Güncelleme Tarihi:
TURİSTİK Restoran İşletmecileri Derneği (TURİD) Başkanı ve İstanbul’daki Sunset Gril Bar’ın sahibi Barış Tansever, 19 Temmuz’da sigara yasaklarının yaygınlaşmasıyla birlikte çelişki yaşamaya başladığını söyledi. Tansever, “Babam Mümin Tansever’i 1994 başlarında,
55 yaşındayken sigaradan kaybettim. Şimdi hem restoran işletmecisi, hem de TURİD’in
Başkanı olarak, sigara yasaklarının böylesine sert şekilde yaygınlaşmasının doğru olmadığını savunmak durumunda kaldım” dedi. Tansever, yasakları uygularken Türkiye nüfusunun yüzde 30’unun sigara içtiğini dikkate almak gerektiğini savundu.
Takemura mönüsü
Barış Tansever, 2006’dan beri “konuk şef” olarak zaman zaman birlikte çalıştığı Londra’daki Nobu Restoran’ın aşçısı Hiroki Takemura’yı tümüyle transfer etmesi sonrasında, onun hazırladığı mönüyü tanıtmak üzere düzenlediği sohbet toplantısında, sigara yasaklarının bedelini restoran işletmecilerinin ödediğini savundu. Tansever, kararı babası sigaraya kurban gitmiş bir insan olarak yasakları bir taraftan doğru bulduğunu belirterek, “Ancak, Türkiye’de sigara kullanan nüfusun yüzde 30’luk bölümü ne olacak? Üstelik karar Avrupa Birliği (AB) ditektifi de değil” diye sordu.
İspanya modeli istedi
Tansever, TURİD yönetimi olarak, yasakların yaygınlaşmasından kısa süre önce Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı ziyaret ettiklerini vurgulayarak, şunları anlattı: “Sayın Bakan’a dünyadaki durumu, özellikle İspanya modelini anlattık. İspanya’da büyüklüğü 100 metrekarenin üzerinde olan restoranlarda yüzde 30’luk bir alan tümüyle kapatılarak, diğer müşterileri hiçbir şekilde rahatsız etmeyecek şekilde sigara içenlere ayrılıyor. 100 metrekareden küçük yerlerde karar işletme sahibinin insiyatifine kalıyor. İsteyen, ‘Burası sadece sigara içenlere açıktır’ diyebiliyor.”
Yunanistan’da da sigara yasaklarının İspanya’dakine benzer şekilde uygulandığını ifade eden Tansever, şunları dile getirdi: “Biz bu örnekleri ortaya atınca, ‘ya pasif içici durumundaki garsonlar ne olacak’ sorusunu gündeme getiriyorlar. Kimse Türkiye’de sigara kullanmayan garson bulmanın ne kadar zor olduğunun farkında değil. Madem bu konuda garsonların sağlığını da düşünüyorlar, peki kömür madenlerinde çalışanların soluduğu zehir ne olacak? Şimdi yaz olduğu için sigara yasağının yaygınlaşmasının restoranları nasıl olumsuz etkilediği tam hissedilemedi. Kışın her şey daha net ortaya çıkacak. Hükümet, İspanya ve Yunanistan örneğini inceleyerek, kararı gözden geçirmeli.”
1 milyon 100 bin kişi ekmek yiyor
TÜRKİYE’deki restoranlarda doğrudan 400 bin kişinin istihdam edildiğine dikkat çeken Barış Tansever, şu bilgileri verdi: “100 bin dolarlık sanayi yatırımıyla 1 kişi istihdam ediliyor. Aynı rakam restoranlarda
10 bin dolara düşüyor. Yani, 10 bin dolarlık restoran yatırımı en az 1 kişiye istihdam kapısı açıyor. Türkiye’de
700 bin kişinin restoranlar üzerinden
dolaylı şekilde geçindiği dikkate alındığında, bu sektörden ekmek yiyenler 1 milyon 100 bine çıkıyor. İstihdamda otomotivi 4-5’e katlıyoruz. Bizim sektörü olumsuz etkileyen kararlar alınırken, işin istihdam yönü de dikkate alınmalı.”
Rakibimiz devlet
TURİD Başkanı Barış Tansever, restoran işletmecilerinin en büyük rakibinin devlet olduğunu savunarak, şunları söyledi: “Bir yandan sigara yasağının keskin bir şekilde devreye soktular, diğer taraftan lüks restoranların KDV’sini yüzde 8’den 18’e çıkardılar. Oysa başta Fransa olmak üzere, bazı ülkelerde krizde canlılık sağlamak üzere KDV oranlarını düşürdüler.”
En zengin Türkler bile dışarıda yemeğe para harcamak istemiyor
SUNSET Gril Bar’a yılda 200 kez giren müşterilerinin bulunduğunu vurgulayan Barış Tansever, lüks restoran müşterilerinin davranışlarını şöyle ortaya koydu: “Aslında en zengin Türkler, öyle göründüğü ve sanıldığı kadar ev ve işyeri dışında yemek yemeye para harcamak istemiyor. Kimi göze batmaktan çekiniyor, kimileri de, ‘verdiğim paranın karşılığını alabiliyor muyum’ tereddüdü yaşıyor. Çoğu yurtdışına çıktığında restoranlarda daha fazla para harcıyor.”
Avrupa’da 1000 Euro olan Petrus bizde 8 bin 500 Euro’ya çıkıyor
BARIŞ Tansever, Türkiye’de şarap üzerindeki vergilerin yüksekliğine dünyanın en yüksek fiyatlı şaraplarından Petrus üzerinden örnek verdi:
Diyelim ki, 1000 Euro’luk ortalama bir Petrus’u Türkiye’ye ithal edeceğiz. Kafadan, daha kapıda yüzde 50 ithalat vergisi biniyor, fiyat 1500 Euro’ya çıkıyor.
Yine diyelim ki 10 şişe Petrus getirdik, bunun 3-4 şişesini ilgili kamu kurumları “örnek” olarak alıp tahliller yapıyor, onan sonra izin veriyor. Böylece kalan şişelerin maliyeti 1600 Euro’ya yükseliyor.
Üstüne yüzde 63.5 ÖTV eklenince bir şişe Petrus 2 bin 600 Euro’yu buluyor.
Bu aşamada doğal olarak yüzde 30 ithalatçı kârı ekleniyor, fiyat 3 bin 500 Euro’ya yükseliyor.
Sıra yüzde 18’lik KDV’ye geliyor. O da eklenince Petrus, restoranın kapısından içeri 4 bin 200 Euro’luk fiyatla giriyor.
Dünyadaki uygulamalara göre restoranlar pahalı şarabı 2.5 katı, ucuzları da 3-3.5 katı fiyatla satar.
İnsaflı davranıp biz Petrus’u 2 kat fiyatla müşteriye sunacak olsak, 8 bin 500 Euro fiyat çekmemiz gerekiyor.
Türkiye’de kaç kişi fiyatı 8 bin 500 Euro olan Petrus’u içmek isteyebilir?
Fransa, İspanya ve İtalya gibi turizmdeki rakiplerimiz şarap ithalatında “sıfır” vergi uyguluyor.
Keşke TMSF’den aldığım Uzan şaraplarının hepsi Petrus olsaydı
BARIŞ Tansever, bir soru üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) sattığı Uzanlar’dan kalma şaraplardan 1000 şişeyi kendisinin aldığını hatırlatarak, şunları dile getirdi: “Aldığım şarapların bir bölümü Petrus’tu ve onlara 1000 Euro ödedim. Dolayısıyla restoranda 2 bin 500 Euro’ya müşteriye sunma fırsatı yakaladım. Şimdi, ‘Keşke Uzan şaraplarının hepsi Petrus olsaymış’ diyorum.”