Güncelleme Tarihi:
İşte Bakan Varank'ın açıklamalarından öne çıkanlar...
Bir savaş hali olduğunda milletvekilliği seçimi yapılmış olsa da mevcut başkan çağırır. Devlette devamlılık esastır.
Türkiye Yüzyılı diyoruz. Önümüzdeki yüzyılda bölgesine değil dünyaya damgasını vuracağına inanıyoruz. Arkadaşlarımız görev alacaklar. Toplumdaki değişimi okuyabilen bir partiyiz. Cumhurbaşkanımızın siyaset anlayışında bu var. Değişim kovalayan, değişimi takip eden biziz. Hem milletvekilliği listelerinde yaptık. Cumhurbaşkanımız kabineyi ilan edecek. Biz ilkeleri olan partiyiz. Seçimleri kazanmamıza rağmen, Cumhurbaşkanımız 16. seçimi çoğunlukla kazanmış olmamıza rağmen 3 dönem kuralını uygulayan başka bir parti var mı yok?
"MUHALEFET YENİLGİYİ TATTI AMA DEĞİŞİM SİNYALİ ALAMIYORSUNUZ"
Muhalefet yenilgiyi tattı ama değişim sinyali alamıyorsunuz. Genel başkan koltuğu bırakmayacağım diyor. Cumhurbaşkanımızın başarısı buradan geliyor. Türkiye Yüzyılı'nda geniş kadroyuz. Takımda oynatılacak oyuncular önemli ama koordinasyonu sağlayacak olan takım kaptanı olduğu için her bir arkadaşımız değerli.
Seçim döneminde biz sıklıkla şunu dile getirdik. Karşımızda muhalefet vardı, pazarlık siyaseti yürütmeye çalışıyordu. Bakanlık, cumhurbaşkanlığı yardımcılığını kazanç olarak gören ve adeta bir miras paylaşımı olarak gören siyaset anlayışı var. Biz bunu hiçbir zaman yapmadık. Makam veriliyorsa bu sizin sorumluluğunuz ve vatandaşa hizmet etmek için görevi yerine getireceksiniz. Verilen görevi layıkıyla yerine getirmek önemli. Cumhurbaşkanımız istişarelerini yapıyor, kurmaylarıyla oturup konuşuyor. Takımın kaptanı iyi olduğu için onunla çalışacak ekipler de onun temposuna ayak uydurup görevlerini yerine getiriyorlar.
Şu anda dünyadaki en tecrübeli lider Cumhurbaşkanımız. Baktığınızda 21 yıldır iktidarda, başbakan, cumhurbaşkanı olarak dünya siyasetine etki ettiğini ve edebileceğini göstermiş bir lider. Son dönemde Türkiye bölgesel güç olmaktan küresel güç olmaya doğru ilerliyor. Kabiliyetleriyle, yaptıklarıyla, potansiyeliyle tüm dünyanın gündeminde olan bir ülke. Demokrasi şöleni halinde geçen bu seçimi kazanması dünya başkentlerinde dikkat çekici oldu. 16. seçimi cumhurbaşkanımız kazandı. Katılıma baktığımızda her biri demokrasi şöleni şeklinde geçti. Çatışmanın tarafı olan ülkeler bile aynı saygınlıkla cumhurbaşkanımıza yaklaşıyor.
Birini öbürüne tercih etmemiz söz konusu değil. Herkes ajandasını sırtlanacak ve işe koyulmuş olacak. Gerçekten çiçek bahçesi coğrafyada da yaşamıyoruz. Dünya kolay bir konjonktür değil şu anda. Depremzede kardeşlerimizin beklentileri var, vatandaşların fiyat artışlarıyla ilgili şikayetlerini iyi biliyoruz. Bunların hepsine entegre bakış açısıyla Cumhurbaşkanımız yürütmenin başı olarak yaklaşacak ve kabinedeki arkadaşlarla yoluna devam edecek.
Burada muhalefetin gerçekten Türkiye'ye zarar veren tutumunun altını çizmemiz lazım. Seçim öncesi de pazartesi bankalar şöyle olacak, vatandaşların dövizle ilgili sıkıntıları olacak diye adeta vatandaşı tehdit ederek sandıkta onları ikna etmeye çalıştılar, seçim geçti, oldu mu dedikleri? Olmadı. Bu tavırla alternatif olacaklarını düşünüyorlarsa bu anlayışla siyaset yaparsanız netice alabilir misiniz? Vatandaşı ikna edebilir misiniz? Biz bugün iktidar olmuyoruz. 16. seçim kazanıldı, önümüzdeki dönemde ne yapmamız gerektiğini bilen bir iktidarız. Cumhurbaşkanımız böyle bir lider, önümüzdeki dönemde bunları uygulamaya devam edeceğiz. Vatandaşın sıkıntılarının eleştirilerinin farkındayız. Çözümün bizde olduğunu bilerek bize oy verdi. Büyük gururları ülkemize yaşattıysak çözüm yine belli, adres Cumhurbaşkanımız ve iktidarımızda.
Oyunu güzel oynasalardı bunlarla karşılaşmazlardı. Çarpık sistem kendilerinin oluşturduğu suni gündemdi. Seçim atmosferini geçirdik. Bu seçimde muhalefet partileri içinde birbirine yapılan hakaret, aşağılamalar, siyasi rakiplere karşı kurulan kumpaslar ve seçimi şimdiye kadar görmedim. Meral Hanım masadan kalktı, demediklerini bırakmadılar. Siyasiye bir kadına yapılamayacak tavırları gördük. Kaset kumpasları... Bu anlaşılabilir bir durum değil.
Kılıçdaroğlu'nun ahlaki meşruiyeti var mı? Avrupa'dan demokrasilerden örnekler verirler. Dünyada 12 seçim kaybedip hala partisinin başında duran, durmak için ısrar eden siyasetçi gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz. Buradaki kurgu başından beri takip ediyorsunuz. Planlayıcısı Kılıçdaroğlu ama hala partisinin başında duruyor. Seçimden sonra çağrı yaptım, istifa etseniz ne dersiniz diye. Bu çağrıyı tekrarlamamız lazım. Başka rakipler karşımıza gelsin. Biz de kendimize çeki düzen verelim.