Avrupa’yı kilitleyecek

KALE Kilit 1953 yılında Sadık Özgür tarafından kuruldu. Türkiye’nin ilk kasa kilidini üreten ve Türkiye’den ilk kilit ihraç eden şirket Kale oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür döneminde de şirket büyümeye devam etti. Geçtiğimiz yıl ise şirketin CEO’luğuna Eczacıbaşı Topluluğu’nun yurtdışı operasyonlarındaki deneyimli ismi Zeki Şafak Ozan getirildi. Yeni teknolojilerle Çerkezköy’de entegre bir tesis kuran Kale Endüstri Holding, hem akıllı teknolojilere yaptığı yatırımı artırdı hem de yurtdışı hamlesine odaklandı. Kısa süre önce Türkiye’nin Güvenlik Araştırması’nı da yaptıran şirketin CEO’su Zeki Şafak Ozan’la konuştuk. 

YÜZDE 35’İ İHRACAT

Siz çok uzun yıllar Eczacıbaşı Topluluğu’nda çalıştınız. Ayrılmaya nasıl karar verdiniz?

- 24 yıl çalışmıştım. Yurtdışı görevlerde farklı ülkelerde farklı pozisyonlarda bulunmuştum. Çok dinamik bir dünyaydı. Misyonumu tamamladığımı düşündüm. Yolumuz Yönetim Kurulu Başkanımız Sedat Özgür ile kesişti. O da bana çok güzel bir hikaye anlattı; geleceğe yönelik hem vizyonunu yansıtan hem de bugün de sizin en azından bir bölümünü ziyaret ederken algılayabileceğiniz farklı bir yaklaşımı, 65 yıllık yolculuğun önemli bir aşamasını gördüm. Ben de bu yeni döneme eşlik etmeyi kendi kariyerim açısından heyecan verici buldum.

Kale Endüstri Holding deyince akla ilk Kale Kilit geliyor. Türkiye’de kaç evin kilidi Kale’dir?

- Yaptığımız pazar araştırmalarında Türkiye nüfusunun yüzde 70’inin ürünlerimizi kullandığını görüyoruz. Sadece anahtarla kilitle sınırlı olmayan çelik kapılar, pencere sistemleri ve son dönemde hayatımıza giren alarm sistemleriyle de Türkiye’nin her yerindeyiz. Burada Kale’nin kurucusu Sadık Bey’in bu alana girip, Türkiye’de alanındaki ilk yatırımları yapma öngörüsü var. 65 yıldır lider bir şirket alanında.

İhracatınız ne durumda? Hangi noktaya taşımayı planlıyorsunuz markayı?

- Yüzde 35’lik bir yurtdışı ihracat oranımız var. Rusya, Ukrayna, İran, Irak, Suudi Arabistan, Balkan ülkeleri öncü ülkeler. Şimdi biz güçlü olduğumuz bir dünyaya yeni bir dünya daha eklemek üzere bir yolculuğa çıkıyoruz. O da Avrupa. Benim geçmişimde önemli bir yer tutan İngiltere ve Almanya ve özellikle Almanca konuşan ülkeler yani Batı Avrupa yeni dönemde hayatımıza damga vuracak coğrafya olacak. O coğrafyaya açılma ile birlikte ihracat oranımızı ilk etapta yüzde 50’ye çıkarma hedefimiz var. Bu süreçte şirket satın alma konusunda da doğabilecek fırsatları kesinlikle gözardı etmiyoruz.

Eskiden bir anahtar vardı, şimdi yeni teknoloji her şeyi hızla değiştiriyor. Siz yeni teknolojiyi nasıl uyguluyorsunuz? Ar-Ge’niz, yazılımlar Türkiye’de mi yapılıyor?

- Grup yeni yatırımlar yaptı. Çerkezköy’de Avrupa’nın en büyük entegre üretim tesisini kurduk. Bu fabrika toplam 380 dönümlük bir arazi üzerinde, 110 dönümü kapalı olmak üzere kuruldu. Böylece tüm üretimimizi tek çatı altında toplayıp kapasite, verimlilik ve teknoloji anlamında yeni yatırımları orada hayata geçirdik. Çerkezköy fabrika toplam 300 milyon liralık bir yatırım. İkinci büyük yatırımımız ise Vadistanbul’daki Genel Müdürlük binamız. Bu bina için de yaklaşık 150 milyon lira yatırım yaptık. Bu bina içinde 450 metrekarelik bir showroom kuruyoruz. Birçok firma genelde sadece kilit ya da pencere ya da alarm sistemleri alanlarında faaliyet gösteriyor. Biz ise tüm bu alanlarda entegre bir hizmet sunabiliyoruz. Yine birçok başlıkta teknolojik özellikler gittikçe artan bir oranda parmak iziyle çalışan, görüntülü, yani sizin görünümünüzü hafızaya alarak çalışan sistemler ve bunların tetiklenmesiyle alakalı yenilikler var. Mobil uygulamalar da var.

Ar-Ge’de kaç kişi çalışıyor?

- Elektronik ürünlerde yurtdışındaki iş ortaklarımızla da birlikte geliştirme yapıyoruz ya da onların da yetkinliklerinden yararlanıyoruz. 26’sı mühendis olmak üzere Ar-Ge ekibimizde 50’yi aşkın çalışanımız var.

Mekatronik geleceğin mesleği deniyor, ne dersiniz?

- Dünya, sadece bizim iş alanlarımızla sınırlı değil. Her halükarda o elektronikle mekaniğin evlendiği gelişim alanlarına doğru kayıyor. Türkiye’nin en önemli gelişme alanlarından biri de endüstri ihtiyacı olan ara eleman dediğimiz o farklı alanlarda insanları yetiştirmek.

ZEKİ ŞAFAK OZAN KİMDİR?

İstanbul doğumlu olan Zeki Şafak Ozan, İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi. Üniversitede okurken İspanyol Havayolları şirketinde çalışmaya başladı. Dünyayı tanıma ve gezme isteğiyle doluydu. Daha sonra Türk Ekonomi Bankası’na (TEB) girdi. Bankacılık deneyiminden sonra ise 24 yıl çalıştığı Eczacıbaşı Topluluğu’na geçti. Eczacıbaşı Topluluğu’ndaki görevinin 18 yılı yurtdışında geçti. İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde çalıştı. Geçtiğimiz yıl ise Kale Endüstri Holding’in CEO’su oldu. Eşi Yunanlı olan iki çocuk babası Şafak Ozan, hafta sonlarını eşi ve ailesiyle Atina’da geçiriyor.

TÜRKLERİN YÜZDE 49’U KAPISINI KİLİTLEMİYOR

Türkiye’nin Güvenlik Araştırması’nı yaptırmışsınız. Nasıl sonuçlar çıktı?

- Future Bright Araştırma Şirketi ile 8 ilde 3150 kişiyle yaptık bu araştırmayı. Türkiye’de en fazla hırsızlığın olduğu şehirler neresi desem, büyük bir ihtimalle aklınıza gelenler İstanbul gibi büyük şehirler olur. Antalya, İzmir, Aydın gibi şehirler TÜİK verilerine göre en önde gelen şehirler. Mesela ev hanesine güvenlik deyince akıllarına ne geldiğini sorduğumuzda, ilk olarak hemen çelik kapı geliyor. Kapı olmazsa güvenlik olmaz gibi bir algı var. Kilit, kamera sistemleri bunlar ilk üç olarak tanımlanan güvenliğe istinaden algıyı yönlendiren unsurlar.

Elinizde istatistik var mı? Hırsızların kaçta kaçı kapıdan giriyor?

- Çok ağırlıklı olarak kapıdan giriyor. Bunda tabi bazı başlıklarda yükseklikte önemli bir rol oynadığı için başka alternatifi de olmuyor hırsızın. Görüşülen kişilerin yüzde 49’u gece yatarken kapıyı kilitlemiyor. Yüzde 38’i evden çıkarken kapıyı kilitlemiyor. Araştırma sonuçlarına göre de yüzde 13’ünün evine hırsız girmiş.

Genelde kötü bir deneyimden sonra mı önlem alınıyor?

- Maalesef öyle. Hatta kadınların yüzde 75’i hırsızlık yaşadıktan sonra evini değiştirmeyi düşünüyor.

KAPIDA ANAHTAR UNUTMA KAYGISI VAR

- Türk insanın güvenlik ile ilgili en büyük kaygısı yüzde 75 oranıyla hırsızlık

- Güvenlik konusunda ikinci en büyük kaygı hasarı önlenebilir konular ile ilgili; yüzde 64 ile yangın, yüzde 49 ile fişte/ocakta bir şey unutmak, yüzde 46 ile gaz kaçağı ve yüzde 37 ile su baskını.

-İnsanların neredeyse yarısı (yüzde 45), kapıda anahtar unutma kaygısı taşıyor.

SİSTEMLER BİRBİRİYLE ENTEGRE OLMALI

Sitelerde bile hırsızlıklar yaşanıyor. Sizce neyi yapamıyor site yönetimleri?

- Tek ürünle güvenlik sağlanmaz. Sistemler birbiriyle entegre olmayınca zafiyet oluyor. Yeni teknoloji aslında bize eve gelen temizlikçinin saatlerini bile kodlayabileceğiniz imkanları veriyor. Kimseye anahtar vermek zorunda değilsiniz artık.