Güncelleme Tarihi:
ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan hemen sonra profesyonel iş hayatına atıldı Bahar Alan. 20 yıllık kariyer geçmişinde Türkiye’nin önde gelen kurumlarında çalışan Alan, aile şirketlerinde çalışmaya başladıktan sonra hayalinin peşinden gitti. Sağlıklı yaşam biçimini benimseyen Alan, üretim konusunda kendini geliştirdiği dönemde Ayvalık’ta bir zeytin bahçesi aldı. Kurduğu marka Nova Vera, 3 yılda da emin adımlarla yol aldı. Dünyanın en zengin zeytin ağacı varlığına sahip 2’nci ülkesi Türkiye’den dünya çapında bir zeytinyağı markası çıkabilecek mi konusunu ve marka hikayelerini Bahar Alan’la konuştuk...
ZEYTİNİMİZ ÇOK DEĞERLİ
Zeytinyağı üretimi ve marka yolculuğu hobi gibi mi başladı?
Sağlığa olan ilgimden dolayı zeytinyağı işi beni çekiyordu. Ama tam hobi gibi değil. Bundan 3 yıl önce Ayvalık’ta zeytinlikler aldık. 2016’da Ayvalık’ta zeytin bahçemizi en iyi şekilde değerlendirmeye odaklandım.
Zeytinyağı üretimi ve tüketimi düşük. Üstelik dökme zeytinyağı ihracatı yaparken bir türlü markalaşamamış durumda Türk zeytinyağı. Siz bu tabloda kendinizi ve markanızı nasıl konumlandırdınız?
Hâlâ Türkiye’de zeytinyağı tüketimi bazı illerle sınırlı. Hem üretim hem de pazarlamada yapılacak çok nokta olduğunu gördük. Zeytin ağacının bakımından, hasat sırasında dikkat edilecek unsurlara ve sıkma işine kadar yapılacak çok şey vardı. Ben de zeytin konusunda eğitimleri aldım hem Türkiye’de hem de yurtdışında. Amerika’da zeytinyağı üretimiyle ilgili eğitimlere gittim.
10 MİLYON TL YATIRIM
Zeytinyağı üretimi sürecinde en önemli noktalar neler?
Zeytinyağının 3 düşmanı var. Hava, ısı ve güneş ışığı. Bunlara maruz bırakmadan sıkma işlemini yapmak gerekiyor. Ayrıca zeytinleri toplama işleminden 4 saat sonra sıkmaya çalışıyoruz. Hava soğuksa 4 saat olmasına gerek kalmayabilir. Zeytinlerin fermente olmamasını sağlamak gerekiyor. Zeytinleri fabrikaya soğuk zincirle taşıyoruz. Tesisimizi kurduk. Kendi zeytinlerimizi işliyoruz. Taş baskı yöntemi de en iyi yöntem olarak gösterildi uzun süre, hala da bunu söyleyenler var. Ancak bu yöntemde tam hijyen sağlamak mümkün değil kalıntılar oluyor. Bu yüzden de özel bir teknoloji kullanıyoruz.
Fabrikanıza ne kadar yatırım yaptınız?
Yeni fabrikaya 10 milyon liralık yatırım yaptık. Şişelerimizi ise İtalya’dan alıyoruz. Maalesef Türkiye’de renkli şişe yok. Biz kapağımızla da şişelere tekrar dolumu engelliyoruz. İçki şişeleri gibi. İspanya ve İtalya’da da bu mecbur.
KORE VE İNGİLTERE PAZARI
Çok sayıda yarışmada birincilik almışsınız yurtdışında. Bu sizin ihracatınıza yardımcı oldu mu?
4 ülkeye ihracat yapıyoruz. Amerika, Norveç, Hollanda ve Japonya. Bu ödüller bize bu ülkeleri getirdi. Japonya’dan çok iyi sonuçlar aldık. Japonya’da marketlere satıyoruz. Küçük şişelerde de istiyorlar. Çocuk ve cilt için özel ürün talepleri alıyoruz. Biz 250-500 ml’lik zeytinyağlarımızla girdik Japonya pazarına. Amerika’da da organik marketlerdeyiz.
Çocuklara özel üretim yaptınız. Buna neden gerek duydunuz?
- Çocuklar gelecekte bu yağı daha çok tüketecek. Bizim hedefimiz sağlık, ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi. Çok küçük yaşlardan itibaren bu alışkanlığı elde ettirmek istiyoruz. Eğlenceli bir etiket yaptık. Çocuklar acı ve kalıcılığı sevmiyorlar. Tadı çocukların yiyebileceği düzeyde olsun istedik. Ar-Ge yaptık. Marketlere girmeye başladık.
Bazı ülkelerde Yunanistan ve İtalya gibi zeytin çeşidine göre zeytinyağlar ayrılıyor şarap gibi... Türkiye’de bu mümkün mü?
İtalyanlar çeşitleri işliyor. Türkiye’de 2-3 çeşit biliniyor. En iyi Ayvalık biliniyor. Memecik çeşidi biliniyor. Yabancılar bizim yarışmalarda bu çeşitleri öğrendi. Biz Trilye çeşidini öne çıkardık. Bu yıl Uslu çeşidini ve Tekir çeşidini de işledik. Japonya’da Uslu çeşidiyle altın madalya aldık. Doğru şekilde işlersek iyi sonuçlar alınıyor. 90’a yakın çeşidi var zeytinin. Her biri iyi değerlendirilebilir.
Yurtdışında Michelin yıldızlı şeflerle bir tanıtım çalışmanız olacak mı?
Bu Türkiye zeytinyağının tanıtımı için çok değerli. Bizim derece aldığımız yarışmalarda bu kişiler var ve izliyorlar. Biz Michelin yıldızlı restoranların şeflerine ulaşmayı hedefliyoruz. İtalya’da yağa göre yemek yapan şefler var.
Zeytinyağı kozmetikte de kullanılıyor. Var mı bu alanda da bir üretim hedefiniz?
Kozmetik alanı istediğim bir şey. Bu işi biraz daha yola koyduktan sonra saç, cilt için özel kremler üretmeyi hedefliyoruz.
Bu yıl ihracat yapacağınız yeni ülkeler olacak mı?
Kore, İngiltere’ye ve Kuzey Avrupa ülkelerine gireceğiz.
Sizin hedefiniz nedir?
Nova Vera markasını kaliteli üretimle her yıl 2 kat büyütmeyi ve yurtdışına açmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Nova Vera bir zeytinyağı markası değil bir sağlık markası, çünkü zeytinyağı en sağlıklı ürünlerden ve bir şifa kaynağı.