Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Gayrimenkul Fuarı MIPIM için Cannes'da Türk gazetecilerle bir araya gelen Ali Babacan, cari açığın ocak ayında son yıllarda görülen en düşük seviyede gerçekleştiğini, turizm verilerinin yenilenmesiyle birlikte 2-2,5 milyarlık düzeltme geldiğini anlattı.
Babacan, “Bu yıl içerisinde bizim orta vadeli programımızda öngördüğümüz cari açık rakamının hala gerçekçi olduğunu düşünüyoruz. Geçen sene istisnai bir şekilde iç talep gerilince, dış talebin katkısı artı ama iç talebin de küçük bir eksi katkısı var. Yüzde 2 küsur büyüme göreceğiz geçen yıl için. Rakamı da bu ay sonunda TÜİK açıklayacak. Tam rakamı o zaman öğreneceğiz” dedi.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BABACAN MIPIM FUARINI GEZDİ / FOTO GALERİ
2013'te büyümenin yarısının iç talepten, yarısının da dış talepten geleceğinin altını çizen Babacan, iç talepte 2012'ye oranla bir miktar canlanmayla birlikte bunun cari açık üzerinde ufak bir etkisi olabileceğini, 2013'te 2012'ye oranla bir miktar yüksek cari açık olabileceğini, bunun da herkesin beklediği bir gelişme olduğunu söyledi.
Ali Babacan, devamla, “Orta uzun vadede cari açığımız sürdürülebilir seviyelerde gerçekleşsin diye cari açıkla ilgili aldığımız kalıcı yapısal tedbirlere de hızla devam edeceğiz” dedi.
“Türkiye farkındalığı sağlanmalı”
Yabancı yatırım kuruluşlarının Türkiye'ye ilgilerinin sorulması üzerine ise Babacan, bugün itibarıyla Türkiye'ye yatırım yapmış ve yapmamış kuruluşlara bakıldığında dünyada henüz Türkiye'ye yatırım yapmayan çok sayıda fon olduğunu, Türkiye'ye ilgileri olduğunu ama henüz adım atmadıklarını, Türkiye farkındalığı sağlamanın çok önemli olacağını söyledi.
Türkiye'nin, istikrar, güven ortamı devam ettikten sonra, hem getirinin iyi olduğu, hem de istikrarın olduğu az sayıda ülkeden birisi olduğunu dile getiren Ali Babacan, ayrıca, gayrimenkul piyasasına yönelik olarak finansal enstrümanların biraz daha geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, Borsa İstanbul başta olmak üzere, SPK ve sektörle beraber finansal enstrümanların çoğaltılıp yatırımcıya kolay alabilecekleri öneriler sunulmasının faydalı olacağını anlattı.
Türkiye'de hukuki belirsizliklerin biraz endişe kaynağı olduğunu, yargı süreçlerinin çok uzun olması, sonuçların öngörülmesinin bazen güç olmasının, sadece uluslararası yatırımcılar için değil kendi iş dünyamız için de önemli bir konu olduğunu aktaran Babacan, dördüncü yargı paketinin Meclis'e gönderildiğini ve bundan sonra yargıyla ilgili atılacak adımların ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması olduğunu vurguladı.
İstanbul'da faaliyet gösterecek bir Tahkim Merkezi kurulacağını ve ilgili yasanın hazır olduğunu dile getiren Babacan, “Özel sektör yönetiminin ağırlıklı olduğu Tahkim Merkezi diye yeni bir yapı kuruyoruz. Mahkemelere gitmeden özel sektörün yine özel sektör tarafından yönetilen merkezde sorunların ve ihtilafların çözülmesi için... Bu, mahkeme yolunu kapatmaz ama en azından iki taraf da arzu ediyorsa çözüm üretilebilir diye düşünüyoruz” dedi.
Yatırım yapanlara oturma izni
Türkiye'de yatırım yapanlara oturma izni ve vatandaşlık verilmesi konusunda bir soru üzerine Babacan, Türkiye'den ciddi bir rakama ev alan ve yılın 1-2 ayını Türkiye'de geçirmek isteyenlere oturma izni konusunda daha toleranslı olunması gerektiğini, yatırım yapan kişilerin özellikle iş insanı kimliği bulunabileceğini de belirterek, “Onların Türkiye'ye daha çok gidip gelmesi, daha çok iş getirecektir, ekonomiye katkısı olacaktır. Bununla ilgili çalışma başlattık” ifadesini kullandı.
Babacan, “'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olayım, Türk pasaportu taşıyayım' şeklinde çok ciddi ilgi ve alaka var. Çünkü o ay yıldızlı pasaportun çok geniş bir coğrafyada nasıl kapı açtığını görüyoruz. Gelişmiş ülkelerin bu konuyla ilgili uygulamaları var. Önce oturma izni sonra çalışma izni arkasından vatandaşlık oluyor, ancak sırayla... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının da kıymetini bilmemiz lazım. Herkese dağıtılacak bir şey değil, dikkatli olmamız lazım” diye konuştu.
“Merkez Bankası ve İMKB yerinde kalacak”
Merkez Bankası'nın İstanbul'a, İMKB'nin de Ataşehir'e taşınacağına yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Ali Babacan, öncelikle İMKB'nin yeni adının Borsa İstanbul olacağını, ilgili kanunun çıkarıldığını, ana sözleşmenin tamamlanarak yürürlüğe girmesi ve SPK'nın onayıyla İMKB'nin, Borsa İstanbul olacağını anımsattı.
Ali Babacan, şöyle konuştu:
“Borsa İstanbul'un şu anki mevcut, yani İMKB'nin yerinde devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. İleride, 5-10 sene sonra ne olur bilemiyorum ama mevcut yer gayet güzel. Ayrıca, Ataşehir'deki finans merkezinde satın alma yapmadılar. Son parseli Merkez Bankası satın aldı. Mevcut arsalarını temettü olarak Hazine'ye devredecekler, Ataşehir'deki arsayı alacaklar, bir bakıma iki arsayı takas etmiş oluyoruz ama şu andaki plan oranın yine Merkez Bankası'nın İstanbul Şubesi olması yönünde... Merkez Bankası'nı İstanbul'a taşımakla ilgili aldığımız bir karar yok. Bugün itibarıyla Merkez Bankası ve Hazine'nin Ankara'da birbirleriyle sık görüşüyor olmasının faydası var.”
Ali Babacan, İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin 2009'da açıkladığında aslında İstanbul'un tümünü finans sektörü açısından bölgesel merkez yapılmasının amaçlandığını belirterek, “Şehrin tümünü 2023 itibarıyla dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri haline getirmek. İstanbul çok büyük bir şehir, beş tane ayrı ayrı merkez de kursak kaldırır” dedi.
Gayrimenkul ve finans sektöründe ne gibi enstrümanların gündeme geleceği sorusunu yanıtlayan Babacan, varlığa dayalı menkul kıymet piyasasının çok geniş olduğunu ifade etti.
“Standartlaştırılmış ipoteğe dayalı konut kredilerinin yine apayrı işleri var. Bunları dikkatli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bizim SPK ile sektörün çok yakın çalışması gerekiyor. Yani o alanı insan kaynağı, yasal çerçevesi ve kurumsal yapısıyla bir bakıma sıfırdan ele aldık” diyen Babacan, olumlu sonuçların alınacağını ve İstanbul'un uluslararası finans merkezi olması için yakışan alt yapının hızla kurulduğunu ifade etti.