Güncelleme Tarihi:
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, uluslararası yatırımların dünyadaki dağılımını derinden etkileyeceğini belirterek, "Uzak Doğu’da birçok yatırımı da etkileyecek. Türkiye’nin konumu, güvenilir tedarikçi oluşu, endüstriyel altyapısı ve iş gücü kapasitesi bizi burada bir adım öne çıkarıyor. Bu fırsatları iyi değerlendirip, Türkiye’yi yatırımların merkezi haline getirmeliyiz." ifadesini kullandı.
Pekcan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Avrasya ve Sektörel İş Konseyleri başkanlarıyla video konferans yöntemiyle bir araya gelerek, başkanların görüş ve önerilerini dinledi.
Bakan Pekcan, burada yaptığı konuşmada, gerek yurt içi gerekse uluslararası görüşmeleri oldukça yoğun bir şekilde gerçekleştirdiklerini, içinde bulunulan kritik dönemde istişareye çok önem verdiklerini, sektörlerin taleplerinin takipçisini olduklarını söyledi.
Ticaret Bakanlığının dijitalleşme alanındaki faaliyetleri hakkında bilgi veren Pekcan, temassız ticaret uygulamasına da değinerek, bu dönemde demir yolu ve Ro-Ro hatlarının öneminin arttığını kaydetti.
Kapıköy’de İran ile olan ticarette demir yolunu kullandıklarına işaret eden Pekcan, “Ocak-şubat ayında ortalama 289 vagon ile taşımacılık yapılan bu hatta, nisan itibarıyla 1800 vagona ulaştık. Bu dönemde Bakü-Tiflis-Kars demir yolunu da çok verimli kullanmaya başladık. BTK hattında Ocak 2020’de toplam 121 vagonla 4 bin 219 ton olan eşya taşıma miktarı, nisan ayında 443 vagonla 27 bin 113 tona çıktı. Avrasya coğrafyasında bu hattı daha verimli kullanarak, hem geçiş ücretleri, hem de kota sıkıntılarından kurtulmak üzere paydaşlarımızla da iş birliği yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kafkasya, Kuzey Karadeniz, Hazar ve Orta Asya bölgelerinde yer alan ülkelerin oluşturduğu 300 milyona yakın nüfuslu Avrasya coğrafyasındaki ülkelerin yaklaşık 1 trilyon dolar ticaret hacminin bulunduğuna işaret eden Pekcan, "Ne yazık ki Avrasya coğrafyasındaki ülkeler bu ticaret hacminden ne kendi aralarında faydalanabiliyorlar, ne de bizim ticaret hacmimiz hedeflediğimiz kadar yüksek. Avrasya ülkeleri ile 1996 yılında 5 milyar dolar civarında olan ticaret hacmimiz 2019 yılında 10 kat artarak 48,4 milyar dolara yükseldi ancak 1 trilyon dolar içerisinde gerçekten çok az. Türkiye’nin bölge ülkelerine ihracatı
14 milyar 236 milyon dolar, ithalatı ise 34 milyar 162 milyon dolar. Bu rakamların özellikle ihracat açısından arttırılması için hem iş konseylerimize, hem bölgedeki ticaret müşavirlerimize hem de bakanlığımıza çok iş düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Avrasya bölgesine yaklaşımını biçimlendiren temel öğenin bölgesel örgütlenme ve iş birliği girişimleri olduğunu vurgulayan Pekcan, gelecek dönemde bölgedeki ülkelerin tamamıyla siyasi, kültürel, ticari, ekonomik ilişkileri en üst seviyede sürdürmek üzere çalışmalara devam edeceklerini belirtti.
Dünya genelinde faaliyet gösteren ticaret müşavirlerinin, bulundukları ülkelerde iş insanlarının ve muhatapların karşılaştığı sorunları yakından takip ettiklerini ve bunları Müşavir Ağı programı ile kendilerine günlük raporlar halinde ilettiklerini anlatan Pekcan, bu kapsamda iş insanlarının taleplerinin ve bu taleplerin geri dönüşlerinin izlendiğini kaydetti.
"YENİ FIRSATLAR İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ"
Türkiye’nin bir yandan pandeminin etkileriyle mücadele ederken bir taraftan salgın sonrası kurulacak yeni dünya düzeninde yerini almak üzere çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Pekcan, şunları kaydetti:
“Biz, salgın ile başarıyla mücadele edip salgın sonrası dönemde ortaya çıkan dönemi hazırlıklı bir şekilde karşılayan ülkelerin bu süreçte öne geçeceğine inanıyoruz. Bu süreç zorlukların yanı sıra bazı sektörlerimiz için de yeni fırsatlar ve imkanlar doğuracaktır. Türkiye zaten sağlık turizmi konusunda başarılı bir ülke. Bu süreçte de bunu bütün dünyaya anlatmış oldu. Öte yandan salgın, uluslararası yatırımların dünyadaki dağılımını derinden etkileyecek.
Uzak Doğu’dan birçok yatırımı da etkileyecek. Artık ülkeler içlerine kapanmaya başladı. Ancak Türkiye’nin konumu, güvenilir tedarikçi oluşu, endüstriyel altyapısı ve iş gücü kapasitesi bizi burada bir adım daha öne çıkarıyor. Bu fırsatları iyi değerlendirip, Türkiye’yi yatırımların merkezi haline getirmeliyiz. Burada da iş konseylerinin katkıları son derece önemli.”
Pekcan, salgın sırasında yaptığı yardımlarla, güvenilir bir ortak ve dost olduğunu bir kez daha gösteren Türkiye’nin salgın sonrası dönemde kendine yeni güvenli limanlar arayacak olan uluslararası yatırımlar için de önemli bir alternatif haline geleceğine dikkati çekerek, bu sürecin iyi değerlendirmesi ve ülkeye daha fazla yatırım çekmek için daha çok çalışılması gerektiğini bildirdi.
Bakan Pekcan, "Hem iş insanları hem devletler zor bir süreçten geçiyor. Hiçbir zaman çalışmadığımız kadar yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu süreci Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde tam bir koordinasyon ve iş birliği içerisinde atlatmak için üstün bir gayret sarf ediyoruz. Bu süreci karşılıklı istişare ederek ve yeni alternatif çözümler üreterek aşmamız gerekiyor. Hep birlikte gerekli fedakarlıkları yaparak bize yakışan milli dayanışma ruhunu sergileyerek bu süreci atlatacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.