Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2006 00:00
Ekonomide yeni bir kriz olasılığını değerlendiren Ali Babacan, ’Dalga gelecek’ diye kesin konuşanların çok büyük hata yaptığını ileri sürerek, "Artık Türkiye ekonomisi için korkacak bir şey yok" dedi. Babacan, Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının 2009 İstanbul vizyonunun bir parçası olduğunu söyledi.
DEVLET Bakanı Ali Babacan, ekonomide yeni bir kriz olasılığını değerlendirirken, "Artık Türkiye ekonomisi için korkacak bir şey yok" dedi. Babacan NTV’nin canlı yayınında soruları yanıtlarken, "Risk her zaman vardır. Dünya ekonomileri zor bir dönemden geçiyor. Petrol fiyatları üç kattan fazla arttı. Enflasyon riskleri yükseldi. Ancak ’Dalga gelecek’ diye kesin konuşan çok büyük hata yapıyordur" diye konuştu. Tedbir alınmasının ve dalga gelmesi durumunda kimsenin canının yanmamasının önemli olduğunu belirten Babacan, 2004 bahar ayları ile bu yıl mayıs ayında yaşanan dalgalanmanın Türkiye ekonomisini test ettiğini ifade etti.
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINDI: Dalgalı kur rejiminin şokun etkilerini emdiğini kaydeden Babacan, şöyle konuştu: "Artık Türkiye ekonomisi için korkacak bir şey yok. Yolculuğa çıkıyorsunuz, risk yok diyemezsiniz. Ama bu yolculukta gerekli tüm tedbirleri aldıysanız, emniyet kemerinizi bağladıysanız, hız limitine uyuyorsanız, kurallara uygun bir şekilde arabanızı kullanıyorsanız o zaman korkacak fazla bir şey yoktur. Ama risk alırsanız Allah korusun o zaman kazaların da önü her zaman açık."
ENFLASYON TEK HANE OLABİLİR: Yıl sonu enflasyonunun tek haneli olmasını beklediklerini vurgulayan Babacan, "Dalgalanmada açıkçası bizim de tahminlerimiz bu yıl içinde iki haneli bir enflasyonu olası gösteriyordu. Bugün itibariyle baktığımızda çok yüksek bir ihtimalle bu senenin enflasyonu tek haneli çıkacaktır. Piyasa beklentileri de çift haneden tek haneye döndü" dedi.
DALGANIN CARİ AÇIK ETKİSİ: Analizlerin bu seneki cari açık rakamının da geçen seneyle mukayese edilebilir düzeyde olacağını gösterdiğini belirten Babacan, "Son dalgalanmadan önce yani Türk Lirası daha değerliyken bir miktar daha fazlaydı. Dalgalanmanın cari açık konusunda da bir miktar faydası oldu. Ama cari açık problemini çözecek diye bir şey yok. ’Kur şöyle olacak, cari açık kapanacak’; böyle bir şey olmayacak. Kimse böyle bir şey beklemesin. Çözüm yapısal" diye konuştu.
Merkez Bankası bağımsız ama biz İstanbul’a taşırızMERKEZ Bankası’nın taşınması tartışmalarını değerlendiren Babacan, bunun 2009 İstanbul vizyonunun bir parçası olduğunu söyledi. IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul’da yapılacağını kaydeden Babacan, toplantıların bir ülkede yapılmasının asırda bir ya da iki kez görüldüğünü vurguladı. "Merkez Bankası, tarihinin hiçbir döneminde aldığı kararlarda, bizim dönemimizdeki kadar bağımsız olmamıştır" diyen Babacan, şu değerlendirmede bulundu: "Bağımsız olması izole edilmiş kurum olduğu anlamına gelmez. İstanbul konusu siyasi karardır. Operasyonel bağımsızlık içinde bir konu değildir. TBMM yasal düzenlemeyi yapar. Kurumların değil Meclis’in iradesidir. Ama kurumları hiç dinlemeden, ’Ben böyle istiyorum böyle olsun’ diye de tavır almaz." Merkez Bankası’nın taşınmasının olgunluktan uzak ve duygusal bir yaklaşımla tartışıldığını savunan Babacan, "Ankara, Türkiye güçlü olursa güçlü olur. Ankara’nın gücü devlet kurumlarından gelmez" dedi. Merkez Bankası’nın hangi birimlerinin kalıp hangi birimlerinin gideceğine ilişkin değerlendirme yapılacağını ifade eden Babacan, "Finans operasyonunun bir kentte toplanmasının avantajları çok büyük. Halk Bankası, Ziraat başladı. Merkez Bankası’nın belki lojistik açıdan değerlendirmesi gerekecek" diye konuştu.
Bölgesel kalkınma AB için kilit nokta
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu, bölgesel kalkınmanın AB’ye uyum ve üyelik sürecinin kilit aşamalarından biri haline dönüştüğünü işaret ederek, bu yüzden artık kalkınma planları hazırlanırken, bölgelerin potansiyeli ve yapısını dikkate alan yeni bir anlayış geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, TEPAV’ın düzenlediği, Yerel Medya Eğitim Projesi semineri tanıtım toplantısında konuştu. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ihtiyacı yerel rekabet avantajlarını küresel başarılara dönüştürmek olduğunu söyleyerek, yerel fırsatlardan yararlanarak, küresel rekabete katılan firmaların başarılı olduğuna işaret etti. Türkiye’nin şu anda AB’yle müzakere konularının belli bir sırayla incelenmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, her bir başlık için önce genel daha sonra bölgesel ve yerel bir strateji tasarımı geliştirilmesini zorunlu kıldığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu, strateji tasarımlarında, bürokrasinin tek başına oluşturup yürütmeye çalıştığı geleneksel yöntemin terk edilmesi gerektiğini söyledi.