Güncelleme Tarihi:
Bakan Bolat'ın NTV'deki açıklamaları şöyle:
Devletin bütün kurumları ve mekanizmaları harekete geçti. 4 yıl geriye baktığımızda olağanüstü şartlardan geçtiğimizi hatırlamamız gerekiyor. Türkiye'nin tedarik ve üretim üssü olduğu anlaşılınca Türkiye'den ithalat yapmaya başladılar. Artan talep azalan arz derken fiyatlarda inanılmaz çıkış trendi görüldü. Keyfi zam yapma eğilimine döndü. Enflasyonist süreç üretici ve satıcılar için de aşırı kar yapma, çok yüksek para kazanma dönemine geçti. Devletin cebri ve güçlü elinin ortada olup piyasaları düzenlemesi gerekiyor.
"FİYATLARA DÜZEN GELECEK"
Keyfiliklerde fiyatı yazmama başlıyor. Hesapla birlikte tartışmalar meydana geliyor. İnsanlar arasında korkunç huzursuzluk oluyor. Fiyat etiket yönetmeliği vardı, hükümleri sıkıştırdık. Kapılarda okunabilir, anlaşılabilir büyüklükte yer alacak. Sonradan içeri girdikten sonra pişmanlık duyma, hesaba karşı tepki gösterme durumları ortadan kalkacak. Daha medeni daha modern anlayışla alım satım işlemi gerçekleşecek. Satıcı istediği zaman zam yapayım, fiyat artırayım rahatlığına kavuşamayacak. Müşteri gördüğü fiyatı zamlı görürse tepki gösterecek. Böylece düzen ve intizam meydana gelecek, kendiliğinden rayına oturacak.
"YANLIŞ UYGULAMALARLA İLGİLİ DÜZENLEYİCİ YÖNETMELİKLER ÇIKARDIK"
Ciddi çok büyük fahiş fiyat artışları oldu. Stokçuluk, karaborsacılık yapma gibi istenmeyen olayları kimi satıcılarda yaygın olduğunu gözlemledik. Rusya-Ukrayna savaşının enerji ve gıdadaki arz kaygıları endişesini yaşadık. Deprem felaketi ülkemizi hem 51 bin canımızı kaybetmekle can evinden vurdu, birçok sektörde inanılmaz dalgaları beraberinde getirdik. Seçim belirsizliği de yaşadık, hükümet 5 yıllık istikrarlı güçlü bir yapıyla göreve gelince yeni bir ekonomi politikasıyla enflasyonla mücadele politikası başladı. Deprem bölgelerinin ayağa kaldırılması çalışması devam ediyor. Her alanda reformist tedbirler alınıyor. Bu tablo karşısında kentsel dönüşüm çalışmaları var. Ticaret Bakanlığı olarak da Hazine Bakanlığı'nın politikalarına destek amacıyla da sektörlerdeki belirsizlik ve yanlış uygulamalarla mücadele için düzenleyici yönetmelikler çıkardık. Başta otomotiv olmak üzere gayrimenkul, hazır beton, mobilya, market indirimlerinde çok ciddi fiyat azalışları gördük. Sene başından bu yana seçimden sonraki süreçte gıda ürünlerinde hiçbir ürünün yokluğunu vatandaşlarımıza göstermedik. Zeytinyağında ciddi fedakarlık yaptık. Şekerde yaptık. Birçok üründe içeride arz azalmasıyla spekülatif fiyat artışlarını görebileceğimiz noktada yüz milyonlarca dolarlık ihracattan fedakarlık ettik. Piyasa normale döndü, istikrar kazandı. Stoklanmış 600 bin otomobil piyasaya çıktı, 6 ay araba bulunamazken 6 saatte aracını teslim alır hale geldi. Başıboşluk ve kaotik piyasa bozucu davranışlara izin vermiyoruz. Devletin verdiği ceza her zaman tahsil edilir.
"DIŞ TİCARET RAKAMLARINI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLAYACAK"
2 Ocak Salı günü dış ticaretle ilgili açıklamaları her yıl geleneksel olarak yaptığımız gibi Cumhurbaşkanımız yapacak. Cumhurbaşkanımız tüm rakamları açıklayacak. Her yıl geleneksel olarak bunu yapıyor. İhracatın artması noktasında bütün destekleriyle yanımızda duruyor. Yıla iyi başlayamadık. Deprem felaketi baş gösterince 6,5 milyar dolarlık ihracat kaybına uğradık. AB durgunluk geçirdi. Küresel talepteki fiyat balonu köpüğü de geriye geldi. Küresel ihracat birim endeksi yüzde 3,7, küresel ithalat birim endeksi yüzde 4,6 düşüş kaydettik.
İSRAİL İLE TİCARET
Türkiye dış politikada saygın ve etkili bir ülke konumuna geldi. Bunu yurt dışı gezilerinde çok net görüyoruz. Türkiye masum insanların Hristiyan da olsa, acımasızca katliamla yok edilmesine asla seyirci kalmıyor. 7 Ekim'de başlayan olaylarda İsrail'in Gazze'yi haritadan silecek şekilde saldırması karşısında dünyada en güçlü sesi çıkardı. BM'den kınayan kararlar kabul edildi. İsrail'e destek 10 ülkeye düştü. İsrail dünya kamuoyunda ağır bir yenilgiye uğradı. Filistin devleti var, ordusu polisi yok, İsrail'in işgali altında. 5 milyona yakın Filistinli yaşıyor. 8 milyon Filistinli var, 7 milyon 150 bin İsrailli var. Malın gitmesi için İsrail yazılması gerekiyor. Onlara giden ticaret de İsrail adıyla gidiyor. Bu ayrımı herkesin bilmesinde fayda var. Türkiye orada garantör olmaya çalışıyor. Devlet şirketleri İsrail'le ticaret yapmıyor. 254 milyar dolar mal ihracatının yüzde 32'si Türkiye'de yerleşik uluslararası üreticiler yapıyor. Bütün bu gerçeklere bakılarak hareket edilmesi lazım. Önemli olan İsrail'in Türkiye üzerinde kurduğu baskıdır. Ticareti de gerilettik bu anlamda.
ASGARİ ÜCRET
2 yıl önce Aralık ayında asgari ücret 2850 liraydı. Ocak'ta 4250 lira, Temmuz'da 5500 liraya, bu yılın Temmuz'unda da 11 bin 402 liraya çıkarıldı. 4-5 kat artış sağlandı. Başta asgari ücret olmak üzere işçi, memur, çiftçi kesimine enflasyon üstünde gelirini artırmayı devam ettirdi. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyecek, işverenler açısından da komşu ve rakip ülkelerdeki maliyet şartları dikkate alınarak dengeleri bozmayacak bir rakam çıkacaktır diye ümit ediyorum. Hükümetimiz uygun, makul, dengeli asgari ücretin belirlenmesini başaracaktır.