Güncelleme Tarihi:
UludaÄŸ Ekonomi Zirvesi'nde moderatörlüğünü BNP Cardif Türkiye CEO'su Cemal KiÅŸmir'in üstlendiÄŸi "Tarımın Ajandası" oturumunda konuÅŸan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımın teknik bir konu olduÄŸunu, bu nedenle üzerinden siyaset yapılan bir meta olmaktan çıkarılması gerektiÄŸini söyledi.Â
Pakdemirli, uzun vadede tarımın her gün konuÅŸulan, eleÅŸtirilen bir konu halinden çıkması gerektiÄŸini belirterek, "KılıçdaroÄŸlu saman ithalatından bahsediyor, Türkiye'nin ihtiyacı 66 milyar ton, ithal edilmiÅŸ saman 9 bin ton. 150 bin dolar bedelli saman ithal edilmiÅŸ. Neden ithal edildiÄŸini bilmiyorum ama bir ülkenin ithalatı da olabilir, ihracatı da olabilir. KonuÅŸurken rakamlar üzerinden konuÅŸmamız lazım. Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, küçükbaÅŸ hayvan sayısında Avrupa'da birinci, büyükbaÅŸ hayvan sayısında Avrupa'da ikinci. Hayvancılıkta da aÅŸağı yukarı 2-2,5 misli bir büyüme var." deÄŸerlendirmesinde bulundu.Â
Tarımda genel fotoÄŸrafa bakıldığında bir baÅŸarı olduÄŸunu dile getiren Pakdemirli, şöyle devam etti:Â
"Bu baÅŸarı bizi ileriye taşır mı? En önemli soru bu. Bu baÅŸarı bizi ileriye taşımayabilir çünkü önümüzdeki 20-25 yıl içinde yüzde 50 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak. Bu anlamda bu baÅŸarı bizi ileriye taşımayacak gibi gözüküyor. Yapısal problemlere de neÅŸter atacak bir ÅŸekilde tarımda bir vizyon ortaya koymamız gerekiyor. Birlikte üretim ve baÅŸarı modellerini Türkiye ortaya koymak durumunda. 14 bin 200 kooperatifimiz var. Bunlardan ilk 100'e, ilk 50'ye, ilk 10'a, ilk 5'e giren yok. Nasıl giriyor diyeceksiniz, iÅŸte cirosuna bakacaksınız. Japonya aynı bizim durumumuzdaymış, 700 kooperatife düşürmüşler ve 46,8 milyar dolar cirosu olan bir tane kooperatifleri var. Bu kooperatif tüm planlamayı ve üreticiyle, tüketiciyi birleÅŸtirmeyi yapıyor."Â
TARIMDA MÄ°LLÄ° BÄ°RLÄ°K PROJESÄ°
Pakdemirli, sivil toplumun Tarım anlamında önemli olduÄŸunu belirtti.Â
Yeni bir proje için hazırlıklarının sürdüğünü aktaran Pakdemirli, "Tarımda Milli Birlik adında bir projemiz var, bunu da inÅŸallah nisan, mayıs ayı içinde açıklıyor olacağız. Alt detaylarını da ÅŸu anda doldurma aÅŸamasındayız, yüzde 90-95 oranında bitirdik. Tarımın Türkiye'deki yol haritası, bundan sonraki 25-30 yıllık süreç belli." ifadelerini kullandı.Â
Bakan Pakdemirli, çocukların toprakla buluÅŸmasının önemli olduÄŸunu anlatarak, bu konuda Milli EÄŸitim Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını, tarım liselerine de gereken önemi verdiklerini aktardı.Â
Bakanlığın kapısında, binlerce atama bekleyen ziraat mühendisi olduÄŸunu söyleyen Pakdemirli, "Çünkü bunların birçoÄŸu topraÄŸa hayatı boyunca ellememiÅŸ, teorik olarak bitirmiÅŸ, sınavlarını vermiÅŸ, diplomayı almış. Mümkünse toprakla buluÅŸmayacağı bir konumda kendilerini konumlandırmak istiyorlar. Bugün benim de itiraf etmem gereken bir ÅŸey var: Bizim Tarım Bakanlığı personelimiz yeterince sahada deÄŸil. Åžimdi herkes de böyle iÅŸ istiyor. Mutlaka toprakla buluÅŸturmamız lazım. Bu ziraat mühendisleri de baÅŸtan toprakla buluÅŸmadığı için toprağı belki çok severek, aşık olarak gelmiyorlar." diye konuÅŸtu.Â
Pakdemirli, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:Â
"Bütün ziraat mühendislerine ÅŸunu söylüyorum: 'Ne olursunuz gidin özel sektörde çalışın. Devletin verdiÄŸi bu kadar teÅŸvik var, genç çiftçi teÅŸviklerimiz var, birine baÅŸvurun, müteÅŸebbis olun. Batın, çıkın, gerekirse 2-3 sene kaybedin. Bir yandan memur olmak da gönlünüzde varsa KPSS'yi de alın bir kenara koyun, bir atama yapacaksak o zaman yaparız ama ÅŸu anda edinmiÅŸ olduÄŸunuz deneyim, hayat boyu memuriyette edinemeyeceÄŸiniz bir deneyim.' Bu yüzden mutlaka bu sektörde olan insanlarımız sahada olmalı ama toprakla buluÅŸmayı çok çok önemsiyorum."Â
"TARIM TOPRAKLARINI KAYBETMÄ°YOR OLMAMIZ LAZIM"
Sadece insan kaynağının sürdürülebilirliÄŸi deÄŸil ekonomik sürdürülebilirlik de önemli olduÄŸunu vurgulayan Pakdemirli, çiftçilerin yarın "Ben bu ürünü satamayacağım." kaygısına düşmesi durumunda burada da sorunlar yaÅŸanabileceÄŸini belirtti.Â
DoÄŸal kaynakların sürdürülebilirliÄŸinin de çok önemli olduÄŸunu anlatan Pakdemirli, ÅŸunları kaydetti:Â
"Su kaynaklarımız hakikaten kıt. Bunların sürdürülebilirliÄŸi önemli. Bununla beraber toprağı da sürdürebiliyor olmamız lazım. Yani tarım topraklarını kaybetmiyor olmamız lazım. Aslında son dönemde atılan adımlar çok iyi. Çizilen resim kötü bir resim ama Türkiye'nin aÅŸağı yukarı senelik tarım toprağı kaybı 150 bin hektardı. 2005'te çıkarılan kanunla beraber bu 60 bin hektara düştü. Geçen yıl benim bakanlığa gelmemle beraber 17 bin 500 hektara düştü. Ä°nÅŸallah biz bakanlık olarak bu toprakların sürdürülebilir tarım amacıyla kullanılması gayesiyle savaşımızı sürdürüyor olacağız."Â
Pakdemirli, Türkiye'nin etle ilgili üretimini son 15 yılda 400 bin tonlardan 1,1 milyon tonlara yükselttiÄŸini söyledi.Â
Et ithalatının nedenlerine deÄŸinen Pakdemirli, "15 yıl evvel ortalama bir Türk vatandaşımız 6 kilogram et yiyormuÅŸ, ÅŸimdi 15 kilogram et yiyoruz. Avrupa'da da domuz etini hariç tutarsak 15, 17, 19 kilogramlardadır. Yani et yemede üç aÅŸağı beÅŸ yukarı Avrupa seviyesine yetiÅŸmiÅŸiz. Yani et yiyen bir toplum haline gelmiÅŸiz. Buradaki tüketici tercihleri bizim için de öncelik ama zaman zaman bu konuyla ilgili ithalatın olmasının sebebi budur. Genel anlamda bakarsak 2002'deki karkas ağırlığımız kabaca 174 kilogram iken, bugün 280 kilogramlara gelmiÅŸ yani burada ırkların ıslahı anlamında kötü bir iÅŸ de çıkarılmamış." ifadelerini kullandı.Â
Türkiye'de sütte biraz fazla, ette ise biraz eksik oluÅŸtuÄŸunu anlatan Pakdemirli, "Hayvanın memesinden siz ertesi gün para almaya baÅŸlıyorsunuz ama besi yaptığınız zaman o hayvana en azından bir 6 ay para yatırmanız gerekiyor. Ãœlkedeki sermaye birikimi de malumunuz, o anlamda herkes biraz daha süte veya kombine ırklara yönelmiÅŸ ama iÅŸin doÄŸrusu kombine ırk deÄŸil besiyse besi ırkı, sütse süt ırkı olması lazım. Bununla ilgili kesin ayrımları yaptık, yol haritamız da hazır." diye konuÅŸtu.Â
"3 YIL İÇİNDE ANCAK Ä°THALATTAN KURTULABÄ°LÄ°RÄ°Z"Â
Bakan Pakdemirli, küçükbaÅŸ hayvancılıkla ilgili yeni bir program hazırladıkları bilgisini paylaÅŸtı.Â
KüçükbaÅŸ et tüketimini de önemsediklerini dile getiren Pakdemirli, ÅŸunları kaydetti:Â
"Çünkü aslında Türkiye'yi kurtaracak ÅŸeylerden biridir. BüyükbaÅŸta yapmış olduÄŸunuz herhangi bir aksiyonun neticesini görmeniz 3 sene. Benim bugün Türkiye'nin büyükbaÅŸ hayvancılığıyla ilgili bütün doÄŸruları yaptığımı varsaysanız ki yaptık, 3 sene içinde neticesini alacağız. Yani biz 3 yıl içinde ancak ithalattan kurtulabiliriz ama küçükbaÅŸ hayvanda 6 ay içinde netice alıyorsunuz. 2022 ile ilgili bir hedef koyduk, bugün 44 milyon küçükbaÅŸ hayvanımız var, bunu 84 milyona taşımayla ilgili bir hedef koyduk. 84 milyona taşıdığımız zaman, problem kalmayacak."Â
"EN BÃœYÃœK ODAK ALANIM BU OLACAK"Â
Pakdemirli, kooperatifçiliÄŸin de önemli olduÄŸunu vurguladı.Â
Kooperatifçilikle ilgili alınabilecek mesafeler olduÄŸunu ifade eden Pakdemirli, şöyle devam etti:Â
"Belki kültürel bazı eksikliklerimiz de olabilir, geliÅŸtirmemiz gereken yollar da olabilir ama iyi örneklerimiz yok mu var. Bunların adetlerini artırmamız lazım. Ä°zmir'de yoÄŸurt yapan bir kadın var, tek kiÅŸi kooperatifi idare ediyor. Süt bugün kabaca, aÅŸağı yukarı desteklerle beraber 2 liraya satılıyor. Yani benim ineÄŸim varsa bugün sütü 2 liraya satabiliyorum. O kooperatifin üyesiysem akÅŸam hesap kesiliyor ve sütümü 3,5 liraya satıyorum çünkü yoÄŸurt oluyor, marketlere satılıyor, para toplanıyor anında kadın hesabı görüyor ve 3,5 lira üreticinin parasını ödüyor akÅŸamında. Ä°ÅŸte üreticiye deÄŸer yaratmak burada. Adı kooperatif olan, birçok da ortağı olan, üreticileri de olan ama üreticiye ne yazık ki deÄŸer yaratamayan birçok birlik ve kooperatifimiz var. Bunların hepsinin Ankara'da, Ä°stanbul'da güzel kuleleri var, otelleri var ama üreticimize nihai anlamda deÄŸer yaratmak böyle bir ÅŸey iÅŸte. Benim de karşıma gelen kooperatiflerdeki baÅŸarı; ne kadar ciro yapmış ne kadar üreticiye fayda saÄŸlamış, ben bu iÅŸe bakıyorum. Bunun örneklerini mutlaka artırıyor olmamız lazım. Yeni dönemde özellikle artık ÅŸu seçim sürecini de geçelim, benim en büyük odak alanım bu olacak."Â
"NiÅŸantaşı hayvancılığı" diye bir durum olduÄŸunu aktaran Bakan Pakdemirli, "Hafta sonu uçaÄŸa biniyor gidiyor buzağının başını şöyle bir okÅŸuyor, ondan sonra çekip gidiyor. Sonra bir sene sonra geliyor hesaplara bakıyor 'Ben para kazanmamışım, kapat burayı' diyor. Aile iÅŸletmeleri zarar da etse ısrar ediyor ve iÅŸin içinde kalıyor. Sürdürülebilirlik anlamında küçük aile iÅŸletmelerini de orada tutmamız lazım." deÄŸerlendirmesinde bulundu.Â