Güncelleme Tarihi:
Turkuvaz Medya Grubu tarafından 3'üncüsü düzenlenen Finansın Geleceği Zirvesi'nde 'Para Sohbetleri' oturumunda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve finans dünyasından çeşitli isimler katılım gösterdi. Para Sohbetleri oturumunda konuşan Bakan Şimşek, "Orta vadeli programımızın hedefleri nelerdir? En önemli hedefimiz şu anda makroekonomik açıdan baktığımızda, en büyük sorunumuz ne ise en büyük sorunumuz o. Yani enflasyonu tekrar tek haneli rakama indirmek. Fiyat istikrarı sağlamak. Deprem nedeniyle bozulan mali dengelerimiz var. En önemli onu yeniden düzeltmek. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki dönemde enflasyon yıllık bazda 2026 sonunda tekrar tek haneli rakama inmiş olacak. Şu anda enflasyon bu sene için yüze 65 civarında görünüyor. Gelecek sene yüzde 36'ya bir sonraki dene yüzde 14 ve nihayetinde tek hane. Aylık bazda özellikle çekirdek enflasyona bakarsanız son üç ayda bir trend var. Bu trend oldukça net. Aylık enflasyonda bir ivme kaybı var. Ve şu an itibarıyla çok rahat bir şekilde şunu söyleyebilirim; yılsonu hedefimizde aynı patikaya oturmuş olacak. O nedenle yıl sonu hedefimiz yüzde 36. Şu anki çekirdek enflasyondaki trend yüzde 36 ile tutarlı" ifadelerini kullandı.
"SON İKİ AYDA ENFLASYON BEKLENTİLERİNDE 5 PUANA YAKIN İYİLEŞME VAR"
Bakan Şimşek, "Birincisi para politikasının, bugünkü attığımız adımların gecikmeli etkisi gelecek sene devreye girecek. İkinci olarak bu sene önemli bir deprem yaşadık. O depremin etkisiyle inşaat malzemeleri özellikle bu yılın ikinci yarısında çok arttı. Yine Temmuz ayında bütçeyi düzeltmek için önemli adımlar attık. Katma değer vergisini arttırdık. Akaryakıtı, ÖTV'yi arttırdık. Burada tabii ki enflasyon risk altında. Gelecek sene Temmuz ayında biz yeni bir vergi oranında artış ön görmediğimiz için onlarda endekslenmiş. Maliye politikası, bu sene deprem nedeniyle, gelecek sene de daha büyük açıkla karşı karşıya. Beklentiler kanalı çok önemli. Size şunu söyleyebilirim; son iki ayda enflasyon beklentilerinde 5 puana yakın bir iyileşme var. Hala piyasa enflasyonu yüzde 40 civarında görünüyor. Ben inanıyorum ki daha çok yakın dönem deneyimine bakıp, ondan dolayı yüzde kırkta. Biz önümüzdeki aylarda enflasyonu kalıcı olarak daha düşük bir patikaya oturduğunu aylık bazda gösterebileceğiz. Piyasanın enflasyon beklentileri bizim hedefimizle üç aşağı, beş yukarı aynı doğrultuya gelecek. Peki dezenflasyonun bize ne faydası var? Eğer ki biz dezenflasyonu kalıcı bir şekilde başarabilirsek; Türkiye'de öngörülebilirlik artacak. Rahat bir şekilde planlama yapabileceksiniz, fiyatlandırma yapabileceksiniz, her alanda önünüzü görebileceksiniz" diye konuştu.
"SONRAKİ SENEYE BORÇ BIRAKMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ"
Şimşek, "Hükümetlerimizin bu konuda çok iyi bir performansı var. Yani son 20 yıla baktığınız zaman bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 2,4 maksimum kriterlerinin yüzde 3 olduğunu biliyoruz. Türkiye bu alanda kendisini kanıtlamış bir ülke. Türkiye'nin bu seneki bütçe açığı orta vadeli programda ön gördüğümüzün çok altında olacak. Orta vadeli program bütçe açığını yüzde 6,4 olarak gösteriyor. Gelir tahsilatımız hızlı yüklendi. Ön gördüğümüzden daha fazla gelir elde ettik. Harcamalarımızı kontrol noktasında bir çabaya girdik. Büyük ihtimalle bu sene bütçe açığı yüzde 5,5 oranlarında olacak. Biz bir sonraki seneye de borç bırakmayı düşünmüyoruz" şeklinde konuştu.
"SATIN ALMA GÜCÜYLE TÜRKİYE DÜNYANIN EN ÖNEMLİ EKONOMİLERİNDEN BİRİSİ"
Şimşek, "Türkiye'nin iç ve dış borcu brüt yüzde 33 civarı. Yüzde 33 gelişmekte olan ülkelerin yarısından az. Biz 2026'nın sonunda kamunun brüt gelire oranını yine yüzde 33 civarında öngörüyoruz. Türkiye büyük potansiyeli olan bir ülke. Çünkü çalışma çağındaki nüfus hızla artıyor. Son 15 yıla baktığımız zaman çalışma çağındaki nüfusumuzun yıllık artış hızı yüzde 1,4 Avrupa birliği ise 0'a yakın. Türkiye çok önemli bir demografik fırsat penceresine sahip. Milli gelirimiz yaklaşık 1.1 trilyon dolar civarına ulaştı. Bu önemli bir eşik. Satın alma gücüyle zaten Türkiye dünyanın en önemli ekonomilerinden birisi; 11'inci sırada. Dolayısıyla Türkiye önümüzdeki yıllarda 'Küresel yatırımcılar bile Türkiye'de değil, Türkiye ihmal edilemez önemli bir ekonomi demeye başlayacaklar. Ama bir şart var sabretmemiz lazım" dedi.