Güncelleme Tarihi:
Bu yıl Mart ayında, gençlere yönelik çok önemli bir adım attıklarını, Bakanlıkta ve belediyelerde istihdam edilecek personelin yüzde 20'sinin yeni mezun olması şartını getirdiklerini, bu süreçte 1675 mimar, mühendis, şehir plancısı, iç mimar ve teknikerin hizmete başladığını belirtti.
Kurum, Bakanlığın bağlı kuruluşları ile 50 su bilim mühendisi ve 642 sözleşmeli personel alım sürecini gelecek yıl tamamlayacaklarını ifade etti.
Ankara Çamlıdere Barajı üzerine güneş enerjisi santrali kurulmak istenmesi ve Bakanlığın da buna izin vermediği iddialarına yanıt veren Bakan Kurum, "Bir kere güneş enerjisi kurulmasına ilişkin Bakanlığımıza yapılmış herhangi bir başvuru yok. Kaldı ki ASKİ tarafından aynı bölgedeki, eşik regülatörü HES projesine de ÇED olumlu kararını vermişiz. Yani Bakanlığımız tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesinin projesini engellediğimiz iddiası kesinlikle doğru değildir." dedi.
ANTALYA'YA 100 MİLYON LİRA KREDİ ONAYI
Urla'da ve Konak'ta vapur iskelelerinin onaylarının Bakanlıkta beklediğine yönelik sorular üzerine Bakan Kurum, Urla'da vapur iskelesi ile ilgili herhangi bir plan teklifi olmadığını belirterek, "Şu mağduriyet edebiyatını bırakın artık. Biz, yapıcı, hele hele iklim dostu her projenin yanında olduk, yanında olacağımızı söylememize rağmen, şu mağduriyet edebiyatını yapmayalım." çağrısında bulundu.
Hatay Katı Atık Tesisi'ne yönelik soru üzerine de tesisin ÇED sürecinin komisyon kurulu kararıyla sonlandırıldığını, mahkemenin, tesisin iptaline karar verdiğini belirten Kurum, ÇED sürecinin, kaldığı aşamadan devam ettiğini söyledi.
Antalya Büyükşehir Belediyesine, afet zararlarının giderilmesi için 8 Ekim'de 100 milyon lira kredi onayı verdiklerini belirten Kurum, "Bakanlığımıza 2021 yılında borçlanma talebinde bulunan 10 CHP'li belediyeye, borçları bütçelerini aştığı için kredi vermedik." dedi.
Türkiye'de siyanürle altın arama yapıldığı iddiaları üzerine Kurum, "Türkiye'de siyanürle altın arama faaliyetleri yoktur. Arama çalışmaları sırasında solüsyon ve doğal bir çamur kullanılmaktadır. Madenlerle ilgili bilgiyi en basit ifadeyle 'yanlış veriyorsunuz.' Bir defa bir madencilik faaliyetine ruhsat verilmesi, o alanların tamamında maden çıkarılacağı anlamına gelmez. Bununla beraber bölgede, ruhsatlı madenin yüz ölçümüne oranının fazla olması, ÇED kararı verileceğini ifade etmez." ifadelerini kullandı.
Artvin merkezde kanalizasyon ve içme suyu şebeke projelerini 3 Aralık 2020'de ihale ettiklerini de aktaran Kurum, projenin yarısını tamamladıklarını, kalanını da 2022'nin Mayıs ayında tamamlayacaklarını ifade etti.
"Kastamonu'nun Abana ve Bozkurt ilçelerinde sanayi siteleri ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, bütün esnafın mağdur edildiği" eleştirisi üzerine Bakan Kurum, "Kusura bakmayın ama dünyadan haberiniz yok. Kastamonu'da sanayi sitelerimizin sözleşmelerini yaptık. İnşaatlarını başlattık. Yüzde 25'ini tamamladık. 4 ay sonra teslim edeceğiz. İnşallah açılışını birlikte yaparız." dedi.
Muğla Büyükşehir Belediyesine İller Bankasıyla yardım yapılmadığının doğru olmadığının altını çizen Kurum, devam eden inşaat çalışmaları ve ihalesi süren projelerle beraber belediyeye sağladıkları finansmanın 947 milyon lira olduğunu söyledi.
Kurum, ÇED başvurusu yapılan ve uygun görülmeyen projelerin toplam projelerdeki payının yüzde 30, madencilik faaliyetlerinde ise yüzde 40 olduğunu söyledi.
Paris İklim Anlaşması'na ilişkin de Kurum, "'İklim Değişikliği Strateji Belgesi' hazırlanacak, çalışmalarımızı bu strateji belgesi doğrultusunda her alanda sürdüreceğiz. Meclisimizle İklim Kanunu hazırlıyoruz. Orada sadece kömürü değil, enerji, atık, ulaştırma, sanayi, tarım başta olmak üzere tüm alanlarda kısa, orta ve uzun vadede planlarımızı açıklayacağız. Bu anlamda ocak ayında düzenleyeceğimiz İklim Şura'sını da yapacağız. Kömüre ve termik santrale ilişkin Bakanlığımıza son iki yıldır tek bir ÇED başvurusu yapılmamıştır." dedi.
Bütçe görüşmelerinde "Türkiye'de iklim değişikliği sorununun çözülmesi iktidarın sorumluluğundadır." şeklinde bir ifade kullanıldığını belirten Kurum, iklim değişikliğinin sadece Türkiye'yi değil, bütün dünyayı etkileyen küresel bir kriz olduğunu, dünyanın herhangi bir yerinde bir ülkenin sebep olduğu çevre kirliliğinin Türkiye'yi etkilediğini vurguladı.
Kurum, şunları kaydetti:
"Olumsuz etkilerine bütün insanlığın maruz kaldığı iklim krizi konusunda 'sorumluluk iktidarındır' diyemezsiniz. Sorumluluk hepimizindir, bu siyaset üstü bir meseledir. Hepimiz, görev almak, hayatlarımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız. İklim kriziyle sadece Türkiye değil, 208 ülkenin tamamının aynı anda mücadele etmesi gerekiyor. Sadece ülkelerin değil, 8 milyar insanın iklim krizi konusunda çabalaması, gayret göstermesi gerekiyor. Cumhurbaşkanımız, BM Genel Kurulu'nda Paris Anlaşması'na taraf olacağımızı açıkladı. Meclisimizin ortaya koyduğu irade çerçevesinde de taraf olduk. Şimdi önümüzde bir hedef var: Ortaya koymuş olduğumuz 2053 net sıfır emisyon hedefi ile yeşil kalkınma vizyonumuz doğrultusunda belirlediğimiz politika, strateji ve eylemleri gerçekleştirmektir. Hiç merak etmeyin, Türkiye bundan önce siyasette, ekonomide, çevre ve şehircilikte gerçekleştirdiği tüm devrimlerde olduğu gibi, bundan sonra da yeşil kalkınma devrimini gerçekleştirecektir. Evvel Allah, Türkiye'yi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli aktörü, lideri yapacağız."
İskoçya'nın Glasgow kentinde "Türkiye'nin temsil edilmediğine" yönelik ifadeler üzerine Bakan Kurum, Türkiye'yi 2 hafta boyunca tüm kurumlarla, üniversitelerle, STK'lerle, özel sektörle en iyi şekilde temsil ettiklerini, 40'ın üzerinde yan etkinlik düzenlediklerini kaydetti.
Kurum, Türkiye olarak müzakere süreçlerine önemli katkılar sağladıklarını, kendisinin bizzat 5 gün boyunca pek çok ülkeden mevkidaşıyla görüşmeler yaptığını belirterek, "Cumhurbaşkanımız, güvenlikle ilgili olmasının yanı sıra ülkemizin itibarını korumak nedeniyle de Glasgow'a gitmeme kararını aldılar. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine halel gelmesine müsaade etmeyiz. Kaldı ki Cumhurbaşkanımız, iklim değişikliğiyle alakalı mesajlarını Ekim ayında gerçekleştirilen BM Genel Kurulu'nda açıkladılar. Artık Paris Anlaşması'na tarafız. 2053 net sıfır emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışmaları yürütüyoruz." dedi.
"HDP, MİLLETE FAYDASI OLAN, DOĞAMIZA FAYDASI OLAN HİÇBİR ADIMIN İÇERİSİNDE OLMADI, OLAMAZ"
Kurum, görüşmelerde bahçeden, yeşil alandan, çocukların oyun oynadığı alanların kurulmasından, şehirlerin en değerli alanlarının yeşile ayrılmasından rahatsız olan bir anlayışı büyük bir şaşkınlıkla izlediğinin altını çizdi.
TOKİ'nin millet bahçesi yapmasından, yeşil alan üretmesinden neden rahatsız olunduğu sorunu yönelten Kurum, TOKİ'nin bugün dünyada hiçbir ülkenin yapamadığını yaptığını, büyük çoğunluğu dar gelirli olan 1 milyon 100 bin insana, 1 milyon 100 bin aileye ev ve işyeri sunduğunu söyledi.
Bakan Murat Kurum, TOKİ'nin 19 üniversite yaptığını, devletin en gözde kamu binalarını, yüzlerce park, cami, kreş, ticaret merkezi, oyun alanı yaptığını, yurt dışında da binlerce konut yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bugün TOKİ'miz, bu ülkenin en çok yeşil alan, en çok insan merkezli sosyal donatı üreten kurumudur. TOKİ karınca gibi çalışmış. Dün planlı kentleşme lazım dendi, gitti planlarını yaptı. Konut seferberliği dendi, gitti milyon konut üretti. Şimdi vazifesi yatay mimari esaslı, zengin imkanlara sahip, yeşilin içinde bir proje mantığıyla, hem sosyal konutlarını yapmak hem de Türkiye’nin 81 iline millet bahçesi kazandırmaktır. Siz bunu kaldıramıyorsunuz. Her fırsatta, çevreci, doğasever olduğunu dile getiren bir insan, nasıl olur da tam 30 milyon insanın yürüme mesafesinde, spor alanlarıyla sağlık sunan, yeşil alanlarıyla oksijen sunan, aktivite alanlarıyla milletimizi rahatlatan yeşil alanlara, milletin bahçelerine nasıl karşı çıkar? Anlamak hakikaten mümkün değil."
Salda Gölü'ndeki çalışmalara ilişkin bir soru üzerine de Kurum, Salda'yı tertemiz hale getirdiklerini vurguladı. "Peki siz, Salda bu haldeyken neredeydiniz? Kumsal alana araç girişini tamamen durdurduk. Siz o araçlar kıyıya kadar inerken neredeydiniz?" diye soran Kurum, şunları söyledi:
"Biz kıyıdaki ve çevredeki çöp tepeleri, derme çatma binaları kaldırdığımız için mi rahatsızsınız, insanlarımıza daha iyi şartlarda orada dinlenme imkanı verdiğimiz için mi rahatsızsınız, anlamakta zorluk çekiyoruz. HDP, millete faydası olan, doğamıza faydası olan, çevremizi koruyucu hiçbir adımın içerisinde olmadı, olamaz. Biz en azından icraat anlamında, belediyeleri yönettikleri dönemde tek bir doğru, güzel, çevreci adımın atıldığını görmedik. Diyarbakır'a döktükleri betonu gördük, belediye kasasında, milletin cebinde olması gerekirken, belediye kaynaklarının nasıl terör örgütlerine peşkeş çekildiğini gördük. Milletimize de açıkladık. O süreci siz çok iyi bilirsiniz. Kimin rantçı olduğunu, talancı olduğunu milletimiz çok iyi biliyor. Rantçı da sizsiniz, talancı da sizsiniz. Kırklar dağında beton yaptınız, biz de yıktık. Belediyenin, vatandaşın kaynaklarını terör örgütüne verdiğinizi de gördük."
"ATIK TOPLAYICI KARDEŞLERİMİZ, SIFIR ATIK PROJEMİZİN İSİMSİZ KAHRAMANLARIDIR"
Atık toplayıcılarına ilişkin sorular üzerine de Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Çekçekçi, emekçi kardeşlerimizle ilgili tezvirat yapıyorsunuz. Biz hepinizin kastını çok iyi biliyoruz, milletimiz de çok iyi biliyor. Kimse bizim emekçi kardeşlerimiz üzerinden siyaset yapmasın, onları istismara kalkışmasın. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde yürüttüğümüz sıfır atık projesi ve yine kendilerinin ifadeleriyle 'atık toplayıcı kardeşlerimiz', Türkiye'nin en büyük çevre hareketi olan sıfır atık projemizin isimsiz kahramanlarıdır. Kimse bizim emekçi kardeşlerimizin arasına girmeye çalışmasın. Bizim her zaman, işçinin, emeğin, alın terinin yanında olduğumuzu çok iyi biliyor. Bize konuşmalarında, rantçı, emek sömürücü diyenler, asıl emek sömürücüsü sizlersiniz."
Kurum'un açıklamalarının ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün bütçeleri komisyonda kabul edildi.
BAKAN KURUM İLE HDP'Lİ VEKİLLER ARASINDA TARTIŞMA YAŞANDI
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Bakanlıkta yapılan atamalara ilişkin iddiaları üzerine Bakan Murat Kurum'un açıklamalarına HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu araya girerek tepki gösterdi.
Katırcıoğlu'nun sözleri üzerine salonda AK Parti ve HDP milletvekilleri arasında gerginlik yaşandı. Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz görüşmelere ara verdi.
Aranın ardından Bakan Murat Kurum'un konuşmasını tamamlaması üzerine Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz, Gergerlioğlu'na tekrar söz verdi. Gergerlioğlu, açıklamalarını tekrarlaması üzerine Bakan Kurum, "Ben sözlerimin arkasındayım. Kendisi gelecek, Twitter'dan, Facebook'tan duyduklarıyla bize hesap sormaya kalkacak, biz de hiçbir şey söylemeyeceğiz. Devletin hakimi savcısı var. Hukuk düzeni var, hukuk düzeninde yapılması gerekenler yapılır, bizim de verecek bir hesabımız varsa gider hesap veririz. Sözlerinizi aynen size iade ediyorum." dedi.
Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz da siyaset steril bir ortam olmadığından milletvekillerinin birbirlerine tahammül etmeleri gerektiğini belirterek, oturumu kapattı.