Güncelleme Tarihi:
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Etimesgut Korkut Ata Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen AK Parti Etimesgut 7'nci Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı. AK Parti'nin sadece 18 yıllık bir yürüyüşün temsilcisi değil, mazisi yüzlerce yıla dayanan kutlu bir davanın son temsilcisi olduğunu belirten Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'yi büyüttüklerini, milletin refahını artırdıklarını söyledi. Varank, bazı çevrelerin bunu çok gördüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye kendi içine kapansın, küçük sorunlarla oyalansın, kafasını kaldırmasın, kendine verilenle yetinsin dediler. 90 yıllık problemleri, kronikleşmiş sorunları çözdüğümüzde, prangalarımızdan kurtulduğumuzda hemen birileri peydahlandı. Biz koşmaya çalışırken, paçamızdan tutup aşağı çekmeye çalışanlar oldu. 7 Şubat MİT krizi, Gezi Parkı kalkışması, 17-25 Aralık yargı darbesi, MİT tırlarının durdurulması, 6-7 Ekim hadiseleri, Güneydoğu'daki hendek olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimi işte bunların her biri büyük Türkiye yürüyüşünü durdurma girişimleriydi. Allah'a hamd olsun tüm bu badireleri Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle, milletimizin desteğiyle atlatmayı başardık."
Türkiye'nin başına çorap örmek isteyenlerin durmadıklarına ve sınırda bir terör devleti kurulmak istendiğine dikkati çeken Varank, "Ama ne oldu? Bir yiğit, Sayın Cumhurbaşkanımız çıktı ve bu oyunu görüp 'Bedeli ne olursa olsun Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde bir terör devleti kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz.' dedi. Türkiye'nin varlığına kasteden bu girişimlere karşı önce Fırat Kalkanı, sonra Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirdik. Sınırlarımızda Türkiye'nin izni dışında bir adım atılamayacağını tüm dünyaya gösterdik." değerlendirmelerinde bulundu.
Bakan Varank, bunların ardından Türkiye'ye 2018'de ekonomik saldırı yapıldığını anımsatarak, bunlara karşı da aynı ciddiyetle mücadele verdiklerini, gerekli tedbirleri alarak kaynakları sanayiciler, üreticiler ve çalışanlar için seferber ettiklerini bildirdi. Bu mücadelede muhalefet partilerinde milli bir duruş göremediklerini ifade eden Varank, bazı partilerin destek olmak bir yana, köstek olmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini, "Erdoğan düşsün, AK Parti gitsin de biz nasılsa bir orta yol buluruz" diye siyasetlerini sürdürdüklerini söyledi. Varank, muhalefetin Türkiye'ye tuzak kuranlarla aynı dili, aynı argümanları kullandıklarını kaydetti.
"MEHMETÇİĞİMİZİN KAHRAMANLIĞINA BİREBİR ŞAHİT OLDUM"
İdlib'de şehitler verildiğini hatırlatan Varank, şehitlerin kanını yerde bırakmamak için Bahar Kalkanı Harekatı ile binlerce rejim unsurunu, mevzisini, silahlarını, hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirdiklerini anlattı.
Bakan Varank, şöyle devam etti:
"Ben de bu süreçte Hatay'da, sınır hattında bir müddet kaldım. Orada verilen mücadeleye, Türkiye'nin kararlı duruşuna, Mehmetçiğimizin kahramanlığına birebir şahit oldum. Biz bu mücadeleyi yürütürken, maalesef ülkemiz içinde vicdandan, akıldan, fikirden yoksun bazı seslerle de mücadele etmek zorunda kalıyoruz. CHP'li Çanakkale Belediye Başkanı çıktı, alçakça, edepsizce, sınırlarımızı koruyan Mehmetçiği terör destekçisi olmakla suçladı. 'Rusya ve Esed Suriye'de terör örgütlerine karşı mücadele ettiği için bizi de vuruyorlar.' dedi. Sen Lazkiye'nin mi belediye başkanısın, Çanakkale'nin mi? Şu hadsizliğe, şu alçaklığa bakar mısınız? Bizim orada canımız yanmış, evlatlarımız şehit düşmüş, gazilerimiz olmuş ama bu utanmaz çıkacak, diyecek ki 'Türk askeri teröristlerle birlikteydi', Genel Başkanı çıkacak diyecek ki 'Bizim orada ne işimiz var?'. Yazıklar olsun. Batılı ağa babalarınıza, Türkiye düşmanlarına yaranmak için attığınız bu taklalara da yazıklar olsun. Şehitlerimize ihanet eden bu zihniyetinize de yazıklar olsun. 'Atatürkçüyüm', 'Cumhuriyetçiyim' deyip de koltuğunu kaybetmemek için sana ses çıkarmayan o partinin yöneticilerine de yazıklar olsun."
Varank, Türkiye'nin Suriye'nin toprağında gözü olmadığını vurgulayarak, "Başını CHP'nin çektiği, 'Suriye'de ne işimiz var' teranesini sayıklayanlara iyi bakın. Bunlar İdlib'den sınırlarımıza yönelen 1,5 milyon Suriyeliyi görmezden geliyorlar. İdlib'deki kadınlar, çocuklar, evinden barkından olan milyonlar bunların umurunda değil. İnsanların Türkiye sınırlarına yönelmiş olmasına dair tek bir çözüm önerileri de yok. Tek bildikleri, AK Parti'yi, Erdoğan'ı eleştirmek." ifadelerini kullandı.
Salondakilere "Suriye'de ne işimiz var diyenlere aldanmayın" diye seslenen Varank, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz yoğurda 'Beyaz' desek emin olun Kılıçdaroğlu çıkar 'Hayır yoğurt siyahtır' der. Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak söylüyorum, Kılıçdaroğlu'nun ilkokul çocuklarının bile yazabileceği en basit, 3-5 satırlık bilgisayar kodundan hiçbir farkı yok. 'Ne derlerse tersini söyle, ne yaparsa tersini yap' diyorlar, o da öyle yapıyor. O yüzden Cumhuriyet tarihimizin en büyük mücadelelerinden birini 'Suriye'de ne işimiz var?' diyerek küçültmeye çalışıyor. Anlamakta zorlandığı şey şu, Türkiye bugün bu mücadeleyi eğer Suriye'de vermezse yarın sınırlarımızın içinde çok daha büyük bedeller ödeyerek verecek. Birileri daha iyi anlasın diye söylüyorum, Bodrum'un güvenliği İdlib'den, Çankaya'nın güvenliği Afrin'den başlar. O yüzden 'Suriye'de ne işimiz var?' diyenlere aldanmayın."
"BUNUN ADI İKİ YÜZLÜLÜKTÜR"
Türkiye'nin, karşılaştığı her sorunu kendi imkanları ve iradesiyle çözmeye muktedir bir ülke olduğunu ifade eden Varank, Rusya ile varılan mutabakatın da sahada sağlanan ateşkesin de Batı ülkelerinin Suriye konusundaki sorumluluklarını erteleyemeyeceğini söyledi. Varank, Batı'nın, Suriye krizinden hiçbir yük almamasını da sorguladıklarını belirterek, "Hem 3,5 milyon Suriyeliyi topraklarında misafir eden Türkiye'yi İdlib'den gelecek 1,5 milyon yeni sığınmacı konusunda yalnız bırakacaksınız hem de eleştireceksiniz. Hiç kusura bakmayın, bunun adı iki yüzlülüktür." dedi.
Yunanistan'ın Suriyeli mültecilere müdahalesine dikkati çeken Varank, şöyle konuştu:
"Silahlarla, biber gazlarıyla, coplarla saldırıyor, açık bir işkence uyguluyorlar. Ege'nin soğuk sularında botlarını delerek batırıyorlar. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni, Cenevre Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ediyorlar. Avrupa, üzerinde yükseldiğini iddia ettiği tüm değerleri kendi ayaklarıyla çiğniyor."
Türkiye'nin İdlib'de silahlı insansız hava araçlarıyla, kendi milli teknolojileriyle neler yapabildiğini tüm dünyanın izlediğine işaret eden Varank, "Türkiye'nin kabiliyetleri bunun çok daha üstündedir. İnsansız hava araçlarından akıllı mühimmatlara, elektronik harp teknolojilerine kadar birçok alanda Türkiye üstün kabiliyetlere sahip ve bunları daha da geliştirmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği pratiklik ve koordinasyon kabiliyetlerinin etkisiyle bu anlamda Bahar Kalkanı Harekatı'nda alanda sonuç odaklı topyekun bir gayret gösterdik. Ordumuzun kullandığı ürünleri üreten mühendislerimizle askerlerimizi eş güdüm içinde çalıştıracak mekanizmalar oluşturduk. Bundan sonra da bu eş güdümü çok daha güçlü hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"ANKARA'DA 'SAĞLIK TEKNOLOJİLERİ VADİSİ' KURMA HEDEFİMİZ VAR"
Etimesgut'taki çalışmalar hakkında bilgi veren Varank, Gebze'de de Bilişim Vadisi'ni kurduklarını, bir ayağının kurulma çalışmalarının da İzmir'de devam ettiğini anlattı. Varank, Ankara'nın yazılımda çok güçlü şehirlerden biri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ankara'da inşallah 'Sağlık Teknolojileri Vadisi' kurma hedefimiz var. Bunu Sağlık Bakanımız ile beraber çalışıyoruz. Ankara'yı sağlık teknolojileri geliştirmede merkez şehirlerden biri yapmak için çalışacağız. Ankara'da insanların ziyaret edebileceği bir bilim merkezimiz yok. Altındağ Belediye Başkanımız ile çalışmalarımızı başlattık. Ankara'ya da herkesin gezebileceği, aynı zamanda turist destinasyonu haline getirebilecek bir bilim merkezi kurma çalışmalarına başladık."