Güncelleme Tarihi:
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Manisa programı kapsamında Kula ilçesinde bir dizi temasta bulundu. Program kapsamında Bakan Pakdemirli'ye Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, AK Parti Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık, AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, MHP Manisa İl Başkanı Murat Öner, Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun eşlik etti.
İlk olarak kahvaltı programında Manisalılarla bir araya gelen Pakdemirli, 'Sayın Bakanım Baba Ocağına Hoşgeldiniz' yazılı pankartlarla vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. Kahvaltının ardından Bakan Pakdemirli, Kula ilçesinde bulunan bir hayvancılık işletmesini ziyaret etti, daha sonra Kula Belediyesi Konferans Salonu'nda Muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.
Bakan Pakdemirli, hayvan sağlığının insan sağlığı kadar önemli olduğuna dikkat çekerek, "Brusella ve koyun, keçi veba hastalıkları ile ilgili çalışmaları an itibariyle başlattığımızın müjdesini vermek istiyorum. Sığır brusella, koyun, keçi brusella, şarbon ve veba aşılarının aşı bedelini inşallah bundan sonra almayacağız. Ayrıca tüberkülin testinin bedeli yetiştiricilerimizden alınmayacak. Bu aşıların sadece uygulama ücretleri alınacak. Aşı bedellerinin alınmaması ile birlikte aşılama oranlarının artacağına inanıyoruz. Hastalıktan gelen verim kayıplarının önleneceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'MUHTARLAR BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
Kula'da olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Bakan Pakdemirli, "Baba ocağında sizlere kavuşmuş olmaktan dolayı bugün ayrı bir enerjiyle karşınızdayım. Bugün Şehzadeler Diyarı Manisa'da, Kula ilçesindeyiz. Kula hem verimi hem hayvancılığıyla son derece güzel bir ilçemiz. Ankara'da daha fazla muhtarımızı görmek istiyoruz. Bakanlığımıza uğrayıp beni görmemiş muhtarımız azdır. Başta Cumhurbaşkanımız muhtarlara çok önem veriyor. Muhtarlar bizim için çok önemli. Muhtarlarımız, köylerinin, mahallelerinin kanaat önderleridir. Muhtarlarımız ne derse o olur. Halkımızın çoğu bu kanaat önderlerimizin fikirlerini takip eder. Muhtarlarımız, kendi köylerinde Cumhurbaşkanlarının bir temsilcisidir. Problemlerinizi mutlaka bizlere aktarın. Ankara'ya zaman zaman uğradığınızı biliyorum. Uğradıkça da mutlaka yanımıza gelin" dedi.
'TÜRKİYE'NİN KENDİ KENDİNE YETERLİLİĞİ SON DERECE İYİDİR'
Pandeminin hala devam ettiğinin altını çizen Bakan Pakdemirli, "Bugün itibariyle hala maskelerden kurtulamadık. Muhtarlarımıza bir teşekkür borcum var. Biz, Türk insanımıza hiçbir problem yaşatmadık. Vatandaş ne zaman markete gitse ürün bulabildi. Arz ile ilgili problem olmadı. Bugün itibariyle enflasyon gibi sorunlarla karşı karşıya kalsak da Allaha şükür Türkiye gıda bakımından hiçbir problem yaşamadı. Bundan sonra da yaşamayacak. Türkiye'nin hem üretimi hem stokları hem kendi kendine yeterliliği son derece iyidir. Sizler çalışmaya devam ettikçe bizler de size destek olacağız. Destek sizden, gayret bizden, bereket de Allah'tandır" ifadelerini kullandı.
'YAĞMUR YAĞARKEN ISLANMAM DİYEMEZSİN'
Bazı ekonomik dalgalar olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Bunlar olmaya devam da edebilir. Bunlar tüm dünyanın yaşadığı meselelerdir. Gelişmiş ülkelerde dahi enflasyonun 5-6 misline çıktığını gördük. Tüm dünyada gıda kuyrukları gördük. Dünyada her şeyin fiyatlarının arttığını gördük. İnşallah pandemi ile ilgili riskler ortadan kalkar. Riskler kalkarken ben dünyada normalleşmeye gideceğimizi düşünüyorum. Pandemiye bağlı risklerle beraber ülkede bir de kuraklık yaşadık. 2020 yılında Türkiye'de 126 milyon tonluk rekor bitkisel üretim yaptık. Geçen yıl kuraklığın etkileriyle 118 milyon tona düştük. Pandeminin, kuraklığın etkisi ve fiyatların dalgalanmasının piyasada etkileri oldu. Rahmetli Süleyman Demirel'in bir lafı vardı, 'Yağmur yağarken ben ıslanmam diyemezsin' diye. Dünya bir musibetin ortasında kalmıştır"
'ÇİFTÇİ BUNDAN SONRA DA ZARAR ETMEYECEK'
Çiftçi, üretici, besici, yetiştiriciyi koruma gayretinde olduğunu ifade eden Bakan Pakdemirli, "Çiftçimize zarar ettirmedik. Bundan sonrasında da ettirmeyeceğiz. Maliyetlerin çok arttığının farkındayız. Girdi maliyetlerinin, gübrenin, mazotun arttığının farkındayız. Bu sene 26 milyar dolara yaklaşan bir tarımsal destek bütçemiz var. Bunun ötesinde ne yapabiliriz onu da ilgili kurumlarımızla çalışıyoruz. Geçen yıl nasıl çiftçimiz zarar etmediyse bu yıl da inşallah öyle olacak. AK Parti döneminde desteklerin çok arttığı, müdahale alımlarının olmadığı veya sınırlı olduğu bir dönem yaşadık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle desteği arttırarak çiftçimizi memnun etme gayretinde olduk"
'SUYA MÜCEVHER GİBİ DAVRANILMALI'
Suyun önemine değinen Bakan Pakdemirli, "Kula'da gölet projeleri var. Kula'da pozitif ayrımcılığımız var. Kula ne diyorsa o olacak. Biz Kula'nın emrindeyiz. Devlet Su İşleri Genel Müdürüme talimat verdim. Projelerin sene sonuna kadar bitirilmesi için gayret içinde olacağız. Su olmayınca tarım olmuyor. O nedenle mutlaka Kulamızı daha fazla suyla buluşturmamız gerekiyor. Bundan sonra kuraklık yeni normalimiz. Yağışlarımız daha azalacak. Bunun üstesinden gelmenin ana yolu daha fazla depolamak. Bunları ileriye yönelik yapmamız lazım. Suya mücevher gibi davranmamız lazım. Bir damla suyu tasarruf etmenin yolunu bulmamız lazım. Sektör olarak suyun 4'te 3'ünü biz harcıyoruz. Bunu mutlaka geleceğe yönelik tasarruflu kullanmanın yıllarını bulmamız lazım. Biz gerekli tedbirlerimizi aldık eylem planımızı sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. Bizlerin temsilcisi olan sizlerin de bu konuya ehemmiyet göstermesi lazım" dedi.
'TÜRKİYE YÜZDE 130'UN ÜZERİNDE KENDİ KENDİNE YETERLİDİR'
Türkiye'nin yeterlilik oranına dikkat çeken Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:
"Allaha şükürler olsun ülkemiz kendi kendine yeterlilik bakımından, fazla üretim bakımından 20,5 milyar dolar ihracatı olan 5,5 milyar dolar dış ticaret fazlası olan bir ülke. Yüzde 130'un üzerinde kendi kendine yeterlidir. Her ürünü tabii ki üretiyoruz, diye bir şey yok. Bazı ürünler ithal de olabilir ama Türkiye kendi kendine fazlasıyla yeterli. Bu sene itibariyle gıda ihracatımız yaklaşık yüzde 20 arttı. Ülkede bir arz problemi yok. Sebzede Avrupa'da birinci, dünyada dördüncü sıradayız. Meyvede Avrupa'da birinci sıradayız. Türkiye toprakları geniş diyoruz ama en geniş topraklara biz sahip değiliz. Türkiye toprak sıralamasında dünyada 31'nci sırada. Avrupa'da tarımsal alanda birincidir, dünyada da ilk ona giriyor. Bunun anlamı şu, bizim Türk köylümüz çiftçimiz, üreticimiz becerikli ve kısıtlı kaynakları çok iyi kullanabiliyor" dedi.
İHRACATTA REKOR
11 aylık ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını belirten Bakan Pakdemirli, "22,3 milyar dolar ihracat yaptık. Dış ticaret fazlamızda da yüzde 33 artışımız var. O da 6,7 milyar dolara geldi. 12'nci aylar da açıklanınca bu rakamları kesinleştireceğiz. Biz Kula'ya 520 milyon liranın üzerinde bugüne kadar destek verdik. 250 milyonun üzerinde tarım ve hayvancılık hibemiz var. Kula'da orta çapta bir ilin ürettiğinden fazla tarımsal havzası var. Genç çiftçi projelerinde 66 projeye destek verdik. Kula'dan bize daha fazla proje ulaştırın. Biz evrakı dosyası tamam olanların hepsine 'tamam' demeye söz veriyoruz. Küçükbaş yetiştiriciliğinde Kula Manisa'da ilk ikidedir. 2021 yılında 15 koyun bir koç projesi uygulandı. Yeni projeler de uygulayacağız" diye konuştu.
'HERKES KENDİ EVİNİN ÖNÜNÜ SÜPÜRÜRSE PROBLEM KALMAZ'
Yetiştiricilere yönelik Toprak Mahsulleri Ofisi'nden ucuz arpa ve mısır satışı yapıldığından söz eden Bakan Pakdemirli, "Ocak ayında da aynı fiyatlardan devam ettiriyor olacağız. Arpada tonda 2050 lira, mısırda da tonda 2 bin 500 lira olmak üzere bu satışlara devam edeceğiz. Arpa mısır satışları için yarına kadar başvurularınızı yapın. Yetiştiricilerimizin maliyetlerini takip ediyoruz ve azaltma gayreti içindeyiz" dedi.
'MUHTARLARIMIZ DEVLETİN UÇ BEYLERİDİR'
Muhtarların devletin uç beyleri olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Bana göre muhtarlar Cumhurbaşkanımızın temsilcisidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde de muhtarlarımızın önemi ön plana çıkmıştır. Cumhurbaşkanımıza eski Türkiye'de 'Muhtar bile olamaz' demişlerdi. Şimdi Cumhurbaşkanımız bir dünya lideri olarak, dünyanın en önemli ülkelerinden birinin yöneticisidir. Ama biz muhtarlarımızı hiçbir zaman böyle görmedik. Biz muhtarlarımızı hep kendimize eş, eşdeğer gördük. Her gün binlerce kişinin arasına giriyoruz. Birisi 'Ben muhtarım' dediği anda yürüyorsam, ben hemen duruyorum. 'Bizden bir talebin var mı?' diyorum. Bardağın dolu tarafına bakıp pozitif gündem oluşturmak gerekiyor. Herkes eğer kendi evinin önünü süpürürse Türkiye'de bir problem kalmaz."