Güncelleme Tarihi:
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 'Sektör Paydaşları' toplantısına katılmak üzere geldiği Tekirdağ'da valiliği ziyaret etti. Vali Recep Soytürk ve protokol üyeleri tarafından karşılanan Yumaklı, 'İl Değerlendirme ve Koordinasyon' toplantısına katıldı. Bakan Yumaklı, daha sonra bir otelde düzenlenen 'Sektör Paydaşları' toplantısı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tekirdağ'a Bakanlığının yaptığı yatırımları anlatan Yumaklı, 15 ovayı koruma altına aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Buraların tarım dışına herhangi bir kullanıma konu olmaması için son derece özen gösteriyoruz ve hassasız bu konuda. Tarımsal üretimdeki elbette ki Türkiye'deki artışla birlikte Tekirdağ'daki tarımsal üretimleri de aynı oranda artmış oldu. Yaklaşık tarımsam hasıla değerimiz 6 kat artarak yaklaşık 4.7 milyar liraya çıkmış oldu. Tarımsal ihracatımız herhalde bu konu herkesin de dikkatini çekecektir. 2002 yılında sadece 2,1 milyon dolar iken şu anda 250 milyon dolara yaklaşık bir ihracatı söz konusu Tekirdağ'ın. Dolayısıyla bu rakamında artırılması hem üreticiler açısından hem de ülkemizin gelir elde etmesi açısından son derece kıymetli. Biz bunlara yeni normal adını veriyoruz. Bütün dünyada konjonktür değişti, davranış biçimleri değişti. Bunlara sebep olan salgın hastalıkları olduğu ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar oldu, afetler oldu, iklim değişikliği oldu. Dolayısıyla bizler de yeni normal üzerinden planlamalarımızı yapıyoruz. Çünkü eğer bu değişkenliklere uyum sağlanmaz ise sağlayamaz isek sadece Tekirdağ için konuşmuyorum; bütün ülke olarak elbette planlamadığımız, yönetmediğimiz bir süreçte devam ettirdiğiniz takdirde sonuçlarının çok da pozitif olmayacağı aşikar. Tekirdağ'dan üreticilerimizin dikkatlerine sunalım. Tarımsal üretim planlaması konusu bütün unsurlarıyla beraber hazırlıkları devam ediyor. Yasal altyapısı tamamlandı. Kanun değişikliği yapıldı. Mevzuat değişiklikleri, ikinci mevzuat değişiklikleri de yapıldı. Şimdi artık uygulamayla alakalı bilgilendirme ve oluşturulması gereken çalışma grupları, kurullar bunlar da bütün Türkiye çapında 81 ilde tamamlanmış oldu."
'ERGENE HAVZASI'NDA KİRLİLİĞİN ENGELLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ'
Trakya'da Ergene Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında çevre kirliliğinin azaltılması için çok önemli çalışmalar yapıldığını söyleyen Yumaklı, "Özellikle bu mimaride dere ıslahları, kimyasal ve ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri ve benzeri çalışmalar yapıldı. Dağınık halde bulunan sanayi tesisleri de 10 organize bölgesi sanayi bölgesi kurulumuyla ve Marmara Denizi'nde derin deniz deşarj sisteminin inşa edilmesine kadar da yine devasa projeler yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Bu proje kapsamında yaklaşık 40 milyar liralık yatırım desteği sağlandı ve çevre kirliliğine sebep olan hususlar bertaraf edilmeye çalışıldı. İnşallah bu eylem planı kapsamında bütün unsurları takip ederek, bu yatırımları yaparak bölgenin, Ergene Havzası'ndaki kirliliğin, herkesin şikayet ettiği bu kirliliğin engellenmesini sağlayacağız.
Elbette su kaynaklarımızın korunması konusu artık sadece teorik bir konu olmaktan çıktı. Hayatımızın tam ortasına girdi. Bunu yalnızca tarım tarımsal üretim yapanlar ya da tarımın içerisinde olanlar hissetmiyor. Aynı zamanda sanayi üretimi içinde elbette bu konu son derece önemli malumunuz barajlarla alakalı doluluk oranları günbegün takip ediliyor" diye konuştu.
‘AYÇİÇEĞİNDE YÜZDE 42'YE VARAN REKOLTE KAYBI SÖZ KONUSU'
Trakya'da yaşanan kuraklığa değinen Bakan Yumaklı, "Sebepleri var elbette, başta iklim değişikliği olmak üzere suya etkisinin yanı sıra da en çok Trakya'daki üreticilerimiz, çiftçilerimiz yakından hissettiği kuraklık ayçiçeği ile alakalı yaklaşık yüzde 42'ye varan oranda kuraklıktan dolayı bir rekolte kaybı söz konusu oldu. Dolayısıyla biz de bunlarla ilgili hem bölge vekillerimiz hem de diğer arkadaşlarımızın çalışmaları sonucunda verilen ayçiçeği ile ilgili desteği Trakya Bölgesi için 1500 lira olarak yeniden belirlemiş olduk. Bu da Resmi Gazete'de dün itibariyle yayınlandı ve yürürlüğe girdi, üreticilerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Bunun yanı sıra verim kayıpları var. Bu verim kayıplarıyla alakalı özellikle kuraklığın yanı sıra yetiştiricilerin üreticilerin bazı uygulamalarının da alınan sonuca etkili olduğunda görmüş olduk. Özellikle yerli milli tohumlarımızın kuraklıkla alakalı dirençlerini ve verimle alakalı kaybın hakikaten diğeriyle kıyaslanmayacak bir şekilde çok daha düşük kaldığını da söyleyebilirim. Dolayısıyla bu konuda özellikle bizim bakanlığımızın Tarımsal Araştırma Geliştirme Merkezi tarafından üretilen bu tohumların ki; kullanılmayan arazilerin ya da az kullanılan arazilerin tarıma kazandırılması ile ilgili yürüttüğümüz bu projede yüzde 75 tohum desteği verilmişti. Bu tohum desteği verildiği yerlerdeki üretimlerde kuraklığın etkisini neredeyse olmadığını görmüş olduk" dedi.
Bakan Yumaklı, bugün çeşitli kalemlerde 1 milyar 167 milyon lira destek ödemesini üreticilerin hesabına geçirdiklerini belirterek, "Bu rakamlar, azımsanacak rakamlar değil. Hükümetimizin, devletimizin, üreticilerimizin üretime devam etmesi için onların çok daha kaliteli çok daha verimli üretim yapabilmesi için sağlamış olduğu bu desteklerin toplamda 47 milyar 200 milyon liraya bu yıl için ulaştığını söyleyebilirim. Elbette sene sonuna kadar bu destekler verilmeye devam edecek ve yaklaşık 64 milyar liralık bir rakama ulaşmış olacak. Aynı şekilde özellikle üreticilerimiz için çok önemli olduğunu dile getirdiğimiz ve Tekirdağ için de oranın TARSİM sigortalılık oranının çok yüksek olması bizim açımızdan son derece önemli. Diğer illerimizi de diğer üreticilerimizi de buradan TARSİM sigortası yapılması konusunda onların bu poliçeye ilgi göstermesi konusunda da hatırlatma yapmış olalım. Yaklaşık 162 milyon lira ekim ayında TARSİM'den hasar tazminatı da ödenmiş oldu.
‘BATININ İNSAN HAKLARI MASKESİNİN NASIL DÜTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ’
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına değinen Yumaklı, "Maalesef bütün dünyada özellikle insan hakları sözcüğünün dillerinden düşürmeyen ülkelerde ne kadar ikiyüzlü, ne kadar çifte standartlı davrandıklarını da bize uygulamalı gösteriyorlar. Dolayısıyla bizler kendimiz güçlü olmak durumundayız. Bütün çabamız bunun için üreticisinden, ev hanımına, iş adamından öğrencisine kadar bu ülkenin bütün evlatlarının güçlü olmak, ülkesini çok daha ileriye götürmek için çalışmak mecburiyeti vardır. Hedef Müslümanlar olunca batının insan hakları maskesinin nasıl düştüğünü, ileri demokrasi dediğimiz ülkelerin başta İsrail olmak üzere bu çifte standardı uygulama ile alakalı hiçbir tereddüdü olmayan ülkelerin ağızlarından, onların yalanlarına nasıl tekrar ettiklerini görmüş oluyoruz" diye konuştu.