş ise yüzde 9.7 oranında oy aldı.
Reuters'ın sorularını yanıtlayan Zeybekci, seçim sonuçlarının sadece Türkiye için değil aynı zamanda bölge ve Türkiye ile ilişkisi olan Batı dünyası ve Türkiye'nin etkili olduğu ekonomi çevresi için son derece önemli olduğunu belirterek, "Türkiye son derece başarılı ve hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın son derece net bir tercihte bulundu. Millet muhteşem bir ölçüyle bir mesaj verdi. Ölçülü mesajı biz çok iyi anladık. Bu mesaj bugüne kadar uygulanmakta olan politikalarını teyidi anlamını taşıyor ve bundan sonraki gerek siyasi gerek ekonomik politikalarla ilgili 'evet devam et' anlamını taşıyor. İçinde biraz 'dikkat et' anlamını da taşıyor. Bunların hepsini çok iyi bir şekilde algıladık" dedi.
Türkiye'nin büyümekten başka alternatifinin bulunmadığını sadece bunu nasıl sağlanacağına dair tercihte bulunacağını kaydeden Zeybekci, geçmişte TL'nin değerli olmasıyla ithalata dayalı, dış kaynağa bağlı tüketim ortamında sağlanan büyümeyle balonlar yaratıldığını vurguladı.
"Bundan sonraki dönemde büyümeyi kesinlikle göz ardı etmeden milli büyümeyi sağlamalıyız. Bu da kendi kaynak ve imkanlarına dayalı büyümedir" diyen Zeybekci, mevcut yapıda Türkiye'nin tıkandığını ve artık yapısal tedbir ve politika değişikliklerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Bu sene büyümede, ihracatın desteğiyle yüzde 4'lük hedefin yakalanacağını kaydeden Zeybekci, şöyle devam etti:
"2023 hedefleri için önümüzdeki dönemde yüzde 5 ve üzerinde büyümemiz gerekiyor. İhracat önemli ancak son dönemde iç tüketim fazla baskılandı. İç tüketimi, enflasyonu tetiklemeyecek ancak büyümeyi de baskılamayacak şekilde en az ihracat kadar katkı verecek noktaya getirmemiz gerekiyor. Ancak bunu kontrollü yapmamız gerekiyor. İki yıldan beri baskıladığımız iç tüketimi biraz kontrollü şekilde bırakmamız lazım."
Irak'taki siyasi çözülme nedeniyle mevcut durum devam ederse yılsonu itibariyle Türkiye'nin Irak'a olan ihracatında 2.5 milyar dolarlık bir kayıp yaşanacağını kaydeden Zeybekci, bu kaybın başta Avrupa Birliği olmak üzere alternatif pazarlarla telafi edilmekte olduğunu söyledi.
"Irak sorunu olmasaydı OVP'deki 166 milyar dolarlık hedefi yakalardık, halen bu rakamı yakalayabiliriz" diyen Zeybekci, "Revizyon olursa bu dramatik bir revizyon olmaz. En fazla 164 milyar dolara kadar iner" dedi.
TCMB BAĞIMSIZLIĞI & FAİZ KARARLARI
Merkez Bankası'nın bağımsızlığına halel getirmeden görev tanımına büyüme ve istihdamın eklenmesi gerektiğini belirten Zeybekci, "TCMB'nin görev ve sorumluluk alanı biraz daha genişletilmeli ama bu, siyasete bir alternatif haline getirilmemeli. Merkez Bankası yasasının değiştirilmesi çok acil önceliğimiz değil, merkez bankasının hükümetin yaklaşımlarına politikalarına duyarsız kalacağını zannetmiyorum" dedi.
İç piyasanın, yatırımların canlanması ve büyümenin desteklenmesi için faiz oranlarının önemine de dikkat Zeybekci, "Merkez Bankası faizlerinin aşağı yönlü gitmesi gerekiyor... TCMB'nin piyasanın önünde gitmesi lazım, arkasından gittiğiniz zaman piyasa sizi yönetir hale geliyor" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Faizi biz maliyet enflasyonu içinde önemli bir aktör olarak görüyoruz. Enflasyon yüzde 9.3 seviyesinde dolayısıyla faizin indirilmemesi gerekir deniyor. Bu yorumlarda yüzde 9.3 enflasyon bugünden itibaren geriye doğru olan enflasyon. Faiz ise bugünden itibaren 365 gün geleceğe yönelik oluşuyor. Faiz, beklenti enflasyonuna göre tartışılmalı. Bugün reel piyasanın faizleri yüzde 13-15 aralığında. Burada katlanılan faiz iki katı seviyesinde. Hiçbir yatırımın kaldırabileceği bir kâr marjı değil. Gelecek yıl Temmuz ayı için enflasyon beklentisi yüzde 7 seviyesindeyse kredi maliyeti anlamında borçlanma faizi de yüzde 9.5-10 seviyesinde olmalı."
Merkez Bankası siyasilerden gelen tek seferde sert faiz indirimi taleplerine karşın ölçülü faiz indirimlerini sürdürerek, Temmuz ayında da bir hafta vadeli repo faizi 50 baz puan indirmiş böylece üst üste üçüncü ayda gerçekleştirdiği indirimler ile politika faizini toplamda 175 baz puan düşürerek yüzde 8.25'e çekmişti. (Full Story)
Zeybekci seçim öncesi kredi derecelendirme kuruluşu Moody's ile değerlendirmeler konusunda bir temaslarının olmadığını da belirterek, "Zaten olmaz da. Onlardan da bizimle bu konuda herhangi bir temasta bulunmadı. Seçimden önce Türkiye için değerlendirme yapma takvimini anlamlı bulduk. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili analizlerine eleştiri yapmak en doğal hakkımız" dedi.
RUSYA, TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
Son dönemde Batı dünyasıyla Rusya arasında yaşanan gerilimin uzun vadeli ve sürdürülebilir olduğunu düşünmediğini ancak mevcut durumu Türkiye için bir fırsat olarak gördüğünü söyleyen Zeybekci, "Bu fırsatı uzun vadeli, kurumsal, kalıcı ve güçlü bir hale getirmemiz lazım... Ambargo sürecindeki yasaklamalarla ilgili Rusya ile temasımız var. Onların ihtiyacını karşılamak ve fırsatı değerlendirmek için temasımız var. Çok hızlı tüketim malları gibi alanlarda görüşmemiz var" diye konuştu.
ABD ve Avrupa Birliği'nden yaptığı gıda ithalatına ciddi kısıtlamalar getiren Rusya'nın 2013 yılındaki toplam gıda ithalatında Türkiye 1.68 milyar dolar ile beşinci sırada yer alıyor. (Full Story)