Güncelleme Tarihi:
Bu durum özellikle bugüne kadar krize çözüm bulamayan siyasiler arasında ciddi gerginliğe yol açıyor.
Atılan bütün adımlara rağmen, Yunanistan umutsuz vaka olarak kabul ediliyor. İspanya’nın da başı dertte ve bu durum borç krizini çok daha ciddi bir boyuta taşıyor.
Kriz euro bölgesi arasında çatışmaları da ateşliyor. En son Alman politikacılar, açık bir şekilde Yunanistan’ın euro bölgesinden atılmasını talep etti.
Diğer yandan euro ülkelerinin bölgenin borç yükünü ortak paylaşmaları gerektiği yönündeki tartışmalar da arttı.
BANKALAR DA ENDİŞELİ
Krizde en büyük endişeyi ise bankalar güdüyor. Deutsche Bank’ın eski Başekonomisti Thomas Mayer, “Bankalar ve şirketler artık operasyonlarını lokal çerçevede finanse etmeyi tercih ediyor” dedi.
Bankalar zarar etmekten korktuğundan, sınırlar arası para akışı neredeyse kurudu.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) verilerine göre, euro bölgesi bankaları arasındaki kredi verme oranı, 2011 yazından bu yaza istikrarlı olarak düşüyor.
Haziran 2012’de bankalararası para transferi finansal krizin patlak verdiği 2007’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
ŞİRKETLER DAHA ENDİŞELİ
Euronun çökeceğine yönelik endişeler sadece bankalarla sınırlı değil. Geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük petrol şirketlerinden Shell yaptığı açıklamayla piyasaları salladı.
Shell’in mali işlerinden sorumlu genel müdürü Simon Henry, “Avrupa’da risk alma konusundaki istediğimizde bir değişim söz konusu” ifadesini kullandı.
Henry, kasasında 17 milyar dolar nakit bulunduran şirketin Avrupa’da risk almaktan çok ABD tahvillerine yatırım yapmayı tercih ettiğini söyledi.
Almanya’da yerel bir bankada analist olan Uwe Burkert, “Birçok şirket çoktan rotasını Avrupa’dan ABD’ye çevirdi. Artık Avrupalı bankalara yatırım yapmak istemiyorlar” dedi.