Güncelleme Tarihi:
AK Parti'nin Bursa 2'nci bölge milletvekili adayı da olan Bakan Varank, seçim çalışmaları kapsamında gazeteciler ile köşe yazarları ile kahvaltıda buluştu. Varank'a; Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan da eşlik etti. Türkiye'nin 14 Mayıs'ta yüzyılın seçimini gerçekleştireceğine dikkat çeken Varank, "14 Mayıs'a çok az bir zaman kaldı. Türkiye, 14 Mayıs'ta yüzyılın seçimini gerçekleştirecek. 'Türkiye'nin Yüzyılı'nı nasıl inşa edeceğine karar verecek. Şöyle diyoruz; 21 yıldır bu ülkede, bu ülkeyi kalkındırmanın, yatırımlarla buluşturmanın, aziz milletimizi hak ettiği hizmetlerle buluşturmanın derdinde olan bir iktidar oldu. Bu şehirlerimiz, ilçelerimiz hangi yatırımı hak ediyorsa, hangi hizmetlerle daha fazla kalkınacaksa, daha müreffeh hale gelecekse, bunları yerine getirmek için 21 yıldır dur durak bilmeden, canımızı dişimize katarak çalıştık ve inşallah 14 Mayıs'tan sonra da bu çalışmalara, bu gayrete devam etmek istiyoruz" dedi.
'PROAKTİF OLMAK GÜCÜMÜZÜN TEMELİNİ OLUŞTURUYOR'
Bursa özelinde bir ekip çalışması yürüttüklerine dikkat çeken Varank, 21 yılda kente yapılan yatırımların 200 milyar liraya ulaştığını belirterek, şunları söyledi: "Hamdolsun, 21 yılda Bursa'yı getirdiğimiz nokta ortada. Bugün baktığımızda Bursa'ya her alanda, adaletten ulaştırmaya, sanayiden eğitime kadar çok büyük yatırımlar yaptık. Bursa'nın merkezi hükümetten aldığı yatırımların tutarı; bugünkü değerlerle 200 milyar liraya ulaşmış durumda. Tabii ki bunları yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki dönemde de inşallah Bursa'yı hak ettiği yatırımlarla buluşturmak için, eğer Bursalı hemşehrilerimiz takdir ederse, bize güvenlerini tekrar gösterirlerse, bu şekilde yolumuza devam etmek istiyoruz. Tabii vizyonel bir bakış açısıyla şehirlerimize yaklaşıyoruz. Hatta ilçelerimize yaklaşıyoruz. Bir ihtiyaç, bir talep doğrultusunda elbette yaptığımız çalışmalar var. Sıkıntılar oluştuğunda, o sıkıntıları gidermek üzere başlattığımız faaliyetler var. Ama bizim asıl gücümüz; ilçeleri, şehirleri ve Türkiye'yi gelecek döneme hazırlayacak şekilde entegre bir bakış açısıyla her zaman siyasete bakmamız oldu. Hizmet yarışına bakmamız oldu. Bursa'nın potansiyeli hangi alandaysa, bu alanda Bursa'yı ön plana çıkaracak faaliyetleri gerçekleştirmek, planlamaları yapmak ve buna göre yol yürümek, bir manada proaktif olmak aslında bizim gücümüzün temelini oluşturuyor. Onun için de işte önümüzdeki dönemde de Bursa'yı nasıl daha iyi kalkındırabiliriz? Bursa'nın marka değerini nasıl yükseltebiliriz? Burayı daha müreffeh, daha aydınlık, daha mutlu bir şehir yapmak için nasıl hareket edebiliriz? Bursa'yı sadece Türkiye'de değil; Avrupa'da örnek bir şehir haline nasıl getirebiliriz? Bununla ilgili de elbette çalışmalarımız var, planlamalarımız var. Ve buna göre de önümüzdeki dönemde yolumuza devam etmek istiyoruz. Bursa, Türkiye'nin dördüncü büyük şehri. Zaman zaman siyasetçiler, beylik laflar etmeyi severler, klasik cümleler kurmayı severler. Ama Bursa'ya baktığımızda; Bursa sanayisiyle, tarımıyla, turizmiyle ve son dönemde hükümetimizin yaptığı yatırımlar sayesinde lojistikte ön plana çıkan marka şehirlerimizden bir tanesi. Biz de bu manada hem buradaki ekip arkadaşlarımızla hem de merkezi hükümette oluşturacağımız sinerjiyle inşallah önümüzdeki dönemi farklı bir şekilde planlayıp, çok daha verimli bir şekilde geçirmek için kolları sıvayıp, tabii burada sinerji ve ortak akıl kelimelerinin altını özellikle çizmek istiyorum. Her zaman ortak akla ve çalışmasına önem verdik."
'FARKINI ORTAYA KOYMUŞ BİR LİDER'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekip çalışmasına çok önem verdiğini söyleyen Varank, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız milletin bağrından çıkmış bir siyasetçidir. Milletiyle beraber yol yürümüş bir siyasetçi. Ama aynı zamanda ekip çalışmasına çok önem veren bir siyasetçi. Her zaman ekibiyle ön plana çıkmış. Ekibine en iyi kaptanlığı yapmış bir siyasetçi. Onun için de hamdolsun şimdiye kadar hem seçimde yakaladığı başarılarla hem de Türkiye'nin kalkınma hamlesinde yakaladığı başarılarla zaten bu farkını ortaya koymuş bir lider. İşte biraz önce telefon etti. 'Çalışmalar nasıl gidiyor? Bu hafta, şunları mutlaka ihmal etmeyin' diye talimatlarını bize veriyor. Çünkü iyi bir kaptan ama aynı zamanda iyi bir takipçi. Mutlaka verdiği, söylediği, ortaya koyduğu işlerin yerine getirilmesinde de kendisi birebir takipçi olan bir siyasetçi. İşte bu ekip çalışmasını inşallah çok daha başarılı hale getirmek istiyoruz. Buradaki takım arkadaşlarımızla iyi bir çalışma ortaya koymak istiyoruz. Bu bizim için önemli ve değerli. Ve burada hamdolsun güzel bir arkadaşlık, güzel bir birlikteliğimiz var" dedi.
'ORTAK AKLA ÖNEM VEREN BİR SİYASİ HAREKETİZ'
Parti olarak ortak akla önem verdiklerini vurgulayan Varank, "Onun için size şunun sözünü şimdiden verebilirim. Bizi eleştirecek dahi olsa, siyaseten bizim karşımızda dahi olsa, insanların bizimle ilgili kurduğu cümleleri, bizimle ilgili eleştirilerini, bizimle ilgili sitemlerini şimdiye kadar asla duymazdan, duymamazlıktan gelmedik. Bu manada her zaman vatandaşımız ne düşünüyor? Kamuoyu ne düşünüyor? Bunları dikkate aldık. Zaten siyasetinizi bunları dikkate alarak yapmazsanız, kendinizi güncellemezseniz, sokağın sesini duymazsanız, medyanın sesini duymazsanız; siyasette başarılı olma şansınız olmaz. Onun için ekip çalışmasını en iyi şekilde yapacağız ama aynı zamanda ortak akla önem vereceğiz. Bu şehirdeki sivil toplum kuruluşları, Bursa'nın medyası, buradaki üniversitelerimiz, buradaki farklı STK'lar, bunların hepsiyle bir araya gelmeye çalışacağız. Şu ana kadar bunu zaten yapıyorduk. Ama önümüzdeki dönemde farklı bir sinerjiyi mutlaka ortaya koyacağız" diye konuştu.
'REAKTİF DEĞİL, PROAKTİF BİR SİYASET İZLEYECEĞİZ'
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, sanayicinin ve üreticinin sesine her zaman kulak verdiklerini söyleyen Varank, şöyle konuştu: "Burada, belki medyamızın gelmediği onlarca ziyareti Bursa'ya gerçekleştirdim. Buradaki sanayi tesislerini ziyaret ettim, firmaları ziyaret ettim. Onlarla hem istişare ettim hem onların Türkiye'nin geleceğine dair öngörülerini dinledim. Varsa sıkıntılarını, problemlerini gidermek için onlarla sıkı bir iş birliği içerisinde olduk. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nı bugüne kadar getirmiş olduk. İşte aynı anlayışı, inşallah önümüzdeki dönemde, farklı bir sinerjiyi de yerine getirmek istiyoruz. Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte Türkiye'de yerel kalkınmadan sorumlu bakanlık, Sanayi ve Teknoloji bakanlığı oldu. Kalkınma Ajansı'mız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Ve buradaki kabiliyetimiz, buradaki kapasitemiz gerçekten yerel kalkınma anlamında bize önemli katkılar sağlayan bir kabiliyet. Bu şehrin gündeminde, her zaman Yüksek Hızlı Tren oldu. Bununla ilgili öngörüler nedir? Bursa, ne zaman hak ettiği hızlı trene kavuşacak? Bunlarla ilgili beklentiler de var. Ama tekrar şunun altını çizmek istiyorum. Reaktif bir siyaset izlemeyeceğiz, proaktif bir siyaset izleyeceğiz. Ve bu şehrin potansiyelini çok daha ileri noktalara taşıyacağız. Tabii burası, bir sanayi şehri. Bursa'ya kazandırdığımız yatırımların, bu şehre neler kattığını sizler gayet iyi biliyorsunuz. Türkiye'nin otomobili sadece Bursa'nın gündeminde değil; Türkiye'nin gündeminde. En temelde şunu söylüyoruz; nasıl Türkiye'nin otomobili projesi, Bursa'nın sanayisini değiştiren, dönüştüren bir projeyse, burada otomotiv endüstrisini geleceğe taşıyacak bir yatırımsa, bunun gibi farklı alanlarda da sanayicilerimizle Bursa'yı ve Türkiye'yi ileriye taşıyacak projeleri, beraberce gerçekleştirmeye devam edeceğiz."
'SEKTÖRLERİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Bakanlığı tarafından yürütülen Hamle Programı'ndaki en başarılı şehirlerden bir tanesinin Bursa olduğunu belirten Varank, "Madem Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak ama aynı zamanda Bursa milletvekili adayı olarak konuşuyorum. Biliyorsunuz; Türkiye'de, özellikle cari açık verdiğimiz alanlarda, katma değerli ürünlerin Türkiye'de yerli ve milli olarak geliştirilmesi için bir program başlatmıştık, Hamle Programı. Bu alanlarda yatırım yapacak firmalarımıza, AR-GE'den ticarileşmeye kadar farklı destekleri tek bir pencereden veriyoruz. İşte Bursa'ya baktığımızda, yerlileşme anlamında Hamle Programı'ndaki en başarılı şehirlerden bir tanesi; Bursa'mız. Elimde bir liste var. Mesela Hamle Programı'na makine sektöründe bir çağrıyla çıkmıştık. Demiştik ki; makine sektöründe Türkiye'nin hangi eksiklikleri var, en fazla ithalatı nerede yapıyor ya da potansiyel olarak hangi ürünü üretip, hem Türkiye'nin ihtiyacını giderip hem de ihracat yapabiliriz. İşte makine sektöründe çıktığımız çağrıya en fazla başarıyı yakalayan şehirlerden bir tanesi; Bursa. Burada Ermeksan, Durmazlar, İğrek, Coşkunöz, Far Plus, Cansan Alüminyum, Karsan Otomotiv, yine A Plus, Emac Makine, Durmazlar'ın başka bir projesi Salmax firması Epsan, Sözal Kimya bunların tamamı bizden Hamle Programı kazanıp, Türkiye'de ön plana çıkıp, 'Yerli ve milli üretimde farklı bir şekilde bu işi başaracağım’ deyip, destek alan firmalar. Bunun gibi size onlarca TÜBİTAK projesi sayabilirim. Yüzlerce KOSGEB projesi sayabilirim. Onun için başta sanayi olmak üzere Bursa'da sektörleri desteklemeye devam edeceğiz. Ama şunu da asla yapmayacağız. Burası, bir sanayi şehri. Sadece sanayiyle bu şehri gündeme getirelim dersek; diğer potansiyelleri aslında göz ardı etmiş oluruz. Burası tarımda da önemli bir şehir. Tarımda katma değerli üretimi nasıl yapabiliriz. Bunlarla ilgili de şimdiye kadar yaptığımız projeleri daha ileri noktalara taşıyacağız. Burası, bir kültür şehri. Kültür turizmi bu iş için çok önemli. İşte şu anda Hanlar bölgesinde yaptığımız çalışmaları hepiniz takip ediyorsunuzdur. Bunun gibi projelerle buradaki kültür varlıklarını çok daha cazip hale getireceğiz. Çok daha talep edilen, ziyaret edilen mekanlar haline getireceğiz. Bunun gibi bütün sektörlere, bu şehirde potansiyel taşıyan bütün sektörlere desteğimizi vereceğiz. Ve inşallah bu şehri farklı bir şekilde kalkındıracağız. Bunu yapacak kabiliyet, bu şehirde var. Bunu yapacak gayret, azim, bu ekipte var ve inşallah bu önümüzdeki dönemde bu sinerjiyi, bu gayreti, bu başarıyı hep birlikte göstereceğiz ve farklı bir Bursa'yı inşallah hep birlikte inşa edeceğiz" dedi.
MÜMİN GENÇOĞLU VEFATININ 30'UNCU YILINDA ANILDI
7 Şubat 1993'te geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden BAL-GÖÇ ve BGF Kurucu ve Genel Başkanı, ANAP Bursa Milletvekili Mümin Gençoğlu, vefatının 30'uncu yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nca Bursa Uludağ Üniversitesi'nde düzenlenen, 'Vefatının 30'uncu yılında Göçmen Babası Mümin Gençoğlu Anma Programı' ile anıldı. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde düzenlenen programa; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren, Gençoğlu ailesi adına Turhan Gençoğlu, Bursa Valisi Yakup Canbolat, CHP Bursa Milletvekili Yüksel Özkan, CHP İl Başkanı Turgut Özkan, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili adayı Ekrem Alfatlı, CHP Milletvekili adayı Hasan Öztürk, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş katıldı.
'BU ŞEHİRDE VERGİ REKORTMENİ OLDU'
Programda konuşan Varank, "Bugün burada, Balkanların Mümin agası, Mümin Gençoğlu'nu anmak için bir araya geldik. Bu hoşgörülü ve misafirperver şehir, tarih boyunca pek çok kişiye yuva olduğu gibi, Kırcaali'nin Yiğitler köyünde dünyaya gelen Mümin Aga'ya da yuva oldu. Bursa'nın Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçen Mümin Gençoğlu'nu bağrına basması, hem Mümin Aga için hem Bursa için oldukça önemli ve anlamlıydı. O da hayatının her döneminde bu misafirperverliğin hakkını fazlasıyla ödedi. Bulgaristan Türkleri'nin alametifarika olan çalışkanlığın somut bir örneği olan, girdiği her alanda da başarılı oldu. Memuriyet hayatı, ardından ticaretle iştigali ve bu süreci takiben Bursa'daki cemiyet hayatındaki yükselişi tabii ki; büyük emeklerin, büyük gayretlerin eseri. Ticaret hayatı boyunca yaptığı ihracatta, ülkemize büyük katkılar sağladı, bu şehirde vergi rekortmeni oldu" dedi.
'MÜMİN GENÇOĞLU EŞSİZ BİR LİDER VE İLHAM KAYNAĞI OLDU'
Mümin Gençoğlu'nun, Bulgaristan Türkleri için verdiği mücadeleyi hatırlatan Varank, "1980'li yılların ortalarında Bulgaristan'daki rejim tarafından yapılan akla hayale gelmeyen saldırılar, zulüm ve gözyaşı, bırakın diriyi, soydaşlarımızın cenazelerine karşı işlenen insanlık suçları. O zamanki Bulgaristan rejimi soydaşlarımızın ana dillerini, kültürlerini hatta ve hatta isimlerini yok etmeye çalışırken; Gençoğlu'nun göç eden toplulukların sorunlarıyla ilgilenmek üzere, Balkan Göçmenleri, Kültür ve Dayanışma Derneği'ni kurması; mühim ve stratejik bir hadisedir. Bu sayede Bulgar mezalimi sürekli gündemde tutulmuş, Bulgaristan Türkü kardeşlerimizin haklarını elde etmeleri için Bulgarlar üzerinde çok ciddi baskılar oluşturulmuştur. Mümin Gençoğlu, Bulgaristan Türklerinin hakları için verdiği mücadelede eşsiz bir lider ve ilham kaynağı oldu. Onun cesareti, özverisi ve vizyonu, halkının onuru ve özgürlüğü için savaşan bir nesle de rehberlik etti. Zorluklarla dolu bir dönemde bile asla pes etmedi ve her türlü engellemeyi, her türlü badireyi aşmayı başardı. Türkiye de biliyorsunuz; soydaşlarını hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Zulmün doruk noktasına vardığı 1989 yılında başlatılan zorunlu göç sürecinde soydaşlarına kapılarını açtı, kucakladı ve onlara yuva oldu. Tabii burada Turgut Özal'ı da göstermiş olduğu liderlik için rahmetle anmamız gerekiyor. Öyle stratejik liderlikler gösterdiğinizde, cesur olduğunuzda, soydaşlarınıza sahip çıktığınızda, işte bunun karşılığını da görüyorsunuz. Allah ona da rahmet eylesin diyoruz” diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANI'MIZ LİDERLİĞİNDE DİMDİK DURABİLİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türk vatandaşlarının haklarının çok daha güçlü bir şekilde savunulduğunu söyleyen Varank, şöyle devam etti:
"Göç eden soydaşlarımızın problemleri için ülkemiz durmaksızın koşturdu. Hamdolsun özellikle son 20 yılda Türkiye'nin bu güçlü tutumu ivmelenerek şu anda devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde vatandaşlarımızın haklarını daha güçlü bir şekilde savunuyor, arkalarında dimdik durabiliyoruz. Gerek milli kültürümüzün gerekse de ana dilin korunması noktasında çok ciddi ve önemli adımlar atıyoruz. Yurtdışı Türkler Başkanlığı, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Maarif Vakfı ile başta Balkan coğrafyası olmak üzere, dünyanın her bölgesinde vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın ihtiyaçları için yer alıyoruz, oralarda varlık gösteriyoruz. Ecdat yadigarı eserleri muhafaza etme ve restore etmenin yanı sıra eğitim, sanat, kültür, tarih ve ekonomik alanlarda iz bırakan projelere imzalar atıyoruz. Temennim şudur ki; milletimizin vereceği doğru kararla Türkiye'nin dünyadaki pozisyonunun giderek güçlenmesi önümüzdeki dönemde de devam edecek. Ülkemiz evelallah tüm dünyada mazlumların sesi olmaya devam edecek. Aynı Mümin Gençoğlu'nun Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın sesi olması gibi. Bu anma programında da görüyoruz ki; eğer güçlü bir liderlik sergileyebilirsek, soydaşlarımızın hakkını savunmada cesur olabilirsek, soydaşlarımızın kendi yaşadığı ülkelerdeki varlıklarını da çok daha güçlü bir pozisyona getirebiliriz. Ve Türk dünyasının, soydaşlarımızın dünyada çok güçlü bir şekilde yer almasını sağlayabiliriz. İnşallah önümüzdeki dönemde, bu varlığımızı sürdürmeye devam edeceğiz."
'TÜRK KALMAK İÇİN GEÇMİŞİNİZİ ÇOCUKLARINIZA HATIRLATIN'
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluğu Başkanlığı'nca yayınlanan 'Göçmen Babası Mümin Gençoğlu' kitabını işaret eden Varank, "Bakınız biz ve soydaşlarımız büyük mücadeleler verdik. Hala soydaşlarımızın kendi yaşadığı coğrafyalarda, ülkelerde verdiği mücadeleler var. Ama Turhan Bey'in de söylediği gibi belki Türk olarak doğabilirsiniz. Ama Türk oğlu Türk kalmak için işte böyle eserlerle çocuklarınıza, torunlarınıza, geçmişinizi mutlaka hatırlatmanız gerekiyor. Bu mücadeleleri öğretmeniz gerekir ki; bizim ne kadar yüce bir millet olduğumuzu da hiçbir zaman unutmayalım" dedi. (DHA)