Güncelleme Tarihi:
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Mayıs ayı olağan toplantısı ‘Vizyoner Bir Bakışla Tarım ile Sanayi Arasındaki Entegrasyonu Artırarak; Tarımsal Sanayinin, Ekonomimize Daha Etkili ve Verimli Katkı Yapmasını Değerlendirmek’ ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda yapıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Üretim yapan çiftçilerimize kullandıkları tarımsal kredilerde yüzde 15 ilave faiz indirimi sağlıyoruz. Böylece gerekli diğer koşulları da sağlayan üreticilerimiz kredilerinde yüzde 100 faiz indirimine erişebiliyor. Çiftçilerimizi üretime teşvik etmek için, bugünün değerleriyle verilen destek miktarı 1,6 trilyon. Tarım dışına çıkan arazi miktarı da yine bu süreçte önemli ölçüde azalmış durumda. 93 milyon dekarlık, 442 büyük ovanın koruma altına alındığını söylemek istiyorum. Yine organik tarım ve iyi tarım uygulamaları da bu süreç içerisinde desteklendi. Tarım ve sanayi entegrasyonunu güçlendirmek için, kırsal kalkınma yatırımları da devam etti ve 93 bin projeye yaklaşık 95 milyar liralık bugünün rakamlarıyla kaynak ayrıldı. Önümüzdeki dönemde yatırımları cesaretlendirmek adına ekonomik yatırımlarda, proje limitini yüzde yüz arttırdık ve 7 milyondan 14 milyon liraya çıkardık. Tarımsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin eş finansmanıdır. 81 ilimize yaygınlaştırdık. Üçüncü dönem çağrısındaki bütçe rakamı 785 milyon Euro. 7 yıllık bu süreçte ülkemizdeki tarım girişimcilerinin kendi faaliyetlerini yerine getirebilmeleri adına onlara ayrılmış durumda" diye konuştu.
"BUNDAN SONRAKİ STRATEJİMİZİ 5 TEMEL UNSUR ÜZERİNE KURDUK"
Bakan Yumaklı, "Beş temel unsur üzerine kurduk, bundan sonraki stratejimizi. Sürdürülebilir bir üretim yapacağız. Yapmış olduğumuz bu üretim verimlilik esasına göre işleyecek. Ürettiğimiz ürün, verimli ürettiğimiz ürün kaliteli olacak ve mutlaka kayıtlılık söz konusu olacak. Elbette sektöre yatırım bunun olmazsa olmazı. Bu düzenlemelerle suya göre tarımın yapılması, planlı tarımsal üretime geçilmesi istenmeyen arazilerin döküme kazandırılması, tarımsal üretim alanlarında yapılan bütün üretimin kayıt altına alınması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasıdır. Politikalarımızın tamamı devletimizin ana politikalarına entegredir" şeklinde konuştu.
"ÇİFTÇİLERE TARIM KREDİSİNDE YÜZDE 15 İLAVE FAİZ İNDİRİMİ"
Çiftçileri teşvik etmek adına faiz indirimi uygulanmasına değinen Yumaklı, "Sözleşmeli üretimle alakalı çiftçilerimize, üreticilerimize onları cesaretlendirme adına üretim yapan çiftçilerimize kullandıkları tarımsal kredilerde yüzde 15 ilave bir faiz indirimi yapıyoruz. Böylece diğer koşulları da sağlayan üreticilerin çok ciddi oranda bir faiz indiriminden yararlanması söz konusu. O yüzden ben siz değerli sanayicilerimizden sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasıyla ilgili desteklerinizi istirham ediyorum" ifadelerini kullandı.
"NÜFUS ARTIŞIYLA ÜRETİM İHTİYACIMIZ ARTACAK"
Her alanda daha fazla üretim ihtiyacı doğacağını belirten Yumaklı, "Biz, Akdeniz çanağındaki ülkeyiz. İklimden en çok etkilenen ve etkilenecek olan ülkelerin başında geliyoruz. Ve en çok etkilenecek, hayatımız için önemli materyal madde de su. Nüfus artışıyla birlikte yine her alanda üretim ihtiyacımız da artacak dolayısıyla. Bu gerçeği en çok idrak eden bir grubu temsil ediyorsunuz ki, hakikaten ben teşekkür ediyorum İstanbul Sanayi Odası yönetimine. Bu kadar değerli bir çalışmayı Türkiye kamuoyunun gündemine sokacakları için. 2023 yılında ülkemizin mevcut su kaynaklarından 57 milyar metreküp kullanıldı. Bunun oransal olarak hangi sektörlerde kullanıldığını zaten konuşmacılar söyledi. Sanayide suya en fazla bağımlılığı olan sektörleri de söyledi hocam ama ben yine de söyleyeyim. Yüzde 22 ile gıda, yüzde 18 ile tekstil sektörü. Su kaynaklarımızın önemini söylüyoruz. Bir daha tekrar edelim. Ülkeler su ile ilgili pozisyonlarını sahip oldukları potansiyelle ölçerler. Eğer kişi başına bin 700 metreküpün üzerinde bir kullanılabilir su potansiyeline sahipseniz, siz su zengini bir ülkesiniz. Bin 700 metreküple, bin metreküp arasında iseniz su stresi içerisinde bir ülkesiniz. Bin metreküpün altına düştüğünüzde de su fakiri bir ülkesiniz. Kabaca böyle tanımlayalım. Türkiye, bin 313 metreküp bizim kayıtlarımıza göre su miktarına sahip" dedi.
"10 BİN PROJEYE 2,4 TRİLYON LİRALIK BİR KAYNAK AKTARILDI"
Önlem alınmazsa 6 seneye su fakiri olabileceğimize dikkat çeken Yumaklı, "Bin 313 metreküple yani binle, bin 700 arasında, bine daha yakınız. Su stresi altında bir ülkeyiz. Eğer hiçbir önlem almazsak, ne olabilir ki? Deyip alışkanlıklarımızı değiştirmezsek çok değil sadece 6 sene sonra su fakiri olan ülkeler kategorisine gireceğiz. Dolayısıyla burada, devlet aklı olarak karar vericileri olarak, bu tehlikeyi çok uzun senelerdir gören, karar vericilerin ülkemizin yarınlarında ihtiyacı olacak suyu depolama adına çok ciddi yatırımları, dolayısıyla su ve sulama alanında yaklaşık 10 bin projeye 2,4 trilyon liralık bir kaynak aktarmış bu ülke insanı" ifadelerini kullandı.