Bakan Dönmez: Yer altı işçilerimizin ücretini, asgari ücretin en az iki katı olarak belirledik

Güncelleme Tarihi:

Bakan Dönmez: Yer altı işçilerimizin ücretini, asgari ücretin en az iki katı olarak belirledik
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2020 16:24

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Linyit ve taş kömürü çıkarılan iş yerlerinde, yer altında çalışan işçilerimize ödenecek ücreti, asgari ücretin en az iki katı olarak belirledik. Madencilerimize zorunlu ferdi kaza sigortası yaptırılması zorunluluğunu getirdik. Yer altında çalışan işçilerin çalışma saatlerini günde en fazla 7,5, haftada en fazla 37,5 saat olarak belirledik" dedi.

Haberin Devamı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü nedeniyle video konferans yöntemiyle düzenlenen programda Türkiye’nin farklı bölgelerindeki madencilerle bir araya geldi. Madenciler Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Bakan Dönmez, "Madenciliği, dünyanın en kadim mesleği ve insan emeğine en fazla yaslanan uğraşı olarak görüyorum. Yer altındaki her bir zenginliği cevhere dönüştüren siz madenci kardeşlerimi de birer sanatkâr kabul ediyorum. Sizler, milletimizin yüz akları, hayatımızın her alanına dokunan görünmez kahramanlarsınız. Kışın evlerimizin sıcaklığından tutun, Mehmetçiğimizi koruyan zırhlara ve en yüksek teknolojik ürünlere kadar her şeyi sizlerin çalışkanlığınıza borçluyuz. Hepiniz Türkiye'nin madenleriyle Türkiye'nin geleceğini aydınlatan kardeşlerimizsiniz. Madenlerimiz sizler sayesinde toprağın altından gün yüzüyle buluşuyor, emeğinizle değer buluyor, hayatımızın vazgeçilmez parçaları haline dönüşüyor. Varlığınız ülkemize ve bizlere güç veriyor" dedi.

’ASGARİ ÜCRETİN EN AZ İKİ KATI’

Bakan Dönmez, madencilerle kurdukları ilişkinin her şeyin ötesinde kardeşlik hukukuna dayandığını belirterek, "Bu nedenle sizlerin hak ve hukukunu korumak, emeklerinizin tam karşılığını almanız için gerekenleri hayata geçirmek bizlerin sorumluluğundadır. Linyit ve taş kömürü çıkarılan işyerlerinde, yer altında çalışan işçilerimize ödenecek ücreti asgari ücretin en az iki katı olarak belirledik. Madencilerimize zorunlu ferdi kaza sigortası yaptırılması zorunluluğunu getirdik. Yer altında çalışan işçilerin çalışma saatlerini günde en fazla 7,5, haftada en fazla 37,5 saat olarak belirledik. Fazla mesai gerektiren durumlarda da 37,5 saati aşan her bir saat çalışma için verilecek ücretin, yüzde 100den az olmamak üzere artırılmasını sağladık" diye konuştu.

’DENETİMLERİ HER GEÇEN GÜN ARTIRIYORUZ’

Bakan Dönmez, Türkiye’ye büyük katkı sunan madencilerin güvenliğinin her zaman ilk sırada yer aldığını kaydederek, "Evlerinizde huzur içinde hayatınızı sürdürmeniz için denetimlerimizi sıfır hata anlayışıyla gerçekleştiriyoruz. Madenlerimizde ihmal ya da hatayı asla kabul etmiyoruz. Bu amaçla, madenlerimizi daha verimli denetlemek için dört risk grubuna ayırdık. ’Çok riskli’ grupları çok daha fazla denetliyor ve bu denetimleri her geçen gün artırıyoruz. Önceliğimiz sizlerin güvenliği ve uygun çalışma ortamında bulunmanız. 2017 yılında 6 bin 517, 2018 yılında 8 bin 88, 2019 yılında ise 8 bin 602 madeni yerinde denetledik. 2019 yılındaki denetim sayımız bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz en yüksek sayı oldu. 2020 yılında ise bugüne kadar 4 bin 892 maden ruhsat sahasını denetledik" diye konuştu.

’RİCAMIZ, TEDBİRLERDEN ASLA VAZGEÇMEMENİZ’

Bakan Dönmez, koronavirüs salgınının tüm dünyada gücünü iyiden iyiye artırdığına da vurgu yaparak, "Yeni önlemler de zorunlu olarak hayata geçiyor. Bu süreçte siz değerli kardeşlerimden ricamız; madenlerimizde belirlenen kurallara istisnasız riayet etmeniz. Tedbirlerden asla vazgeçmemeniz. Sizlerin salgın sürecini en güvenli şekilde atlatmanız en önemli hedefimiz. Bu süreci denetim ve desteklerimizle en iyi şekilde geride bırakacağımıza inanıyorum. İnsan odaklı çalışma prensibimizle çarklarımız dönmeye devam edecek. İstihdam, üretim ve iş güvenliği tavizsiz olarak beraber ilerleyecek. Salgının yayılımını önlemek için alınan tedbirlerle yavaşlayan üretim ve istihdamın durmaması için sektörümüze çeşitli destekler verdik. Şirketlerimizin devlet hakkı ve ruhsat ödeme bedelleri ile inceleme raporu, faaliyet raporu, işletme raporu gibi tevdi etmek zorunda oldukları belgeleri belli bir döneme erteledik" ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

EÜAŞ ELEKTRİK OTOMASYON SİSTEMLERİ AÇILIŞINI YAPTI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, EÜAŞ Elektrik Otomasyon Sistemleri (EOS) Açılış Programı’na katıldı. Bakan Dönmez, Milli Enerji ve Maden Politikasıyla, üretimden dağıtıma kadar enerjinin her alanında büyük bir dönüşümü başlattıklarını söyledi. Bakan Dönmez, ortaya çıkan verilerin attıkları adımların başarısını gösteren önemli parametreler olduğunu belirterek, "Ancak biz enerjiye üretim-tüketim dengesinin çok daha ötesinde bir gözle bakıyoruz. Enerjiyi sadece kaynak yönetimi değil aynı zamanda teknoloji üretimi olarak da görüyoruz. Kaynağın yerli, teknolojinin ithal olduğu bir yerde enerji bağımsızlığından söz edemeyiz. Çünkü enerji yönetiminde kaynak ve teknoloji birbirini tamamlayan, birbirine entegre iki ana süreçtir" dedi.

’2021’İN İLK YARISINDA İKİ ÜNİTEYİ DAHA TAMAMLAMIŞ OLACAĞIZ’

Bakan Dönmez, bakanlığı bünyesindeki bütün kurumlarda enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi adına önemli adımlar attıklarını belirterek, "Daha önce EÜAŞ'ın ürettiği 160 megawatt (MW) gücündeki Türkiye'nin yüzde yüz yerli ve milli ilk yerli jeneratörünü Keban Hidroelektrik Santralimizde devreye almıştık. Hemen akabinde ikinci jeneratörü de üreterek toplamda 16 milyon avro civarında bir tasarruf elde ettik. Hız kesmeden üçüncü ve dördüncü jeneratörlerin üretimine de başladık. İnşallah 2021in ilk yarısında iki üniteyi daha tamamlamış olacağız. Hidroelektrik Santrallerimizdeki (HES) yerlilik oranının artırılması için EÜAŞ'ın Ar-Ge ve teknoloji yatırımları devam ediyor. Bugün EÜAŞ'ın yerli üretimle hayata geçirdiği EÜAŞ Elektrik Otomasyon Sistemlerinin ya da kısa adıyla EOS'un açılışını gerçekleştireceğiz inşallah. Otomasyon sistemlerini bugüne kadar çoğunlukla ithal ediyorduk. Bu durum haliyle bazı dezavantajları da beraberinde getiriyordu. Yüksek maliyetlerin yanı sıra teknolojideki hızlı gelişmeler nedeniyle satın alınan sistemler yeni istekleri karşılamada yetersiz kalıyordu. Bazı durumlarda sistem henüz ömür döngüsünü doldurmadan teknik destek sona eriyordu. Ayrıca, eski sistemler için yedek parça bulmadaki zorluklar, sistem güncellemelerinin maliyetli olması, sistemi satan tedarikçinin kapanması veya başka bir firma tarafından satın alınmasıyla teknik desteğin sona ermesi, alınan yazılımlarda donanıma aşırı bağımlılık gibi pek çok konu, bu teknolojinin yerlileştirilmesinin aciliyetini gündemimize getirdi. Yaşadığımız salgın dönemini de göz önüne alırsak, yurt dışından yedek parça, ekipman ya da ilgili personel getirmek son dönemde oldukça sıkıntılı bir süreç haline geldi. Bu durum hem bizlere hem de dünya ekonomilerine yerli üretimin ve teknolojik öz yeterliliğin geliştirilmesinin önemini bir kere daha gösterdi" diye konuştu.

’ZAMAN, MALİYET VE EMEK KAYIPLARININ ÖNÜNE GEÇECEK’

Bakan Dönmez, bugün EÜAŞ'a ait 18 HES'de otomasyon sistemi bulunurken, 28 HES’de bu sistemi henüz kullanmadıklarını kaydederek, "18 santralimizde her ne kadar otomasyon sistemimiz bulunsa da, bu sistem birçok gelişmiş ülkede standart hale gelen hidrolik santral uzaktan izleme ve kontrol işlevlerini yerine getiremiyor. Ayrıca mevcut sistemlerin de belirli aralıklarla yenilenmesi gerekiyor. Bu durumdan doğan dezavantajları lehimize çevirmek için EÜAŞ tesislerinde standart otomasyon bileşenlerinin kullanılması için Ar-Ge çalışmalarını başlattık. En sade anlatımla ifade etmek gerekirse artık tüm tesislerimizi tek merkezden ve otomatik sistemlerle kontrol edebileceğiz. Bu durum zaman, maliyet ve emek kayıplarının da önüne geçecek. Ayrıca santrallerimizin daha verimli çalışmasına da ciddi katkılar sunacak.

Burada en önemli hususlardan biri de sistemin hayata geçmesi için yurt içi sanayinin de sürece entegre olması oldu. EÜAŞ Elektrik Otomasyon Sisteminde kullanılan parçaların büyük bir kısmı yerli imkânlarla oluşturuldu. Çok az bir kısmı da yurt dışından tedarik edildi. Böylece toplamda yüzde 92ye varan bir yerlilik oranına ulaştık. EOS'un üretimiyle birlikte otomasyon sistemlerinde dışa bağımlılığı azaltacağız. Bu alandaki cari açığımızın kapanmasına destek vereceğiz. Bir örnek vermek gerekirse orta büyüklükte bir santralin otomasyonu ortalama 3 milyon dolara mal oluyor. Yerli otomasyon sistemini bu bedelin yaklaşık 10da 1ine üretiyoruz. Aradaki fark sistemin diğer santrallere de uygulanmasıyla daha da katlanacak ve ciddi miktarda bir finansal kaynak yurt içinde kalacak" ifadesini kullandı.

’KONTROL KABİLİYETLERİ KAZANDIRACAĞIZ’

EOS ile santral otomasyon sistemlerine yapılan siber ataklara karşı sistemi daha güvenli bir hale kavuşturacaklarını belirten Bakan Dönmez, "En önemlisi de az önce yukarıda saydığım en büyük handikaplarımızdan birini ortadan kaldırarak, hidrolik santral tesislerimize uzaktan izleme ve kontrol kabiliyetleri kazandıracağız. EOS ile endüstriyel tesiste bulunan çeşitli sensörlerden verileri toplayarak, bu verileri tesisin otomatik kontrolünü gerçekleştirmek ve tesisi yönetmek amacıyla kullanacağız. Proje kapsamında alt gruplar tarafından ortaya konulan yazılımsal ve donanımsal birçok ürün bulunuyor. EÜAŞ Elektrik Otomasyon Sistemimiz; EOS donanımları, kontrol bilgisayarları, Scada yazılımları, mühendislik programı, kontrolcü yazılımı, veri iletişimi için ağ altyapısı, iletişim protokolleri, veri tabanları ve siber güvenlik altyapısı olmak üzere farklı öğelerin entegre bir şekilde bir araya getirilmesinden oluşuyor. EOS'da kullandığımız donanım ürünlerinin tasarımları; kavramsal, temel ve detaylı tasarım olacak şekilde dünya çapında kabul görmüş tasarım yöntemleri kullanılarak hazırlandı. Ekran tasarımlarında sadelik ve uzun süre kullanım gibi faktörler göz önüne alınarak kullanıcı dostu tasarımlar devreye alındı" dedi.

’DÜNYADAKİ RAKİPLERİYLE BOY ÖLÇÜŞÜR HALE GELECEK’

Bakan Dönmez, EOS çalışmalarına ilk etapta yazılım, donanım ve siber güvenlik olmak üzere 3 alt grupta toplam 14 kişilik çekirdek bir ekiple başladıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Geliştirme aşamasının ardından imal edilen sistemleri, laboratuvar ortamındaki test düzenekleri ve pilot tesis olarak seçilen Antalya Kepez II Hidroelektrik Santralinde kurarak ilk denemeleri gerçekleştirdik. Kepez II Hidrolik Santral, 2x3 MW kurulu güce sahip küçük boyutlu bir elektrik üretim tesisimiz. Bu yüzden burada sağlayacağımız başarı, daha büyük boyutlu HES'lerimiz için de önemli veriler sağlayacaktı. Pilot çalışmalar kapsamında Kepez II HES için veri listeleri, Scada ekran tasarımları, saha algoritmaları oluşturuldu ve test edildi. Ardından pano montaj proje çizimleri, pano ve saha kablolama, saha montajla ilgili çalışmalar tamamlandı ve Kepez II sahasında başarıyla kurulara sistem devreye alındı. Hamd olsun sistemimiz bugüne kadar sorunsuz bir şekilde çalıştı ve çalışmaya devam ediyor. EÜAŞ'ın TÜBİTAK ile birlikte yürüttüğü bir diğer projesi olan MİLHES'de de geçtiğimiz günlerde sözleşme imzalandı. Sarıyar HES Rehabilitasyon projesi kapsamında düşey tip Francis türbini, hız regülatörü, ikaz sistemi, koruma sistemleri ve tüm diğer yardımcı bileşenler yerli imkânlar kullanılarak en baştan tasarlanıp, üretilecek ve devreye alınacak. EÜAŞ'ın HES'lerde kullandığımız ekipmanların yerlileştirilmesi için başlattığı projelerle toplam 10 milyar dolara varan elektrik üretim ekipmanları ve elektronik komponentler yatırımı yurt içinde kalacak. Bu durum elbette bu alandaki yerli temel ve yan sanayinin gelişimi için de önemli bir motor güç olacak. Bizlere bu gururu, bu sevinci yaşatan EÜAŞ Genel Müdürümüze, yöneticilerine, sahada bu iş için ter döken proje ekiplerimize ve mühendislerimize teşekkür ediyorum. Sizlerin sayesinde enerji teknolojilerinde Türk mühendisliği önemli bir marka olarak dünyadaki rakipleriyle boy ölçüşür hale gelecek. Yürekten inanıyorum ki Türkiye'nin yüksek idealleri, heyecanla, aşkla, şevkle yürüdüğümüz 2023 vizyonumuz sizlerin tutkusu ve enerjisiyle hayat bulacak."

BAKMADAN GEÇME!