Güncelleme Tarihi:
Son birkaç yılda dünyanın değişik ülkelerinde patlak veren son olarak da Türkiye'de şiddetle hissedilen finansal krizin bunun bir örneği olduğuna işaret eden Bahçeli, bu krizin etkisinin sadece mali sektörle sınırlı kalmayıp reel sektörü de kapsayarak ülke ekonomisi açısından telafisi zor bir maliyete ve toplumun genelinde bir refah kaybına yol açtığını kaydetti.
İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) İzleme Komitesi'nin 17. Toplantısı'nın açılış oturumunda konuşan Bahçeli, sınırları kapatarak küresel dinamiklerin olumsuz etkilerinden kurtulmanın mümkün olmadığını, kendimizi bütünüyle açarak küreselleşmenin faydalarını bir an önce elde etmeyi de umamayacağımızı ifade etti.
Bahçeli, şunları söyledi: "Yerel ekonomilerimizi küresel bir çağda refah yolunda ilerletmenin hikmetini keşfetmek zorundayız. Bu açıdan bakıldığında Müslüman ülkeler arasında işbirliği daha büyük bir önem kazanmaktadır. Zira küreselleşmenin olumsuz bir etkisi olarak kabul edilen yeknesak, toplumlar arası ve kültürler arası farklılıkları gözetmeyen standard kalkınma reçeteleri özellikle gelişmiş ülkelerin dışındaki dünyada çok başarılı örnekler ortaya koyamamıştır.
Yeryüzünün her yerinde aynı ölçüde geçerli akılcı ve uygulanabilir tek bir kalkınma modeli olabileceği varsayımının yanlışlığı bugün artık ampirik olarak da gözlenebilmektedir. Tekdüze kalkınmacı reçetelerin uygulandığı yarım yüzyılda maalesef yoksul ülkelerle zengin ülkeler arasındaki refah farkı hızla artamaya devam etmiştir."
DAHA YAKIN İŞBİRLİĞİ İHTİYACI
Küreselleşme sürecinin hızlanarak yaygınlaşmasının, toplumların ve kültürlerin farklılıklarını kabul eden kalkınma önceliklerini kendi değer sistemleri çerçevesinde meşrulaştıracaklarını teslim eden yaklaşımı öne çıkardığını söyleyen Bahçeli, "İslam ülkeleri bu olumlu yaklaşım çerçevesinde bakıldığında küreselleşme çağında birbirleriyle daha yakın işbirliği ihtiyacı duymalıdır" dedi.
İSEDAK ve İslam Konferansı Örgütü bünyesinde kurulmuş olan diğer organların bu dönüşümün arandığı mekanlar olması gerektiğine inandığını ifade eden Bahçeli, küreselleşme sürecinin sunduğu fırsatlar iyi değerlendirildiği takdirde büyük ekonomik yararlar sağlanabileceğini vurguladı.
İSEDAK bünyesinde ele alınan Eylem Planı ve uygulama mekanizmasının geçmiş yıllardaki performansı dikkate alındığında maalesef umulanı vermediğine işaret eden Bahçeli, uygulama mekanizmasını daha sağlıklı işleyen etkin bir yapıya kavuşturmanın, küreselleşme sürecine adapte olmada İslam ülkeleri arasındaki işbirliğini daha akılcı bir temelde geliştirmek için ön koşul olduğunu kaydetti.
Bahçeli, "6 yıl önce kabul edilen Eylem Planı'nın hala somut bir faydaya dönüşmemesi, uygulama ve izleme mekanizmasının gözden geçirilmesi için yeterli sebep teşkil etmektedir" dedi.
"ÖZEL SEKTÖRE DAHA ÇOK AĞIRLIK VERİLMELİ"
Bahçeli, özellikle Eylem Planı'nın hayata geçirilmesinde uygulama ve izleme mekanizmasını yeniden düzenlerken özel sektöre daha çok ağırlık vermek gerektiği inancında olduğunu bildirdi.
Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye içinde bulunduğumuz bu tarihi değişim sürecinde dış dünya ile ilişkilerini her alanda güçlendirmeye ve çeşitlendirmeye çalışmaktadır. Bu vizyon içinde tarihi, manevi ve kültürel bağlarla bağlı bulunduğumuz İslam dünyasının önemli bir yeri bulunmaktadır. Türkiye İKÖ ve İSEDAK'ın başarılarını daha ileriye götürmek için kardeş üye ülkelerle birlikte mümkün olan her türlü çabayı göstermeye davam edecektir."