Güncelleme Tarihi:
Ankara Sanayi Odası (ASO) mart ayı meclis toplantısında konuşan Şimşek, Türkiye'nin son 12-13 yılda yolsuzluk konusunda çok önemli aşama kaydettiğini belirtti. Eskiden 102 ülke arasında 65. sırada olan Türkiye'nin, şimdi 168 ülke arasında 66. sırada olduğunu ifade eden Şimşek, "Şu an 102 ülkeden daha iyi bir performans, eskiden ise 37 ülkeden daha iyi performans gösteriyordu. Demek ki Türkiye bu konularda da hakikaten yol kat etmiş. Şimdi yeni reformlarla daha iyi bir şekilde yol kat edeceğiz." diye konuştu.
Trafik sigortası konusunda birçok şikayet geldiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Temelinde yargının aldığı kararlar var. Kaza 10 yıl önce olmuş, şimdi yeniden dava açılıyor. Bu defa sektör önünü göremiyor, primleri yükseltiyor. Zarara karşı çok büyük karşılıklar ayırıyor. Bu rakamlar ortada. Sistemi bozarsanız, ondan sonra da maliyetler çıkıyor. Bankalar da aynı şekilde. Tüketiciye krediyi vermişsin 10 yıl önce. Şimdi onu mahkemeye taşıyorlar. Bazı mahkemeler şu kararları vermeye başlamış, 'Devletin faizi yüzde 9 en fazla Borçlar Kanununda yüzde 7. Peki mübarek, Bankalar Kanunu'nu niye ihmal ediyorsun? Borçlar Kanunu'nu referans alacağına Bankalar Kanunu'na baksana. Diyor ki 'En fazla faiz yüzde 13,5 olacak, geriye doğru öde.' diyor. Mevduatın faizi şu anda yüzde 14, mevduatın kredi maliyeti yüzde 16'nın altında değil. Nasıl böyle bir karar verebilirsin? Veriliyor. Bu kararlar vatandaşa faydalı değil, vatandaşa zarar veriyor. Çünkü önümüzdeki dönemde o zaman sistem kendini bu türden risklere hazırlıklı yapmak için bu defa tüketici kredi faizini yüzde 20'lerin üzerine çıkaracak. Yarar mı, zarar mı? Keyfi uygulamalar doğru değil."
Yargıtay'ın 2011 yılında "kusur indirimi"ni kaldırdığını belirten Şimşek, "Kusurlu dahi olsanız, bir duvara çarpsanız, Allah korusun hayatınızı kaybetseniz aileniz gidip sigortadan tazminat talep edebiliyor ve veriliyor. Böyle bir modelde primler yükselir, suni bir şekilde tüketici kredi faizlerini mahkeme kararıyla sınırlarsanız, Borçlar Kanunu'nu refarans alıp Bankalar Kanunu'nu bir kenara bırakırsanız, tüketici kredi faizleri yükselir. Bizim ciddi bir şekilde yargıda reforma ihtiyacımız var. İşin siyasi kısmından bahsetmiyorum." değerlendirmelerinde bulundu.
"Türkiye'nin sorunlarından biri öngörülebilirlik"
Şimşek, Türkiye'nin sorunlarından birinin öngörülebilirlik olduğunu vurgulayarak, öngörülebilirlik olmamasının risk primini yükselttiğini, bunun da maliyet anlamına geldiğini söyledi.
Sanayicilerin yeşil pasaport taleplerine de değinen Şimşek, "Ben sanayicimizle aynı fikirdeyim. Kesinlikle memurlara yeşil pasaport verilmemesi lazım, sanayicimize yeşil pasaport verilmesi lazım ama aslolan da Türkiye'deki ayyıldızlı pasaportumuzun itibarını yükseltmektir. O nedenle Avrupa Birliği ile vizenin kaldırılması sürecini yaşıyoruz. Yine desteğinize ihtiyacımız var, yeşil pasaporta ihtiyacınız olmayacak. Nasıl bir destek? 4 Mayıs'a kadar bizim birçok reformu Meclis'ten geçirmemiz lazım. Lütfen siz de arayın muhalefet partilerini, bize destek olsunlar. Bakın Avrupa Birliği işte." ifadelerini kullandı.
Şimşek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesi derken Avrupa'yı işaret ettiğini vurgulayarak, Türkiye'nin, demokratik standartlarını geliştirme, kaliteli güçlü kurumsal altyapı oluşturmak için Avrupa'ya ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Reform programının en önemli bileşenlerinden birisinin AB olduğuna işaret eden Şimşek, AB'nin de Türkiye'ye çeşitli nedenlerle ihtiyacı olduğunu belirtti. AB ile Gümrük Birliği'ni genişletmek istediklerini kaydeden Şimşek, bu konuda tercih şansının olmadığını, yeni nesil ticaret anlaşmalarının bunu zorunlu kıldığını ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Bana kalırsa Türkiye, hizmetler sektöründe Avrupa'dan çok daha rekabetçidir. Sağlıkta da turizmde de öyledir, inanın finansta da öyleyiz. Korkmamak lazım. Tarımda da korkmamak lazım. Bu sayede ölçek büyüyecek, verimlilik artacak, rekabet gücümüz artacak." diye konuştu.
Otomotiv üretiminde Türkiye'nin önemli aşama kaydettiğini vurgulayan Şimşek, "AB ile biz çok daha kapsamlı serbest ticaret anlaşmasını, Gümrük Birliği'ni inşallah başaracağız." şeklinde konuştu.
Mehmet Şimşek, Türkiye'de siyasi istikrar bulunduğunu ve reformların hazırlandığını belirterek, kötümserlik için sebep olmadığını dile getirdi. Türkiye'de reform programı ve bunu yapacak siyasi iradenin de bulunduğuna işaret eden Şimşek, verimlilik endeksindeki artışta Türkiye'nin üst sıralarda olduğunu ifade etti.
"Başkanlık sistemi en iyi seçenek"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, sunumunun ardından ASO meclis üyelerinin talep ve eleştirilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
İflas ertelemenin kötüye kullanıldığına yönelik eleştiriye değinen Şimşek, "O nedenle yargı reformunda bu hususu yeniden düzenlememiz lazım. Biz 'İyi niyetle şirketlerimizi koruyalım.' dedik, şimdi bankalar da borç verenler, mal verenler de muzdarip." değerlendirmelerinde bulundu.
"Türkiye'de siyasi belirsizlik yaşanıyor" iddialarına ilişkin de Şimşek, şunları kaydetti:
"Dünyada siyasi belirsizlik var ama Allah'a şükürler olsun, Türkiye'de yok. Birtakım tartışmalar yaşanıyor, o olacak ama 'Türkiye'de siyasi belirsizlik var.' diyemezsiniz. Güçlü bir hükümet var. Anayasayı değiştirebilirsek başkanlık sistemine geçilir. Başkanlık sistemi de Türkiye'de siyasi istikrarı kalıcı bir şekilde düzeltir. Herkes yarışır, en sonunda bir kişi başkan olur, hükümetini kurar... Bu çok önemlidir. Beğenmezseniz başkasını seçerseniz. Ben şahsen siyasi istikrar anlamında başkanlık sisteminin en iyi seçenek olduğu kanısındayım."
Şirketlerin vergide yeniden yapılandırma taleplerine de değinen Şimşek, "Bana kalırsa zaman zaman yeniden yapılandırma yerine Maliye Bakanlığı bir sistem geliştirip şirket bazında her zaman için kolaylıklar sunabilmeli. Şirketlerin karne çalışmasını yapmıştık, karnesi iyi olanlara daha fazla kolaylık sağlanmalı. Bir risk değerlendirmesi bu çerçevede yapılmalı." dedi.
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Şimşek, yeni anayasanın kesinlikle özgürlükçü, basit ve kısa olması gerektiğini söyledi. Şimşek, "Asgari ücretin yeni anayasada ne işi var? Geçmiş dönemin anayasa çalışmalarından bahsediyorum. Ne alakası var? Çok basit, az, öz, vatandaşın hak ve hukukunu en geniş çerçevede sağlayacak, kamu düzenini de sağlamaya yönelik konuları içerecek." ifadelerini kullandı.
Şimşek, sektöre ilişkin talepleri ilgili bakanlıklara ileteceklerini belirterek, kamu bankaların sıkıntı yarattığı eleştirilerine ilişkin de kamu bankalarının özel bankalardan bir farkının olmadığını söyledi. Şimşek, şöyle devam etti:
"Sorun, sistemik bir sorun. Tasarruflarımız düşük, tasarrufların maliyeti yüksek. O da sizin kredi maliyetlerinizi yükseltiyor. Biz sorunların kökenine inmezsek, çözüm üretemeyiz. Bunun çözümü de daha çok tasarruf, daha yüksek katma değer, daha yüksek verimlilik, daha çok rekabet. Bunların hepsi reform gerektiriyor. Zaten bunu yapmaya çalışıyoruz, işin zorunu başarmaya çalışıyoruz."