AA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2013 18:24
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Gezi olayları bu boyutta dışarıya dezenformasyon ile sunulmasaydı Türkiye muhtemelen çok daha yüksek bir dayanıklılık gösterecek, Türkiye'ye ilişkin algıda herhangi bir olumsuz gelişme olmayacaktı" dedi.
Avrupa Birliği Maliye bakanlarının aday ülkelerle diyalog toplantısına katılan Şimşek, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Toplantıda Türkiye ekonomisinin görünümü hakkında sunum yaptığını ve Türkiye'nin yapısal reform gündemi hakkında bilgi verdiğini aktaran Şimşek, "Türkiye'nin son yıllarda kaydettiği mesafeyi, güçlü makroekonomik performansı paylaşma imkanı buldum. Bu diyaloğu güçlü tutmak lazım. AB ile müzakere süreci Türkiye'deki ekonomik, siyasi ve sosyal dönüşümün çok önemli motorlarından bir tanesi" şeklinde konuştu.
Şimşek, "Biz son yıllarda AB ile arayı hızlı bir şekilde kapattık, kapatıyoruz. Örneğin bundan 10 yıl önce Türkiye'de kişi başına milli gelir AB ortalamasının yüzde 36'sı iken bugün AB ortalamasının yüzde 56'sına çıktı. Yani 10 yıl içersinde 20 puanlık bir farkı azaltmışız" diyerek bu fark kapatma sürecin devam etmesinin önemini vurguladı.
AB sürecine önem verdiklerini belirten Şimşek, "Türkiye'nin faydasına olan yapısal reformları gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz. Hem ekonomimizi hem de tabii ki demokrasimizi daha da geliştirecek, ülkemizde refah düzeyini, huzuru artırma amacıyla tüm bu çalışmaları yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Toplantı öncesinde Avrupa Birliği Ekonomi ve Parasal İlişkiler Komiseri Olli Rehn ile Gezi Parkı olaylarının ekonomiye etkisini konuştuklarını anlatan Şimşek, Rehn'e Türk piyasalarındaki oynaklığın temel nedeninin "Amerikan
Merkez Bankası'nın para politikasındaki bir normalleşme sürecini öngörülenden erken başlatma riskiyle ilişkili olduğunu" söylediğini aktardı.
Şimşek, "Tabii ki Gezi olaylarının bir miktar etkisi var. Türkiye algısı üzerinde olumsuz bir etkide bulundu. Yani bu olayların özellikle dışarıya çok abartılı bir şekilde sunulması ve bir miktar dezenformasyon içermesi dışardaki yatırımcıları bir miktar tedirgin etti. Ama biz hızlı bir şekilde yatırımcılarla diyaloğa geçtik ve aslında bu olayların Türkiye'nin bazı büyük şehirlerinde çok çok sınırlı alanlarında olduğunu ifade ettik. Bunun reel ekonomiye etkisinin çok sınırlı olacağını ifade ettik" diye konuştu.
Mehmet Şimşek, burada esas belirleyici olanın Amerikan Merkez Bankası'nın politika değişikliğine ilişkin beklentilerin devreye girmesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Nitekim Türkiye ekonomisinin performansına, piyasalara baktığınız zaman birçok alanda Brezilya'nın, Güney Afrika'nın, Hindistan'ın ve diğer birtakım piyasaların Türkiye'den daha fazla etkilendiğini görüyorsunuz. Bu da aslında olayın önemli ölçüde Amerikan Merkez Bankası politikasıyla ilişkili olduğunu gösteriyor. Eğer bu Gezi olayları bu boyutta dışarıya bir dezenformasyon ile sunulmasaydı Türkiye muhtemelen çok daha yüksek bir dayanıklılık gösterecek, Türkiye'ye ilişkin algıda herhangi bir olumsuz gelişme olmayacaktı."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın son müdahalesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Şimşek, "Merkez Bankası'nın müdahaleleriyle ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Merkez Bankamız bağımsızdır. Son birkaç yıldır hakikaten çok zor global şartlar altında başarılı bir politika çerçevesinde başarılı bir performans ortaya koymuştur" dedi.
Şimşek, "Türkiye'de dalgalı bir kur sistemi söz konusudur. Hiçbir şekilde biz
döviz kurunu garanti etme noktasında değiliz. Burada eğer fiktif, spekülatif bir çaba söz konusuysa tabii ki ayrı ama çok temel birtakım sebeplerden dolayı para çıkışı söz konusuysa tabii ki fiyatların da ona göre şekillenmesine bizim izin vermemiz gerektiği ortada" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Şimşek, ehliyet fiyatlarının belirlenmesinde sosyal medyanın etkili olup olmadığı sorusuna da "hayır" karşılığını verdi.
Mehmet Şimşek, şunları ifade etti:
"Şunu açıkça söyleyeyim; Meclis'teki tasarıya o maddeyi başka bir ilgili bakanlığımız koymuş. Orada normal ehliyet fiyatlarında herhangi bir indirime gitmedik. Sadece ve sadece zorunlu yenileme, mevcutların yenilenmesinde biz vatandaşlarımıza bir kolaylık sağladık. Dolayısıyla burada şu veya bu şekildeki faktörler devreye girmedi. Şimdi o taslakta 2014 yılı için rutin ehliyet fiyatı ne ise o yazılmış. Fakat bu rutin değil, var olan ehliyetin değiştirilmesi. Burada zorunluluk söz konusu olduğu için biz vatandaşımıza bir kolaylık olsun diye maliyet esasını dikkate aldık. Ama bugün yeni bir ehliyet alacağınız zaman yine mevcut kurallara tabidir."