Güncelleme Tarihi:
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "KOBİ'lere 50 bin lira faizsiz kredi desteği programını bu yıl 2,5 milyar lira bütçeyle daha da genişlettik. Bunun neticesinde, KOBİ’lerimiz için 10,3 milyar lira faizsiz kredi hacmi oluşturmuş olacağız." dedi. Özlü, Küçükçekmece Sanayici ve İşadamları Derneğinin toplantısına katıldı. Konuşmasında sanayicilerin kendileri için öneminden bahseden Özlü, sanayiciliğin zor bir iş olduğunu, daha kolay yollardan para kazanabilecekken sanayiyi tercih eden kişilerin kahraman olarak görülmeleri gerektiğini söyledi. Özlü, 2016 yılının Türkiye ekonomisi için birçok zorluğun yaşandığı bir yıl olarak kayıtlara geçtiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Neredeyse, bir ekonominin yaşayabileceği bütün testleri sadece bir yıllık bir sürede yaşamak zorunda kaldık. 15 Temmuz darbe girişiminin de yaşandığı üçüncü çeyrekte, ekonomimizde bir daralma yaşandı. Ancak öyle görünüyor ki, dördüncü çeyrekten itibaren ekonomimiz yeniden toparlanma sürecine girdi. Sanayi üretimi, ihracat, iç talep gibi göstergelere baktığımızda, gerek son çeyrekte gerek ocak ayında ümit verici rakamlar olduğunu görüyoruz. Aralık ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 1,3 arttı. Sanayi sektörümüz, 2016’ın tamamında ise yüzde 1,8 büyüdü.Sizlerin huzurunuzda, yaşanan bütün bu zorluklara rağmen, yüzde 1,8 büyüyen sanayicilerimizi tebrik ediyorum.Türkiye ekonomisi, bu kadar yoğun baskıya rağmen, son 14 yılda özellikle makroekonomik alanda gerçekleştirdiğimiz reformlar sayesinde dimdik ayakta kaldı."
Kamu maliyesindeki disiplinin, Türkiye ekonomisine büyük direnç kazandırdığını belirten Özlü, yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi. Bakanlık olarak gerçekleştirdikleri Ar-Ge Reform Paketi ve Sınai Mülkiyet Kanununa değinen Özlü, bu iki kanunun, üretimde teknoloji düzeyinin artırılması için kuvvet alınacak temel dayanaklar arasında yer aldığına işaret etti.
Faruk Özlü, Üretim Reform Paketi ve TÜBİTAK'ı yapılandırmak gibi köklü reformlar üzerinde de çalışmalarının devam ettiğini bildirerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Üretim Reform Paketinde, yeni sanayi parselleri oluşturmak, parselleri daha uygun şartlarda sanayicinin kullanımına sunmak, şehir içinde kalmış sanayi alanlarının daha uygun yerlere taşınmasını sağlamak için önemli düzenlemeler yapacağız. Yapısal reformların yanında, sanayicilerimizin ve iş dünyamızın kısa dönemde sorunlarını çözecek adımları da attık. Mesela Kredi Garanti Fonunun sermayesini artırarak daha fazla kredi hacmi oluşturmasının önünü açtık. Yine Eximbank'ın ihracatçılara daha fazla destek olabilmesi için benzer bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Sicil affı ve benzeri düzenlemelerle de krediye ulaşımın önündeki birçok engeli kaldırdık. KOSGEB aracılığıyla, KOBİ'lere 50 bin lira faizsiz kredi desteği uygulamasına başladık. 2016'nın sonunda başladığımız bu uygulamaya 250 bine yakın KOBİ başvurdu. Ancak bütçe imkanları nedeniyle sadece 15 bin firmamız bu haktan yararlanabildi. Bunun üzerine bu yıl 2,5 milyar lira bütçeyle bu programı daha da genişlettik. Bunun neticesinde, KOBİ’lerimiz için 10,3 milyar lira faizsiz kredi hacmi oluşturmuş olacağız. Eğer ilk çağrıda başvurduysanız, yeni başvuru yapmanıza gerek yok. Başvuru yapacak olan KOBİ'lerimizin de ayın 20’sine kadar süreleri olduğunu hatırlatmak istiyorum."
KOSGEB'in KOBİ'lere şu ana kadar verdiği destekleri de paylaşan Özlü,1992-2002'de KOBİ'lere verilen destek 14 milyon lira iken, 2002-2016'da bu rakamın 3,5 milyar lira seviyesinde gerçekleştiğini söyledi.
Bakanlık olarak KOSGEB için KOBİ'lere destek vermek amacıyla devreye alınan 2017 yılı bütçesinin 2,1 liradan 2,7 milyar liraya çıktığını bildiren Özlü, bu artışta faizsiz krediye olan talebin etkili olduğunu aktardı.
"TÜRKİYE'Yİ, MEVCUT SİSTEMİN ÜRETTİĞİ VEYA ÜRETEBİLECEĞİ ARIZALARDAN ARINDIRMAMIZ GEREK"
Konuşmasında son dönemin önemli gündem maddelerinden referandum meselesine de değinen Özlü, Türkiye'nin hak ettiği yere çıkmasının, köklü bir demokrasi ve daha güçlü bir ekonomiyle mümkün olacağı yorumunda bulundu. Bunların sağlanması için daha iyi bir yönetim modeline ihtyaç olduğunu belirten Özlü, "AK Parti'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın varlığı sayesinde, mevcut sistemin açıkları bir şekilde kapanıyor. Ancak buna artık kalıcı bir çözüm üretmemiz gerekiyor." dedi.
Bakan Özlü, Türkiye'yi, mevcut sistemin ürettiği veya üretebileceği arızalardan arındırmak gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Sizler, hepiniz bir işletmeyi yönetiyorsunuz. Bazılarınız, bunu tek başına yapıyorsunuz, bazılarınız ortaklarınızla yapıyorsunuz. Düşünün, ortaklardan biri Mersin’e, öteki tersine gitmek istese, o işletme bir yere gidebilir mi? O işletme varlığını sürdürebilir mi? Türkiye, geçmişte bunun sıkıntısını çekmedi mi? Evet, Türkiye, geçmişte bu iki başlılığın çok sıkıntısını çekti. Hükümetler gaza basmak istedi, Cumhurbaşkanları fren yaptı. Veya bunun tersi oldu. Düşünün, bir genel müdür atanması dahi cumhurbaşkanının ve başbakanın mutabakatına bırakılmış durumda. Yürütmedeki iki başlı yapıya son vermemiz gerekiyor. Yasama, yargı ve yürütme erklerinin üçünü birden kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bu üç erk arasındaki dengeyi, ilişkiyi ve bağımsızlığı doğru bir şekilde kurmamız, kurgulamamız gerekiyor. Bu nedenle, önümüzdeki referandum çok büyük bir önem taşıyor."
İş dünyasının mevcut yapısını ve beklentilerinin hızlı karşılanmasını istediğini anlatan Özlü, "Bu açıdan, yeni sistemin özellikle ekonomiye büyük güç katacağını düşünüyorum. İş dünyamızın da referandumda oylanacak anayasa değişikliğine büyük destek vereceğine inanıyorum. " diye konuştu. Bakan Özlü, konuşmasının ardından basına kapalı gerçekleştirilen bölümde iş adamlarının sorunlarını dinledi.