Bakan Yıldız: 'Her geçen süre aleyhimize'

Yıldız, yeni göreve gelen Türk-Amerikan İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Haluk Dinçer ve yönetim kurulu üyelerini Bakanlık'ta kabul etti.
Yeni yönetimin hayırlı olması dileğinde bulunan Yıldız, her iki ülkenin iş dünyası, finansman yapısı ve enerji sektörü ile alakalı yapılanmasına katkı koyacağına inandığı bir yönetimin göreve geldiğini dile getirdi.

Konuşmanın ardından soruları yanıtlayan Yıldız, bir gazetecinin cari açığın önemli bir bölümünün enerji ithalatından kaynaklandığını belirterek, “30 yıl önce nükleer santral adımı atılmış olsaydı bugünkü açığa ulaşılmamış olacaktı. Ne kadar bir kayıp söz konusu?” sorusu üzerine bugüne indirgenmiş rakamlarla bakıldığında yalnızca 4 ünitelik bir nükleer güç santralinin doğal gaz ithalatını 3,6 milyar dolar civarında azalttığını kaydetti.

Bunun 20 yılda 72 milyar dolara karşılık geldiğini anlatan Yıldız, “Türkiye'de gelişen ekonomiye enerji sektörü olarak borçlu olduğumuzu düşünüyoruz. İthal ettiğimiz ham petrol ve doğal gazın yerli kaynaklar haline gelmesi ile alakalı çabalarımız devam ediyor. Aynı zamanda enerji kaynakları ile ilgili çeşitlendirme de devam ediyor” dedi.

1998 yılındaki üçlü koalisyon döneminde Türkiye'nin önüne gelen üç teklifin en kötüsünün bile tercih edilmesi halinde bugün ülkenin daha avantajlı bir konumda bulunacağına işaret eden Yıldız, “Her geciken süre Türkiye'nin aleyhine işleyen süredir. AK Parti Hükümetlerimizle konan iradenin bunun da üstesinden geleceğine inanıyoruz. İnşallah bunu da başaracağız” diye konuştu.

“Nükleer santral konusunda irademiz var”

Nükleer santrallerin 1980'li yıllarda Türkiye'nin gündemine girdiği, 11  Eylül 1980'de projenin hazır olduğu, ancak askeri müdahale nedeniyle hayata
geçirilemediği yönünde çıkan haberlerin anımsatılması üzerine Yıldız, bu durumun Türkiye'de siyasi istikrarın önemini göstermesi açısından son derece önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 1956 yılında nükleer santral kurma konusunda bir irade gösterdiğini anlatan Yıldız, şunları kaydetti:
“1956-2002 yılları arasında toplam 37 hükümet var. Ortalama ömürleri 20 ay civarında. Uluslararası ilişkilerden arındırılamayacak 20-25 milyar dolarlık blok bir işe, siyasi irade olmaksızın karar verebilme imkanı yok. Hele hele her 10 yılda bir gelen askeri darbelerle bu siyasi sürecin kesintiye uğratılmış olması, böyle bir projenin idaresine irade koymayı tamamen ortadan kaldırır. O yüzden biz, her zaman şunu söylüyoruz: Enerji sektörü; daima uluslararası finansman yapısı ile şekillenen, daima beraberce bu büyümeye katkı koyan bir yapı  içerisinde gelişirken, nükleer santral gibi uluslararası ilişkilerde çok önemli  olan böyle bir yapıyı siyasi irade olmaksızın yapabilmek, kurgulayabilmek ve onun arkasında durabilmek mümkün değil. AK Parti hükümetlerimizin böyle bir avantajı var. O iradeyi gösterebiliyor. Bizim nükleer güç santralleri ile ilgili kararlılığımız devam ediyor.”

Türk-Amerikan İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Haluk Dinçer de gelecek döneme ilişkin planlarını paylaşmak için Bakan Yıldız'ı ziyaret ettiklerini dile getirdi.