Güncelleme Tarihi:
İptalle, üzerine kısıtlama koyulan yerlerle ilgili davanın “ön koşulu” olarak getirilen beş yıl süre sınırı AYM’den döndü. İptal kararı ışığında, imar planı kapsamında okul, hastane, yol olarak ayrılarak kamulaştırılması öngörülen, üzerinde kısıtlama bulunan yerlerle ilgili işlemlere dava açılmasına ilişkin yeni düzenleme yapılması gerekiyor.
ORANTISIZ KÜLFET
Kararda, beş yıllık süreden kaynaklı zararı karşılayacak düzenleme yapılmaması da eleştirildi. AYM, imar planıyla kısıtlama konulmasının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmadığı vurgulayarak, “Özel mülkiyette bulunan taşınmazların imar uygulamasında kamu hizmeti alanı olarak ayrılması yoluyla malike aşırı ve orantısız bir külfet yüklenmemesi gerektiği” uyarısı da yapıldı.
İKİ MAHKEME İKİ DAVA
Ankara 2. İdare Mahkemesi ve Adana 3. İdare Mahkemesi, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 6745 sayılı Kanun’la eklenen geçici 11. maddenin iptali istemiyle AYM’ye başvurdu. AYM başvuruları birleştirerek, 28 Mart’ta esastan görüştü ve iptal kararı verdi. İptal kararında, Kamulaştırma Kanunu’nun ek 1. maddesiyle idareye, 5 yıllık süre içinde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazları kamulaştırma veya mülkiyet hakkının kullanılmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapma yükümlülüğü getirildiği belirtildi. Beş yıllık sürenin ardından idari yargıya başvuru yapılabileceği anımsatıldı.
YENİDEN BAŞLATILIYOR
İptal kararında özetle şöyle denildi: “İtiraz konusu kuralda, imar uygulamasıyla getirilen kısıtlılık yönünden öngörülen beş yıllık sürenin maddenin yürürlük tarihinden itibaren yeniden başlaması hüküm altına alınmaktadır. Başka bir ifadeyle mülkiyet hakkından dilediği gibi tasarruf edebilmesi ve yararlanabilmesi kısıtlanan malikin kamulaştırma bedeline kavuşabilmesi veya söz konusu kısıtlılık hâlinin kaldırılarak mülkiyet hakkından yararlanabilmesi için geçmesi gereken beş yıllık sürenin yeniden başlaması söz konusu olmaktadır.
Kanun koyucu bu süre nedeniyle malikin uğradığı zararları telafi etmeye veya gidermeye yönelik herhangi bir düzenleme ise getirmemiştir. Üstelik bu kısıtlılık nedeniyle açılacak davalarda taşınmazı kullanamamaktan doğan zararların tazminine yönelik bir düzenleme mevcut olmadığı gibi itiraz konusu kural, yürürlük tarihinden önceki kısıtlılık sürelerinin de dikkate alınmamasına yol açmaktadır. Bu durum ise malike aşırı bir külfet yüklemekte ve kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozmaktadır. Dolayısıyla imar uygulaması sonucu taşınmazın kamu hizmetine tahsis edilmesi suretiyle getirilen kısıtlamaların Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yeniden başlamasına yol açan itiraz konusu kuralla mülkiyet hakkına yapılan müdahale orantılı değildir. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nm 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”