A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2006 16:01
Standart Kimya'ya verilen teminat mektubuyla Adabank'ı zarara uğrattıkları iddiasıyla yargılanan bankanın 2 eski yöneticisi 7 yıl 6'şar ay, Bahattin Uzan'ın da aralarında bulunduğu 6 kişi de 5 yıl 10'ar ay hapis cezasına çarptırıldı.
İİstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, İmar Bankası davası kapsamında tutuklu bulunan bu davanın tutuksuz sanıkları Bahattin Uzan, Mustafa Akar ve Tacettin Pak ile tutuksuz sanıklardan İhsan Canarslanlar, Okay Öztürk ve Nurettin Sivlim katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Bahattin Uzan, Standart Kimya Şirketi'nin 28 Ocak 2003 tarihinde kurulduğunu ve bu şirketin kurulabilmesi için gerekli sayının tamamlanması amacıyla 5. ortak olduğunu anlattı.
Kısa bir süre sonra şirketle ilgili tüm işlemleri yapması amacıyla yetkilerini Kemal Uzan'a devrettiğini ve bundan sonra da şirketle ilgilenmediğini savunan Uzan, şirketin girdiği ihaleye ilişkin de bilgisinin bulunmadığını kaydetti.
Şirketin yüzde 49 hissesinin Kemal Uzan'a, yüzde 24'er hissesinin de Cem ve Hakan Uzan'a ait olduğunu, kendisinin yüzde 1 hissesinin bulunduğunu belirten Bahattin Uzan, “Alınan
kredi benim için verilmemiştir. 10 milyon dolarlık kredi, bir emekli maaşı olan insana verilmez. Kemal, Cem ve Hakan Uzan, o dönemde vergi sıralamasında ilk sıralarda yer alıyordu. Bahattin Uzan ise sıfırıncı” dedi. Bahattin Uzan, beraatına karar verilmesini talep etti.
Diğer sanıklar da, haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, beraat kararı verilmesini istediler.
Verilen aradan sonra kararı açıklayan mahkeme heyeti, suç tarihinde Ali Cenap Ermutlu'nun Adabank Yönetim Kurulu Başkanı, İhsan Canarslanlar'ın da bankanın Genel Müdürü olarak görev yaptıklarını bildirdi.
Petkim Petro Kimya Holding A.Ş'deki kamu paylarının özelleştirilmesi ihalesine katılan Standart Kimya Petrol ve Doğalgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'ne Adabank'tan 10 milyon dolarlık teminat mektubu verdiğini belirten mahkeme heyeti, söz konusu teminat mektubuna karşılık bankada bulunan rehinin 7 Temmuz 2003 tarihinde banka yönetim kurulunca çözüldüğünü anlattı.
Bankanın TMSF'ye geçmesinin ardından Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'nin başvurusu üzerine teminat mektubunun bedelinin ödendiğini belirten mahkeme heyeti, kararını şöyle sürdürdü: “Bu bedelin, bankanın zararı olarak Türk toplumunun üzerine yıkılması sonucunu doğurduğu, böylece sanıkların banka dışı 3. kişi olan Standart Kimya Petrol ve Doğalgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş lehine ve onun varlığında artış meydana getirecek şekilde adiyen zimmet suçunu işledikleri subuta ermiştir.”
Ermutlu ve Canarslanlar'ı 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 22. maddesinin 3. fıkrası uyarınca “zimmet” suçundan 9'ar yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, bu cezayı sanıkların duruşmalardaki saygılı tutumunu göz önüne alarak 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çevirdi.
Olay tarihinde sanıklardan Bahattin Uzan'ın Standart Kimya Petrol ve Doğalgaz Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, Tacettin Pak, Mustafa Akar, Nurettin Sivlim ve Orhan Atabay'ın bankanın yönetim kurulu üyeleri, Okay Öztürk'ün krediler müdürü olduğunu belirten mahkeme heyeti, aynı gerekçelerle sanıkların ”adiyen zimmet” suçunu işlediklerinin anlaşıldığını bildirdi.
Pak, Akar, Sivlim, Atabay, Öztürk ve Uzan'ı olayın özelliği, bankanın uğradığı zararın büyüklüğü, sanıkların bankadaki konumlarını göz önüne alarak alt sınırdan ayrılarak 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 22. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 7'şer yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, sanıkların bu cezasını duruşmalardaki saygılı tutumlarını göz önüne alarak 5 yıl 10'ar ay hapis cezasına indirdi.
SANIKLARDAN 14 MİLYON 60 BİN 730 YTL'DE TAZMİN EDİLECEK Mahkeme heyeti ayrıca, 10 milyon doların suç tarihi itibariyle
Merkez Bankası efektif satış kurundan hesaplanan karşılığı olan 14 milyon 60 bin 730 YTL banka zararının da cezaya çarptırılan sanıklar tarafından tazmin edilmesine hükmetti.
Davanın sanıklarından Kemal ve Yavuz Uzan'ın yurtdışına kaçtıklarını, haklarındaki gıyabi tutuklama kararının infaz edilemediğini, uluslararası düzeyde “kırmızı bülten” ile aranmalarına rağmen yakalanamadıklarını belirten mahkeme heyeti, bu nedenle sanıkların savunmalarının ve delillerinin tespit edilemediğini bildirdi.
Mahkeme heyeti, bu sanıklar hakkındaki dava dosyasının ayrılmasına, haklarındaki gıyabi tutuklama ve “kırmızı bülten”in infazının beklenmesine karar verdi.