Güncelleme Tarihi:
Babacan, Stratejik Düşünce Enstitisü (SDE), Global Ekonomik Kriz ve Türkiye’ye Yansımaları Paneli’nde yaptığı konuşmada, banka denetimleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de her bir banka, her ay bağımsız iki kanaldan, stres testine tabi tutuluyor.
En ufak bir risk alanı oluştuysa, daha baştan uyarılıyor. Bu adımları atarsanız, bunu baştan önlemiş oluruz. Bankalar da bu konuda çok titiz. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Merkez Bankasından bankalara giden uyarılar anında uygulanıyor. Bu durum, 2000 ve 2001 krizinin acılarını derinden duyulmasının bir sonucu.”
Doğruyu yapmalıyız
Hem kamu borç stoku, hem de bankacılık tarafında, Türkiye’nin bünyesinin sağlam olması nedeniyle, krizden Türkiye’nin diğer ülkeler kadar etkilenmediğini anlatan Babacan, şunları söyledi: “Tek bir bankaya, tek bir kamu desteği yapmak zorunda kalınmadı.
Garanti sistemi bile değiştirilmedi. AB 27 ülkeleri garantileri yükseltti. Münferit ülkeler çok daha uç şeyler yaptı ve yüzde 100 garanti vermek zorunda kalındı. Bu da yetmedi 2008, 2009’da kefiliz dediler. Ama kefiliz diyen ülkelerin mali bünyesi sorgulandığı için, ben kefilim diyenin, sağlamlığı da sorgulanmaya başladı. Risk primleri çok yükseldi. Avrupadaki ülkelerin faizlerine bakıyorsunuz, Alman tahvillerinde olan faiz farklarına bakıyorsunuz, yüksek seyrediyor. Böyle bir dönemde, mutlaka doğruları yapmak gerekiyor.”