Güncelleme Tarihi:
Elvan, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2021 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, dünyanın çok farklı bir dönemden geçtiğini, Kovid-19 salgınının küresel ekonomi üzerinde yıkıcı etkiler yaptığını söyledi.
Ülkelerin istihdam, üretim, ticaret, turizm ve borçluluk gibi pek çok alanı etkileyen bir süreçte kapsamlı ve zorunlu bir mücadele içine girdiğini dile getiren Elvan, yaşanan olağanüstü şartların, normal zamanlarda görülmeyen tedbirlerin gündeme gelmesine neden olduğunu ifade etti.
Hükümetlerin, çalışma hayatını koruyan, firmaları ayakta tutan, arz ve talebin çökmesini önleyen tedbirleri uygulamaya başladığına işaret eden Elvan, merkez bankalarının da genişletici para politikaları yoluyla ekonomik aktiviteyi desteklediğini belirtti. Elvan, bunlara ek olarak uluslararası kuruluşların, teknik ve finansman imkanları sağlayarak hükümetlerin yanında olduğunu söyledi.
Verilen bu mücadeleye rağmen daha önce tecrübe edilmeyen bir küresel sağlık krizi yaşanırken belirsizliğin halen devam ettiğini aktaran Elvan, "Küresel gelir ve ticarette sert bir daralma, yüz milyonları bulan istihdam kayıpları ve tırmanan küresel borçlulukla karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Aşı haberleriyle tünelin ucunda ışık görünse de önümüzdeki dönem üst düzeyde hassasiyet gerektirmeye devam ediyor." dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre 400 milyondan fazla tam zamanlı iş gücü kaybı yaşandığını aktaran Elvan, Uluslararası Finans Enstitüsünün analizlerinin, küresel borçluluğun küresel hasılanın 3,5 katına ulaştığını gösterdiğine dikkati çekti.
Ülkelerin toplam borçlarının milli gelirine oranla hangi seviyelerine ulaştığına değinen Elvan, bu oranın Japonya'da yüzde 632, İngiltere'de yüzde 500, ABD'de yüzde 383, Çin'de yüzde 337, Almanya'da yüzde 268 olmasına karşın, Türkiye'de ise yüzde 167 olduğunu kaydetti.
"DÜNYA ORTALAMASININ OLDUKÇA ALTINDA BİR BORÇLULUK ORANINA SAHİBİZ"
Dünyada son 1 yılda küresel düzeyde borçluluk oranının yüzde 43 oranında arttığını dile getiren Elvan, gelişmiş ülkelerin borcunun yine son 1 yılda yüzde 52 oranında arttığını ifade etti. Gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 26 olduğunu bildiren Elvan, "Türkiye'de ise son 1 yılda borçluluğumuzdaki artış oranı yüzde 30'dur. Dünya ortalamasının oldukça altında bir borçluluk oranına sahibiz." diye konuştu.
Elvan, kapanma tedbirlerinin hafiflemesi ve destekleyici politikaların etkisiyle mayıs ayından itibaren küresel ekonomik aktivitenin toparlanma eğilimine girdiğini ancak yılın son çeyreğinde yaşanan yeni dalgayla pek çok hükümetin bazı tedbirleri tekrar hayata geçirmeye başladığını söyledi.
Ülkelerin farklılaşan finansal ve konjonktürel durumlarının, krizin etkileri ve alınan tedbirlerin farklılık göstermesine neden olduğunu belirten Elvan, kapsamlı kapanma önlemleri alan gelişmiş ekonomilerde daralmanın boyutunun çok daha derin olmasının beklendiğini ifade etti.
Ülkelerin, birinci dalgadan daha güçlü seyreden ikinci dalga karşısında destekleyici politikalara devam ettiğini söyleyen Elvan, özellikle gelişmiş ülkelerin genişletici para politikalarının, küresel likiditenin de artmasına neden olduğuna işaret etti.
Diğer taraftan aşı konusunda son dönemdeki görüşmeleri de umut verici olarak gördüğünü dile getiren Elvan, şöyle konuştu:
"Koronavirüse karşı yaygın kullanımı olan bir aşı ya da tedavinin hayata geçmesiyle küresel aktivitede hızlı bir toparlanma yaşanacağına inanıyoruz. Buradan hareketle 2021'in aşılamanın da başlamasıyla küresel gelirde, ticarette ve istihdamda 2020'nin telafi edildiği bir dönem olması bekleniyor. Bununla birlikte küresel arz zincirlerinin güvenliği, istihdam piyasalarının dezavantajlı gruplar aleyhine hızla bozulması, teknoloji altyapısının artan önemi, sektörel bağımlılıkların oluşturduğu kırılganlıklar gibi hususlar, salgın sonrası dönemin küresel ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam edeceği görünüyor."
"EKONOMİMİZİ DAHA DAYANIKLI KILMAYA DEVAM EDİYORUZ"
Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, 2021 yılı bütçesini, Kovid-19 salgınının hem ekonomik hem de hayatı olumsuz etkilediği bir ortamda hazırladıklarına işaret ederek, "Ekonomimiz, hükümetlerimiz döneminde maruz kaldığı şokları elde edilen kazanımlar sayesinde her defasında başarılı şekilde atlattı. Ekonomimizi daha dayanıklı kılmaya ve sürdürülebilir büyümeyi temin etmeye yönelik makroekonomik politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz." dedi.
Türkiye ekonomisinin, rekabete dayalı piyasa ekonomisi geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Elvan, şöyle devam etti:
"Ekonomi politikalarımızı bu anlayışı merkeze alarak oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşlarımızın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız. Geçmişte birçok kez gösterdiğimiz gibi ülkemizin dünyanın zor şartlarından en az etkilenerek çıkmasını sağlayacağız."
"GÜVENİN EN ÖNEMLİ TEMİNATI HİÇ KUŞKUSUZ HUKUKTUR"
Lütfi Elvan, yatırım ortamının daha fazla iyileştirilmesi noktasında yargı reformuna hükümet olarak büyük önem atfettiklerinin altını çizdi.
Hukuku ekonomiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını, iyi işleyen bir ekonomik yapının olmazsa olmazının güven olduğunu ifade eden Elvan, "Bu güvenin en önemli teminatı hiç kuşkusuz hukuktur." dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile aynı amaç doğrultusunda çok verimli çalışmalara başladıklarını bildiren Elvan, "Hukuk reformlarını ekonomik güven iklimini de tahkim edecek şekilde ve paydaşlarımızla yakın istişare içinde hızlandırarak şekillendireceğiz. Ekonomimizi daha güçlü ve daha üretken kılmak için tüm tarafların görüşlerine de büyük önem veriyoruz." diye konuştu.
Bu kapsamda TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerin son derece yararlı geçtiğini aktaran Elvan, gelecek günlerde esnaf ve iş dünyası başta olmak üzere diğer taraflarla da bir araya geleceklerini bildirdi.
Ekonomiyi toplumun tüm kesimleriyle birlikte ileriye taşıyacaklarını belirten Elvan, "Bu çerçevede esnafın, çiftçinin, sanayicinin, akademisyenin yani toplumun her bir ferdinin görüşleri bizim için son derece değerli ve kıymetlidir. İnsan odaklı bir anlayış içinde vatandaşlarımızın refahını ve sosyal adaleti hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Devletin düzenleyici rolüne odaklanarak ekonomi politikalarımızı kapsayıcı, gerçekçi ve rasyonel bir anlayış çerçevesinde oluşturacağız." ifadelerini kullandı.
Elvan, son bir ayda attıkları adımların, geleceğe ilişkin bakış açılarını da ortaya koyduğunu söyleyerek, Merkez Bankası tarafından ortaya koyulan parasal sıkılaştırma adımını, zorunlu karşılık uygulamasının sadeleştirilmesinin takip ettiğini bildirdi. Elvan, böylece tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına ve zorunlu karşılıklarda faiz nema oranlarının tüm sektörler için aynı oranlar üzerinden uygulanmasına geçildiğini anımsattı.
Bu adımları müteakiben aktif rasyosu uygulamasının yıl sonu itibarıyla yürürlükten kaldırılması kararı verildiğini dile getiren Elvan, bankaların yurt dışı yerleşiklerle yaptıkları vadede TL satım yönünde gerçekleştirecekleri türev limitlerinin artırıldığını belirtti.
Elvan, BDDK valör uygulamasına son verildiğini, sermaye yeterlilik rasyosu hesaplamasında baz alınacak kura ilişkin kolaylık sağlandığını, uluslararası norm ve standartlara yakınsayan bir yaklaşım benimsendiğini söyledi.