Güncelleme Tarihi:
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon gündemine odaklandığı bir dönemde Türkiye'ye yatırım yapanın kazanacağını belirterek, "2020 yılında doğrudan yabancı yatırımlarda güçlü bir ivmelenme bekliyoruz. Tabii yapılan yatırımların sanayimizde bir kapasite oluşturması en temel önceliğimiz." dedi.
Varank, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Hasan Mandal ile Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Departmanı tarafından düzenlenen Birleşik Krallık Teknoloji Konferansı'na katıldı.
Varank, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott ve Birleşik Krallık Dış Ticaret Bakanlığı İhracat Bölümü Genel Direktörü John Mahon'un katılımıyla düzenlenen konferansta, Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon ajandası hakkında bilgiler verdi.
Birleşik Krallık'ın, küresel ekonomide taşıdığı kritik önemin yanı sıra Türkiye'nin de temel ticaret ve yatırım ortaklarından biri olduğunu vurgulayan Varank, "Ben bu konferansı, Brexit sonrası dönemde ilişkilerimizin daha da gelişmesi ve derinleşmesi adına önemli bir adım olarak görüyorum. Biliyorsunuz, ticari ilişkilerimizin gelecek dönem seyrini belirlemek üzere Ticaret Çalışma Grubu kuruldu ve bugüne kadar 6 toplantı yaptı. Ticaret Bakanlığımızın yakından takip ettiği bu sürecin, her iki tarafın da lehine sonuçlanacak bir serbest ticaret anlaşmasıyla tamamlanmasını temenni ediyoruz." diye konuştu.
"YENİ BİR BÜYÜME HİKAYESİ YAZMAK İSTİYORUZ"
Mustafa Varank, Türkiye ve İngiltere'nin, teknoloji ve inovasyon alanlarındaki iş birliklerini somut projelerle geliştirmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye ekonomisi 18 senede önemli mesafeler katetti. Süreç boyunca maruz kaldığımız ekonomik ve siyasi baskılara, terör saldırılarına rağmen sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde örnek bir kalkınma hamlesine imza attık. Geldiğimiz nokta gurur verici ama elbette bununla yetinmek niyetinde değiliz. Türkiye'yi bir üst lige çıkarmak, dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına sokmak istiyoruz. Tabii bunu yaparken, kendi iç dinamiklerimizin yanı sıra küresel ekonominin içinden geçtiği durumu da yakından takip ediyoruz. Halihazırda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler, yapısal veya dönemsel (konjonktürel) problemler yaşıyor. Daha düne kadar ticaret ve teknoloji savaşlarını tartışıyorken, şimdilerde gündemimiz Çin’deki koronavirüs, yeni adıyla Covid-19’un oluşturabileceği belirsizlikler.
Ayrıca tüm bunların üzerine, jeopolitik riskler de ekonomik belirsizlikleri daha da artırıyor. İşte böylesine çetrefilli bir dönemde; Türkiye olarak izleyeceğimiz yenilikçi politikalarla güçlü bir atılım gerçekleştirmek, yeni bir büyüme hikayesi yazmak istiyoruz."
"YAZILIM ALANINDA YETENEK HAVUZUMUZU GENİŞLETECEĞİZ"
Varank, Türkiye'nin 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'yle, katma değerli üretimi ve kritik teknolojilerde atılım sağlayacak yol haritalarını belirlediğini söyledi.
Türkiye'nin yüksek teknoloji, inovasyon, dijital dönüşüm, girişimcilik, beşeri sermaye ve altyapı alanlarında adımlar atarak 2023 hedeflerine kararlılıkla ulaşacağını belirten Varank, şöyle konuştu:
"Peki, kendimize ne gibi hedefler koyduk? Milli gelirde imalat sanayinin payını yüzde 21’e, ihracatımızda da orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50’ye çıkarmayı arzuluyoruz. Yazılım alanında yetenek havuzumuzu genişletecek, en az 500 bin yazılımcı sayısına ulaşacağız.
Yıkıcı teknoloji alanlarında, küresel ölçekte marka olacak en az 23 akıllı ürün çıkarmayı hedefliyoruz."
"MOBİLİTE EKOSİSTEMİNİ ÖZGÜN OLARAK GELİŞTİRİYORUZ"
Varank, Türkiye’nin Otomobili'nin küresel ölçekte marka olacağını belirterek, Türkiye'nin otomotiv sanayinde kapasite, yetişmiş insan kaynağı ve Ar-Ge potansiyeliyle bölgedeki en önemli oyunculardan biri olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin otomotiv alanındaki en büyük tedarikçisi olduğunu anımsatan Varank, ülke otomotiv sanayisinin dünya standartlarına uygun, ileri teknolojiyle üretim yapabildiğini söyledi.
Türkiye’nin, Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) projesiyle sektördeki üstünlüklerini heyecan verici yeni bir alana taşıdığını anlatan Varank, "Bu sadece bir araba üretme projesi değil... Otomotiv sektörü köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Bağlantılı, otonom ve elektrikli araç pazarı, geleneksel markaların yanında, yeni girişimlere çok büyük fırsatlar sunuyor. İşte biz hem bu otomobilleri hem de beraberindeki mobilite ekosistemini özgün olarak geliştiriyoruz. Biz bu yarışa tam zamanında girdik, ipi göğüsleyen olmak için de var gücümüzle çalışacağız.Türkiye’nin Otomobili aynı zamanda ülkemizden çıkacak bir unicorn olmaya da aday. Ki biz bu tanımı da Türkçeleştirip, Turcorn olarak isimlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
"BİRLEŞİK KRALLIK’IN KÜRESEL DEVLERİNİ TÜRKİYE’YE DAVET EDİYORUM"
Varank, 2023’e kadar en az 10 Turcorn hedefiyle hareket ettiklerini belirterek, Türkiye'nin teknoloji tabanlı girişimlerde ciddi bir sıçrama potansiyeline sahip olduğunu kaydetti.
Türk girişimcilerin başarılarının zaman zaman dış basına da konu olduğunu belirten Varank, Türk inovatörlerin dünya çapında ödüller aldığını hatırlattı.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte Teknopark İstanbul’un ikinci etabını açtıklarını aktaran Varank, sadece burada, 312 şirketin 5 binin üzerinde çalışanıyla pek çok alanda öncü projeler ortaya çıkardığını söyledi.
Varank şöyle konuştu:
"Bu kampüslerde sunduğumuz nitelikli alt yapı, yabancı şirketleri de cezbediyor. Mesela dün Alman devi BASF’nin Yenilik Merkezi’ni de açtık. Ülkemizi küresel bir inovasyon merkezi yapmak istiyoruz. Bunun için de Ar-Ge ekosistemini nitelik ve nicelik olarak sürekli geliştiriyoruz.
Teknoparklardaki firmalara ve özel sektörün kurduğu Ar-Ge merkezlerine cazip imkanlar sunuyoruz. Dünyanın önde gelen firmalarını, ülkemizde araştırma laboratuvarları kurmaya teşvik ediyoruz. Bu amaçla; personel, danışmanlık ve genel giderleri karşıladığımız özel bir teşvik programımız var. Ben bu vesileyle Birleşik Krallık’ın küresel devlerini Türkiye’ye davet ediyorum. Gelin, sunduğumuz bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanın, inovatif faaliyetlerinizi çok daha verimli bir şekilde ülkemizde yürütün. Teknoparklarımız ve araştırma altyapılarımızın kapıları, sizlere ardına kadar açık."
"BU DÖNEMDE TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPAN KAZANIR"
Varank, önümüzdeki dönemde iş yapma ortamını daha yatırımcı dostu hale getirecek pek çok düzenlemeyi hayata geçireceklerini ifade ederek, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu’nda bu manada alınması gereken tedbirlere odaklanıldığını kaydetti.
Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımları teşvik eden oldukça cömert bir teşvik sistemi bulunduğunu hatırlatan Varank, proje bazlı teşviklerle; Türkiye'ye ilk defa gelen, stratejik ürünler üreten, ülkenin teknolojik seviyesini ve ihracat kapasitesini artıran yatırımlara öncelik verildiğini söyledi.
Türkiye'nin sahip olduğu iç pazar, coğrafi avantajlar, dinamik iş gücü ve güçlü sanayi altyapısının yatırımcılara eşsiz fırsatlar sunduğunu anlatan Varank, şunları söyledi:
"Bakın çok açık söylüyorum: Bu dönemde Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Bu sene; kimya, petro-kimya, ulaştırma teknolojileri, entegre madencilik, savunma ve elektronik gibi pek çok kritik alanda dev yatırımların başlamasını bekliyoruz.
Ben bu durumun özellikle yabancı yatırımcıların da iştahını artıracağını düşünüyorum. Buradan hareketle de 2020 yılında doğrudan yabancı yatırımlarda güçlü bir ivmelenme bekliyoruz. Tabii yapılan yatırımların sanayimizde bir kapasite oluşturması en temel önceliğimiz.
Bu sebeple geçen sene vizyoner bir bakış açısıyla tasarladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı başlattık. Programı tasarlarken, sanayideki mevcut kabiliyetlerimizi ölçtük ve nerelerde sıçrama yapabileceğimizi belirledik. Alıcı ile satıcıyı aynı anda destekleyerek, Türkiye’nin ihtiyacı olan teknoloji ve ürünleri yerelde üretmek istiyoruz. Bu program, yerli ve yabancı yatırımcı arasında hiçbir ayrım gözetmiyor.
Yılın ilk yarısında; kimya, ilaç, tıbbi cihaz, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları gibi alanlarda yeni başvurular açacağız. Dolayısıyla; hem ülkemizde yatırımı bulunan hem de yeni yatırım yapmayı planlayan Birleşik Krallık firmaları bu programın bir parçası olabilir."
"DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ AĞLARI'NA KATILDIK"
Nitelikli beşeri sermaye olmaksızın, ne inovasyondan ne de güçlü büyümeden bahsedilemeyeceğini belirten Varank, Türkiye'deki mevcut kabiliyetleri daha da geliştirecek çok yönlü çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Sanayi sektöründe çalışan iş gücünün niteliklerini; teori ve uygulama yönünden geliştirmek üzere model fabrikalar açtıklarını anlatan Varank, "Geçtiğimiz ay, Dünya Ekonomik Forumu’nun Dördüncü Sanayi Devrimi Ağları'na katıldık. Bu kapsamda İstanbul’da bir merkez kuracağız. Bu merkezde yeni gelişen teknolojilerin uygulamasını kolaylaştıracak kamu politikaları da tasarlanacak. Yine geçen sene başlattığımız Sanayi Doktora Programı ile Uluslararası Lider Araştırmacılar Programını uygulamaya devam edeceğiz." diye devam etti.